Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '20

 
Kategori
Siyaset
 

DÜNYA RESESYON BOMBASI

DÜNYA RESESYON BOMBASI TEPENİZDE

 

1976 SENDİKA KONFEDERASYONLARININ TALEPLERİ

           Ve CHP marjinal siyaset sokağına sapmış durumda. İktidar ne kadar başarılı olursa olsun, milletin iç dünyasında alternatif ikinci bir Parti olarak göz doldurucu siyaset yaparak, milletine güven vermesi gerekir.

           İktidarı yıpratacağım diye, Devlete asilik ve milli menfaatleri gözetmekten uzak gözükmesi ve milli menfaatleri siyasi hesapların gölgesinde bırakması milletin güven duygusunu örselemektedir.

 

           1976 yılında Ankara’da Türk-iş, Disk ve diğer konfederasyonlar tarafından gerçekleştirilen kurultayın sonuç bildirisinde yer alan talepleri Ak Parti iktidarı gerçekleştirdi.

 

1976 YILLARINDA DEVRİMCİLERİN VE İŞÇİ SINIFININ TALEPLERİ

-SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına bağlanmalı ve her hastanelerden işçiler faydalanmalı,

-Sağlık hizmetlerinin ücretsiz olması,

-Genel sağlık sigortası ile tüm halk sağlıktan yararlanmalı,

-Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulması,

-İşsizlik sigortası kurulması

-İş güvencesi yasası çıkarılması,

-İş Sağlığı ve Güvenliği kurumsallaşarak daha etkin görev yapması,

-141, 142 ve 146. maddelerin kaldırılması,

-Herkesin düşüncesini açıklaması, bu doğrultuda örgütlenebilmesi,

-Memurlara sendikaya üye olma hakkı verilmesi, Sendika kurup grev hakkı verilmesi,

-Memurların Dernek kurma ve örgütlenme hakkı verilmesi, siyasi partilere üye olabilmesi,

-Grev ve lokavt hakkının yasallaşması,

-Sigortasız işçi çalıştırılmasının önlenmesi vs.

             Bunların hiç birinde ne Yazık ki 1974, 1977-1979, 1991-1995 ve 1998-2002 CHP iktidarı döneminde çözülmediği gibi gündeme bile gelmedi.

              1999 yılında batırdıkları SSK’yı kurtarmak için 4447 sayılı kanunla emekli yaşını 60-63 yaşa yükselterek bu gün iktidarı sorumlu tuttukları EYT sorununu ürettiler.

               Aynı 4447 sayılı kanunla; işçi emeklilerinin emekli maaşı artışı hesaplanmasında katsayı esasına bağlı olmaktan çıkarıp, hem TEFE-TÜFE ye bağladılar ve kamu refah payından mahrum ettiler.

                Yine aynı kanunla; işçi emekli maaşı hesaplanmasında, 5000 yevmiyenin karşılığı, son beş seneki prime esas kazançların ortalamasının yüzde 60 iken, son 10 yıl ve sonraki yıllarda tüm çalışmışlığın ortalaması esas alınması ön görüldü. Ayrıca beş yıllık çalışmışlığın karşılığı yüzde 60 dan yüzde 50 ye indirildi.

                   Beş senelik çalışmışlığın karşılığı yüzde 50 olmakla beraber beş senelik çalışmışlıktan sonra her 240 prim/gün çalışmışlığa bir puan eklenerek yüzde 51 vs artması kaldırıldı.

 

                  Şimdi Ak Parti iktidarı 1999/4447 sayılı CHP’nin dışardan destekli DSP hükümetinin çıkardığı bu yasadan günümüze meydana gelen işçi emekli maaş kayıplarını telafi için “intibak” uyguladı iki sefer. 100-450 tl artışlar oldu maaşlarda.

 

                   Karl Marks’ın feodalizm ile başlayıp liberalizm ile sürüp giden kapitalizm çökecek sosyalizm gelecek diyalektiği gerçekleşiyor gibi.

 

                   1910 yıllarında reel para ölçüsü altın ve gümüştü. Her ülke altın-gümüş rezervi kadar para basabilirdi. Ve bütün ülkelerin paraları altına göre değer alırdı. Rezerv para birimi altın-gümüştü.

                   2.Dünya savaşından sonra galip devletler dünya rezerv parası olarak Doları belirledi. 1971 yılına kadar dolar altın rezervi kadar basılırken, ABD dolar basmak için altın rezervine esas almaktan vaz geçti. 

                  1910 yılından bu yana özellikle 1941 den bu yana o kadar karşılıksız para basmış ki 1911 yılından bu yana dolar %99 değer kaybetmiş. Ülkelerin merkez bankaları altın-gümüş rezervlerinden türev kağıtlar üreterek piyasayı paraya boğmuşlar.

                    Bu türev para rezervi gerçek paranın iki katına çıkmış, bankalar para rezervleri kadar türev üreterek, olmayan parayla kredi açmışlar.

                Dünyada dolaşımda bulunan para 250 trilyon dolar deniyor. Ama dünya da dolaşımda bulunan para (türevlerle birlikte) 500 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Yani 250 trilyon dolar borç rezervi var. 2008 krizi ve şimdide COVİD-19 nedeniyle üretimin durmasıyla küresel resesyon geldi çattı.

                250 trilyon dolar karşılıksız ve sadece kıymetli kayıttan ibaret karşılıksız para buhar olacak her kesin elinde kağıt kalacak. Kimse elindeki kağıtları paraya çeviremeyecek. Yani resesyon.

 

                1912 yılında 1 ons altın (31,1034807 gram) 18,93 dolar iken bu gün1 ons altın 1.735,91 dolardır.

 

                 Dünya bu halde iken, CHP Ak Parti iktidarına en yakın adayken, dünyayı ve gidişatını okuyamıyor. Yarın iktidara gelsin diye millet destek verse ne yapacağını bilemeyecek gibi görünüyor. Bu durum millette ayrı bir güvensizlik sendromu pompalıyor.

                 Öyle bir ideolojik körlük içindeki; “bize millet muhalefet görevi verdi, iktidar doğru güzel de yapsa alkışlayacak değiliz” diyorlar.

                  Bu uyku modu CHP de tabanını da etkisi altına almış olmalı ki, İzmir’de sokak röportajında CHL vatandaş, “biz Cumhuriyet çocuğuyuz, çağdaş ve moderniz” “Peki Ak Parti iktidarı çok büyük başarılar elde etti buna ne diyorsunuz? Sorusuna “yine o partiye oy vermeyiz çünkü biz çağdaş ve moderniz” cevabı veriyorlar.

                

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..