Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '15

 
Kategori
Deneme
 

Dünya yaşam isimli bir okul

Dünya yaşam isimli bir okul
 

Görsel alıntı


Taşıdığımız can, alıp verdiğimiz nefes, bizi yönlendiren, bizi düşündüren, bizi konuşturan akıl, fikir bizim değil. Yaradan tarafından bize ihsan edilmiş emanetlerdir.

Emanetlerle yaşıyoruz, konuşuyoruz, uyuyoruz, uyanıyoruz, yürüyoruz, sevinçleri, acıları, hüzünleri paylaşıyoruz.

Emanetler gerçek sahibine dönerse, biz etten, kemikten ibaret, hiçbir işe yaramaz toprak yığını haline geliriz.

Efendim, bırakın bu içi boş sözleri üç, beş günlük dünyada yaşam sıkıntıya, üzüntüye değmez. Zevki, sefayı burada yaşamalıyız. İstediğimizi yaparız hiç kimseye de hesap vermeyiz.

Helal, haram, yetim, öksüz bunlar hikâye. Yeter ki gelsin, nereden gelirse gelsin, kimin olursa olsun. Hatta nereden inceyse oradan kopsun diyorlar.

Böyle düşüncesiz, temeli çürük tahlilsiz sözleri rüzgâr alır götürür, nişaneleri bile görünmez.  

Yaşam üzüntüye de, düşünmeye de değer.

Yaşam boş verilmez, boş vere, boş vere ne hale geldik sözleri sizi, bizi hiç düşündürmeye sevk edip, ahval-i hayrete götürmüyor mu? 

Dünya üç, beş günlük olsa da yaşamı ciddiye almalıyız, düşünmeli ve dönüşü olmayan en acılı ayrılık ölümü hatırlamalıyız.

Dünyaya gelişi ve hayatı hikâye olarak görürsek, gerçeği değiştirirsek yaşam okulunda sınıfta kalırız.  

Vicdanı yaralayıp karalarsak, sevginin, çimlerini, kurutursak, saygının örtüsünü değiştirirsek, mutluluğun özüne zararlı katkılar katarsak, güveni, yok edersek yaşamdan beklenen gayeye ulaşamayız.

Dünyaya geliş bizim isteğimiz değil, İlahi gücün isteği.  

Ruhumuzun, aklımızın, nefesimizin, yüreğimizin de içinde saklı bulunduğu ve ömrümüzün sonuna kadar bizimle beraber olacak bir vücuda sahibiz. Yaşam insana tuval sunar. Kişi sunulan resme sahip çıkmaz ise resim başkasının eline geçer,

Yargılamalar insanların davranışlarını korumak içindir. Ahlaki olmayan yaklaşımlarla yaşamın kıyısına varabiliriz  ancak, karşıya geçemeyiz.  

İyi insanlar, kötü insanlar, acı olaylar, sevinçli olaylar kişiler için birer aynadır.  

Yeryüzünde yaşam isimli okula kayıt olmuş, yaşam derslerine çalışan öğrencileriz. Bütün olaylar, bütün acılar ve sevinçler birer evrensel öğretmenlerdir, onlardan dersler alıyoruz.

Yaşamın dersleri zordur, derslerinde başarılı olmayan insanlar ( öğrenciler ) aynı derslere devam eder. Giderek dışsal sorunlar içsel sorunlar haline gelir. İçsel sorunlar, ( engeller ) ortadan kalkmadıkça dış sorunlar ortadan kalkmaz.

Evrendeki acılar, olaylar insanların dikkatlerini çekmek içindir. Yanlış davranışlar değişmedikçe, hatalardan dönülmedikçe yaşamın derslerinde başarılı olmak imkânsız.

Evrende, bildiklerimiz, duyduklarımız, öğrendiklerimiz, bakışlarımız birer dersin sonuçlarıdır. Elbette başkalarının ruh yasalarını da dinlemek ve iyi olanları değerlendirmek gerekir.  

Dünyadaki yaşamı daha iyi kılmak için akıl ve vicdan kılavuzluk görevlerini iyi yapmalıdır. Büyümek, gelişmek bir deneyim sürecidir. Başarı kadar yenilgiler de bu sürecin bir parçasıdır.

Hayatın dersleri çeşitli biçimlerde anlatılır, yapılan her hatadan yeni bir ödev çıkarılır. Dersleri tam öğrendikçe yeni derslere geçilir. Yeni sınavlar yapılır.

Davranışlar, sözler, bakışlar değiştiği zaman, yaşam derslerinden birini daha öğrenmiş olacağız.

Doğru ile yanlışın varlığından ziyade ikisinin meydana getirdiği sonuçlar önemlidir.

Ey insanoğlu, yaşam okul öğrencisi; Sana ihsan edilen emanetleri hiyanette, ihanette, hırsızlıkta, haksızlıkta, vefasızlıkta ve kötülükte kullanma. Emanetleri hayırda, yararda, iyilikte ve güzellikte kullan

Buradan daha iyi bir gerçek, buradan daha iyi bir daimi “ orası “ vardır. Esas daimi dünya orasıdır.   

Dünya yaşam isimli bir okul, insanlar yaşam okulunda öğrenci, hayat bir sınav. Bu sınavda yaşam hiçbir zaman kurban seçilmez. Başarısız insanlar kurban seçilir.  

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                                    

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..