Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '13

 
Kategori
Özel Günler
 

Dünya Süt Günü ve Kooperatiflerin Önemi

Dünya Süt Günü ve Kooperatiflerin Önemi
 

Süt insanoğlunun en eski besin kaynaklarından biridir. Besin olarak protein, kalsiyum, fosfor, B2 ve B12 vitamini bakımından zengindir.  İnsanların sağlıklı beslenmesinde oynadığı rol nedeniyle her çağda önemini korumuştur. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere sağlıklı ve dengeli beslenen bir toplum oluşturmak, zihinsel ve bedensel gelişimini tamamlamış sağlıklı nesiller yetiştirmek için her ülkenin ihtiyaç duyduğu gıdaların başında gelmiştir.

Süt üretimi ve tüketimi tüm dünyanın önem verdiği konular arasındadır. Gelişmiş ülkelerin en göze çarpan özelliklerinden biri tarımsal üretim içinde hayvancılığın payının yüksek olması, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelere göre daha fazla süt tüketilmesidir. Dünyadaki artan nüfus yanında daralan tarım alanları karşısında Birleşmiş Milletlerin özel önem verdiği konuların başında hayvansal gıda kaynaklarının artırılması içinde süt üretimin artırılması gelmektedir. Bu çerçevede dünyadaki açlık tehlikesi ve beslenmeden kaynaklanan sorunların çözümünde süt üretimi ve tüketiminin artırılmasına çalışılmaktadır. Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde bu doğrultuda kırsal kesime yönelik uygulanan projelerde süt hayvancılığının geliştirilmesi ön planda yer alan çalışmalar arasındadır.

Bugün ülkemizde üretilen sütün % 90’nından fazlası inek sütüdür. Ülkemizdeki süt üretimi yaklaşık 15 milyon ton iken kişi başına tüketim 187 kg civarındadır. Buna karşılık ayni veriler AB ülkelerinde üretim 145 milyon ton, kişi başı tüketim ise 313 kg’dır. ABD’de ise üretim 89 milyon ton kişi başı tüketim 265 kg ‘dir.

Ülkelerde Sütün önemi konusunda toplumu bilinçlendirmek ve süt tüketiminin artırılması için Uluslararası Sütçülük Federasyonu'nun (İnternational Dairy Federation- IDF) 1956 yılında aldığı bir kararla, her yıl 21 Mayıs günü, federasyona üye tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de “Dünya Süt Günü” olarak kutlanmaktadır. IDF 1903 yılında kurulan dünyadaki 56 ülkenin üyesi olduğu, Merkezi Belçika/ Brüksel’de bulunan uluslararası bir sivil toplum örgütüdür. Süt konusunda önemli çalışmalar gerçekleştirmektedir. Birleşmiş Milletlere bağlı gıda ve sağlık örgütleri ile sağlık ve beslenme konularında ortak çalışmalar yürütmektedir. 

Dünya Süt Günü 1991 yılından beri ülkemizde de kutlanmaktadır. 21 Mayıs Dünya Süt Günü'nün içinde bulunduğu 21 - 28 Mayıs tarihleri arası da ‘Süt Haftası' olarak kutlanmaktadır. Bu hafta içinde süt konusunda toplumu bilgilendiren ve tüketimini artırmaya yönelik etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde 21 Mayıs Dünya Süt Günü olarak kutlanmakla birlikte Birleşmiş Milletler Örgütü de 1 Haziran’ı Dünya Süt günü olarak kabul etmiştir. 2001 yılından beri örgüte üye tüm ülkelerde bu tarihte dünya süt günü kutlamaları yapılmaktadır.

Ülkemizde Dünya Süt Gününü kutlarken sütün öneminin topluma anlatılması ve tüketiminin artırılması yanında süt politikalarını belirleyen siyasi ve ekonomik çevrelerin kaliteli ve yeterli miktarda süt üretimi ve pazarlaması konusunda duyarlı olmaları gerekli ve dünyadaki uygulamaları dikkate alarak düşünmeleri gereklidir. 1980 sonrası izlenen ekonomik politikalar sonucu hala süt konusunda sorunlarını çözememiş olmanın nedenlerini ve nerede hatalar yaptığımızı çok iyi okumamız gereklidir.  

Dünyada süt üretim ve pazarlamasında kooperatiflerin rolü küçümsenmeyecek boyutlardadır. Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere kooperatifler pazarda üretimden tüketime kadar olan zincir içinde en önemli payı almaktadırlar. Ülkemizde süt pazarlamasında denge unsuru olarak yer alan kamu kuruluşlarının özelleştirilmesi ya da kapatılması sonrasında tüm pazar adeta özel sektöre bırakılırken, gelişmiş ülkelerde bu görevi kooperatifler üstlenmiş ve başarı ile de yerine getirmiştir.

Bugün AB’nin başta gelen ülkeleri olan Danimarka, İsveç, Finlandiya, İngiltere, İrlanda, Hollanda ve Portekiz’de tarımsal kooperatiflerin süt pazarındaki payı % 90 ve üzeri,  Almanya, Fransa, Belçika’da % 50 ve üzeri, İtalya’da % 38, Bu oran ABD, % 70, Yeni Zelanda’da % 90’ların üzerinde iken ülkemizde süt pazarında kooperatiflerin payı % 2’ civarındadır.

Süt dünyada ilk dayanışma örneklerinin sergilendiği ve kooperatifçiliğin temeli olan dayanışma ve birlikteliğin oluştuğu tarımsal üretim alanlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşadığımız Anadolu coğrafyasında yüzyıllardan beri kırsalda yaşayanlar kendi aralarında birçok dayanışma örneği ortaya koymuşlardır. Bunlardan biri sütü toplu işleme ve değerlendirme geleneğidir. Süt üretiminin az, biriktirmenin de zor olduğu dönemlerde üreticiler her gün ürettikleri sütü bir komşuda toplayarak toplu işleme modeli oluşturmuşlardır. Böylece yeterli üretimi, uzun dönemde süt biriktirme ve değerlendirme imkânı olmayan aileler verimli bir üretim yapma imkanı bulmuşlardır. Hatta bugün bile özellikle hayvanlarını yaylaya çıkaran aileler arasında bu gelenek sürdürülmektedir. Tabii dünyanın çeşitli bölgelerinde buna benzer dayanışma gelenekleri vardır. 20 yüzyılın sonunda itibaren sanayileşmenin ardından, şehirleşmenin artması, süt tüketiminin yükselmesi ile birlikte bu gelenekler kooperatiflerin çatısı altında daha modern işletme modeli haline dönüşmüştür.     

Süt üretimi dikkat isteyen ve en kısa zamanda değerlendirilmesi gereken bir üretim alanıdır. Gerek sütün üretim aşamasında gerekse değerlendirme aşamasında azami önemin verilmesi gerekmektedir. Damızlık seçiminden, besin değeri yüksek yem üretiminden, sütün saklama, taşıma ve değerlendirme aşamalarında teknik bilgi ve donanım istemektedir. Bu nedenle süt üretiminin her aşamasında eğitime ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer taraftan Pazar taleplerine uygun üretim ve üretim dönemlerinden kaynaklanan fiyat dalgalanmalarından korunmak,   pazarlarda sürdürülebilirliği sağlamak için pazarın takibi gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerde süt üreticileri bu gerçeği görerek yıllardan beri kooperatiflerin çatısı altında yer almışlar ve pazardan daha fazla pay almanın yolunu bulmuşlardır. Sadece üretmekle kalmayıp süt sanayi ve ticaretinden de pay almışlardır. Zaten başarılarının altında yatan sırda buradadır.

Bugün dünyanın en büyük ekonomik gücü haline gelen AB’de ekonominin en büyük oyuncuları arasında yer alan kooperatiflerin başta gelenlerini süt üretimi ve işlemesi ile ilgili kooperatifler oluşturmaktadır. Dünyanın en büyük süt işleme tesisleri arasında kooperatiflere ait tesisler bulunmaktadır. Danimarka ve İsveç’te faaliyet gösteren Arla Food, Yine Hollanda’da Freisland Coberco Dairy Foods ve Campina, İrlanda’da Kerry, Glanbia ve Irısh Dairy Board, Almanya’da Humana Milcunion ve Nordmilch,  Fransa’da Sodial, Finlandiya’da Valio Group bunlardan birkaçıdır. Yeni Zelanda’da Fonterra Süt Kooperatifi tesisleri ile dünyanın en büyük süt kooperatif olma özelliğini taşımaktadır.  

 Bu tablodan sonra ülkemize baktığımızda pazarımızın neredeyse tamamına özel şirketler hakimdir. Parçalı özellik gösteren farklı alanlarda hizmet veriyor gibi görünen tarımsal amaçlı kooperatif üst örgütlenme yapısı içinde neredeyse tüm kooperatiflerin çalışma alanı süt üretimi ve pazarlaması olarak görülmektedir. Tabii süt pazarlaması ağırlıklı olarak soğuk zincir içine alınmaya çalışılan sütün pazarlamasına yöneliktir. Süt mamulleri üretiminde de kooperatiflerin payı oldukça düşüktür. Bu nedenle kooperatifler pazarda fiyatların belirlenmesinde çok etkin olamamakta, bölgesel olarak bazı kooperatiflerin süt ve süt mamullü üretim ve pazarlamasında örnek çalışmaları ile elde edilen avantajlar olmasına rağmen ülke genelinde özel firmalar fiyatları rahatlıkla etkileyebilmektedir. Süt üreticilerinin önemli bir bölümü yem fiyatları artışı karşısında beklediği fiyatı alamamaktadır. Özellikle üretimin çok olduğu dönemlerde meydana gelen fiyat düşüşleri üreticilere büyük zararlar vermektedir. Sonuç olarak; güçlü bir kooperatif yapısı oluşturamamanın cezasını çekmektedirler.

Kooperatiflerin sadece üretilen sütün toplanması ve pazarlanmasında oynadıkları rol yeterli gelmemekte, sütün yoğun olduğu dönemlerde de sütün işlenmesine yönelik yatırımlar yapması gerekmektedir. Kooperatiflerin güçlenmesi ve pazarda etkin olması yöneticiler kadar ortakların kooperatiflerine sahip çıkması ile başarılacak bir iştir. Kaldı ki devlet her dönemde artısı ve eksisi ile kendi politikası çerçevesinde süt üretimine destek olmuş ve sektörün gelişmesi yönünde politikalar izlemiştir.

Pek tabii ki hükümetlerin uygulamada başarıları kadar eksiklikleri de olmuştur. Ancak burada en büyük iş süt üreticilerinin örgütlenerek sorunlarını çözebileceklerine inanmaları ve ona göre yol haritalarını çizmeleridir. Özellikle güçlü kooperatifleri ile ekonomik ve sosyal olarak süt politikalarını etkileyecek güce kavuşmalıdırlar.

Süt üreticileri örgütlenmede dönem dönem hükümetlerce verilen bazı fırsatlara, örgütsel kolaycılığa ve korumacılığa güvenmek yerine kendi iradelerini, kendi güçlerini ve birikimlerini kullanarak güçlü kooperatiflerin yaratılmasına çaba göstermelidirler. Süt üretiminde ve tüketiminde başta gelen ülkeler bugünkü başarıya büyük ölçüde kooperatifleri aracılığıyla ulaşmışlardır. Odağında insan olan, ortak faydaya odaklanan kooperatifçilik felsefesi içinde başarıyı yakalamışlardır.

Bir Dünya Süt Gününü kutlarken bilmemiz gereken gerçek süt üreticilerinin kooperatifleri ile etkin olmadığı bir pazarda sorunların hiç bitmeyeceğidir. Süt fiyatlarındaki oynamalar ve hatalı politikalar karşısında hayvanını kesime gönderen, borç içinde tüm varlığını yitiren çiftçilerin feryatlarının dinmeyeceğidir.   

http://www.tepge.gov.tr/Dosyalar/Yayinlar/525b600d253548e8a40ac25b8e1bae9c.pdf

http://www.fao.org/fileadmin/templates/est/COMM_MARKETS_MONITORING/Dairy/Documents/WORLD_MILK_DAY_2012.pdf

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..