Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '18

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Dünyada Başka Meslektaşı Olmayan Bir Sanatçı

Dünyada Başka Meslektaşı Olmayan Bir Sanatçı
 

Gazanfer ERYÜKSEL
 
Batuhan Bozkurt dünyada başka bir meslektaşı olmayan bir sanatçı… Kendisinin keşfettiği “Taş Mozaik” tekniği ile yaptığı tablolar, büyük bir emekle sanata dönüşmektedir. Çünkü sanatçı, tablolarında boya kullanmıyor, renklendirmeyi de dünyanın dört bir tarafından elde ettiği renkli taşları kırıp eledikten sonra ortaya çıkan ve kum tanelerine benzeyen taş parçacıklarıyla gerçekleştirmektedir. 
 
1950 Adana - Osmaniye doğumlu Batuhan Bozkurt Mersin Öğretmen Okulu'nda öğrenci olduğu yıllarda öğretmen olan babasını kaybeder. Duyduğu büyük acının yanı sıra okulda parasız kalması onu çok üzer. Ne de olsa yatılı okuyan bir çocuktur ve ailesinin yanında olmadığı bir ortamda yetim kalmıştır. Üstelik yetim maaşı bağlanana kadar da harçlıksız kalmıştır. Yağlı boya çalıştığı bir tablosu vardır ve onu bir an önce bitirmek istemektedir. Tablodaki orman alanını boyayacak yeşil boyası bitmiş ve eli kolu bağlanmış, resim yarım kalmıştır.
 
Deniz kenarına gider, çakıl taşlarının üzerine oturur; babasızlığı ve parasızlığı düşünürken, çaresizlik içinde ağlar. Oradaki çakıllardan birinin üzerine düşen gözyaşıyla ıslanan taş harika bir orman yeşilini ortaya çıkmıştır. Bu, istediği, tablosundaki eksik olan yeşildir. Taşı alıp, okula gelir. Çocuk aklıyla, taşı eritip, yeşil boya yapacaktır. İş atölyesinde pompalı gaz ocağını yakar, taşı bir cezvenin içine koyup, ocağa yerleştirir. Taş bir türlü erimez, ocak tam yanmamakta, gaz kaçırmaktadır. O da habire ocağı pompalamakta ve saatler geçmektedir. Sızan gaz onu bayıltır. Ve İş-Teknik öğretmeni onu baygın bulur. Olayı anlayan öğretmen bu azimli ve yetenekli öğrenciye yardım eder. "Taşı kırarak resme mozaik gibi yapıştırmasını" söyler. Artık Batuhan Bozkurt'un taş resim serüveni başlamıştır. Tablosunu tamamlamış ve bu tablo açılan sergide iyi bir fiyata satılmıştır. 1.250 Liraya… Bu parasının 600 lirasıyla babasının mezarını yaptırır. 
 
Okuldan mezun olduktan sonra, öğretmenlik yaptığı köylerde, boş zamanlarında tekniğini iyice geliştirmiş ve bu günlere taşımıştır.
 
"Taşlarla resim yapmak, taşlarla hikâye anlatmaktır." diyen Batuhan Bozkurt, kendi hikâyelerini, duygu ve düşünüşlerini, doğal renkli taşları, dövüp, eleyip ve resimlerine yapıştırarak anlatmaktadır. Yapıştırma malzemesi ise diş hekimlerinin kullandığı diş dolgu malzemesidir. Ve bu resimlere dokunulabilir, hatta bu resimleri tazyikli su ile yıkayabilirsiniz. 
 
Batuhan Bozkurt, Almanya'da Karlsruhe Kunst Enstitüsü'nde iki yıl (1981-1983) misafir öğrenci olarak eğitim görmüş. On bir yıl Muğla ve Malatya'da Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Güzel Sanatlar Galeri Müdürlüğü'nde, 2004-2009 İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nde Güzel Sanatlar Şube Müdürlüğü'nde çalıştıktan sonra emekli olmuştur.
 
Batuhan Bozkurt'un Muğla Müzesi'nde bir eseri, Yurtiçi ve yurtdışı özel koleksiyonlarda da eserleri yer almaktadır. 
 
Batuhan Bozkurt kendi hikâyesini şu cümlelerle anlatmaktadır.
”Köy öğretmenliği yaptığım yıllarda, elektriği olmayan dağ köylerinde bile gaz lambası ışığında bu resim tekniğiyle çalışmalar yaptım. Bu zamana kadar kullandığım taş boyutlarını küçülterek, bulgur büyüklüğüne getirdim. Böylelikle bir resimdeki tüm ayrıntı ve ışığı taşlarla vermeyi başardım. 20 yıl tek boyutlu çalışmalar yaptım, son 24 yıldır da üç boyutlu çalışmaları sürdürüyorum.
 
Dada felsefesini anımsatan kolaj çalışmaları ve sürrealist resimlerin yanı sıra minyatür çalışmalarını da özgün bir tarzda üç boyutlu hale getirerek çalışmaları sürdürüyorum.
Gerek atölyede gerekse sergilerde resimlerin yanına hep ‘Resimlere lütfen dokununuz’ diye yazıyorum. Çoğunlukla bunun bir kinaye olduğunu varsayılarak uzak duruluyor. Ben ciddiyim. Bu niyetimi belirtince ürkek tavırlarla dokunuyor sanatseverler. Resimlere dokunanlar genellikle taşların enerjisinin olup olmadığı hakkında sorular yöneltiyor.
Dokunmanın hiçbir zararı olmaz. Resimleri en tazyikli sularla defalarca yıkayarak test ediyoruz. Bu tekniğe özgü mineral modern mozaik çakıl taşı resim tekniği olarak Almanya’dan patent aldım. Yurtdışında Almanya, İngiltere, İsviçre, Fransa, Kıbrıs ve Kahire’de, yurtiçinde ise İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Malatya, Mersin, Muğla, Adana, Urfa, Elazığ, Maraş, Bursa’da olmak üzere birçok sergim oldu.” 
 
Renkli taşları bulma konusunda ise Türkiye ve dünyada pek çok yardımcısı olduğunu söyleyen Bozkurt, renkli taş bulabileceği Afrika, Amerika ve Asya gibi kıtalarda, irtibat kurduğu dost ve arkadaşları sayesinde taşları Türkiye’ye getirtmektedir. 
 
Taşların Türkiye’ye getirilmesinden sonra bu kez de başka bir serüven başlamaktadır. Öncelikle taşları yıkayan Bozkurt, daha sonra kırma işlemine geçiyor. Bazen aynı taş parçası üzerinde bir kaç renk alternatifi olduğunu belirten ünlü sanatçı, bunları da büyük bir sabırla renklerine ayırıyor. Renk ayırma işlemi sonrası bu kez de küçük parçaların havan içinde dövülerek inceltilmesi işlemine geçilmektedir.
 
Adeta kum parçacıkları görüntüsüne getirilen taşlar, tozlardan kadın çorapları içinde elenerek arındırılmaktadır. Bir kez daha yıkanan parçalar artık ‘Taş Mozaik’ sanatı için uygun hale gelmiş demektir.
 
Yaklaşık 700 çeşit taşın yer aldığı atölyesinde Hemalit, pirit, likit, serpandit, manganez, safir, bazalt, mermer, granit gibi kıymetli ve yarı kıymetli mineraller, Bozkurt’un, kontrplak ve MDF üzerine çizdiği resimlerin üzerine özel bir yapıştırıcıyla yapıştırarak birer sanat eserine dönüştürülmektedir. Tablolarının yapımı ise boyutuna ve figürlerin çokluğuna göre ortalama 3,5 – 4 ay süren sanatçının en uzun süren yapımı ise 2,5 yıldır üzerinde çalıştığı Raffaello’nun ‘Felsefe Okulu’ adlı eseridir. 
 
İnsan, canlılar arasında bir gün öleceğini bilen tek canlı türüdür. Ve insanın ölümü yendiği tek yer ise sanattır… 
 
 
 
Toplam blog
: 227
: 584
Kayıt tarihi
: 16.12.15
 
 

1952 Yılında İstanbul'da doğdu. Pertevniyal Lisesi'ni ve İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akad..