Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '14

 
Kategori
Futbol
 

Dünyada bir ilk: Kadınlara ve çocuklara mahsus stat!..

Dünyada bir ilk: Kadınlara ve çocuklara mahsus stat!..
 

Spor Toto Süper Lig’in ikinci yarısı önemli bir kural değişikliğiyle başladı.Oysa kurallar sezon başında saptanır; herkes önlemini ona göre alır. Kurallar oyun sürerken değişirse, bunda başka hesaplar arayanlara söylenecek fazla söz olamaz. Kuşkusuz, kurallar değişikliği kimine yarayacak, kimine zarar verecektir.

"Futbol Disiplin Talimatı”nın “çirkin ve kötü tezahürat” ilgili maddesinde değişiklik neydi?

"120 saniye" sınırlaması, eyleme katılanların yüzdesi...

Yani?

Sürede “sıfırlama”, kişi sayısına bakılmama...

Böylece olunca da, taraftar ağzını bir iki saniye de açsa, takımına ceza kapıda...

Önce, para cezası...

İş, sadece para cezasıyla kalsa, ödersin parayı olur biter. Ama “çirkin ve kötü tezahürat”, 4. kez olunca,  “bir müsabakayı seyircisiz oynama cezası” başlıyor.

"Seyircisiz” denmesine bakmayın; tribünler, kadınlara ve çocuklara açılıyor.

Yani?

Kadınlar ve çocuklar, “seyirci”den sayılmıyor.

Ayrımcılık mi desek, kadınları ve çocukları adamdan saymamak mı desek..

“Çirkin ve kötü tezahürat”ın 7. kez yinelenmesinde 2 maç ceza; ama sonrası yok.

Niye ki?

Mutlaka, bunun bir nedeni vardır.

(Gelecek sezon, bu sezon istenenler elde edilince, değişir gider bu kural.

Anımsayalım, geçen sezon, "otomatik cezanın ertelemesi" diye bir yol icat ettiler. Şimdi yok. Bundan kimlerin yararlandığı, neler elde edildiği unutuldu gitti.)

*****

"Müsabakayı seyircisiz oynama" cezası, daha çok, Fenerbahçe’nin başını yakacağa benziyor.

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı, bu gidişle, “erkek seyirciler”a kapatılacak!.. Stat, artık, “aileye mahsus”, “kadınlara mahsus” misali kadınlara ve çocuklara mahsus stat unvanını kazanacak.

Demek ki, kadınlara ve çocuklara gün doğdu!

PFDK, deplasmanda oynanan Elazığ maçındaki “çirkin ve kötü tezahürat”tan ötürü, bu eylem 4. kez olduğu için, Gençlerbirliği maçı için cezayı kesmiş oldu.

“Çirkin ve kötü tezahürat"ın kapsamı ne?

Sözgelimi, Fenerbahçe-Kasımpaşa maçının gözlemcisi, “çirkin ve kötü tezahürat” unsuru, yani “küfür” olarak, bilmem kaç saniye “Mustafa Kemal’in askerleri” bağrıldı diye yazıyor.

“Gözlemci”, “temsilci” unvanların alanların, raporlarına yazıp çizdikleri ne ölçüde sağlıklı, tutarlılık gösteriyordur?

PFDK, bunlara itibar ettiğine, gerçekten öyle mi değil mi sorgulamadığına göre, ceza kesmekte duraksamıyor; “talimat”ın gereğini yapıyor.

*****

Fenerbahçe’nin kalan maçlarına bakınca, gelecekle ilgili “manzara-ı umumiye” şöyle seyredecek gibi:

Fenerbahçe, haftaya Trabzon’a gidiyor.

(Haberlere göre, Trabzonspor, bu hafta Konya’da oynayacağı maça Trabzonspor taraftarının stada alınmaması için Konya Valiliği’ne başvuruyor.

Niye?

Trabzonspor, olur ya taraftar, “çirkin ve kötü tezahürat”ta bulunur, ceza alır.

Demek ki, Trabzonspor, haftaya oynanacak Fenerbahçe maçı için önlen alıyor.

Konya'da yaşayan Trabzon taraftarı buna acaba ne der ki?)

Fenerbahçe taraftarı Avni Aker’de olmayacağına göre, Fenerbahçe'nin “çirkin ve kötü tezahürat”tan ceza alması da olmayacak. Sonrasında Kayseri Erciyes maçı, her cinsten ve yaştan taraftara açık olacak.

Fenerbahçe, daha sonra, Gaziantep’e gidecek. Burada “çirkin ve kötü tezahürat” olasılığı var. Bu bakımdan, sonraki hafta, Bursaspor maçı da kadınlara ve çocuklara olabilir.

Fenerbahçe’nin yolu, Lig’in 28. haftasında TT Arena’ya düşecek ve kendisine zarar verecek “çirkin ve kötü tezahürat”tan kurtulacak. Böylece olunca da, Antalya maçı da her cinsiyetten ve yaştan seyircilere açık olacak. Ama...

Sonrasında Beşiktaş’la deplasmandaki maç da kurtarıcı olacak. Rize maçı da kadınlara ve çocuklara olabilir.

Geldik mi, sondan 3. haftaya, Akhisar maçına... Orayla bağlantılı bir ceza, Karabük maçını sadece kadınlara ve çocuklara açacak.

Ve Süper Lig, Fenerbahçe açısından Kayseri’de bitecek.

Görülüyor ki, çok ince hesaplar yapılmış!..

“8. kez olunca ne olacak?” sorusunun yanıtı da aramak boş çaba olacak!.. Çünkü maç kalmıyor.

******

Futbolu, “Futbol, hatalar oyunudur” gibi saçma sapan, mantığı zorlayarak tanımlayanlar, hakemlere toz kondurmuyorlar.

O toz kondurmayanlar ki, hakemlerin, “çirkin ve kötü” tezahüratı körükleyen/ kışkırtıcı kararlarını görmezlikten gelir, hakemleri “dokunulmaz” sayarlar.

(Nizami golü, penaltıyı verme; nizami olmayan golünü ver!..
Avantaj kuralını kafana göre uygula!..

Kartları keyfine göre göster ya da gösterme!..
Taraftar da kuzu kuzu otursun!.. Oturmayınca da “suçlu” olsun!.)

“Hata” yaptığı söylenen hakem/ler, yaptıklarıı “olağan işlerden sayıldığı” için korunur, yüreklendirilir, hiçbir şey olmamış gibi maçlara verilerek ödüllendirilrse, söz orada bitmiştir.

Kadınları ve çocukları adamdan saymayanlar, onların “çirkin ve kötü tezahürat”ını nasıl değerlendirirler?

Sorular çok...

Hele, yanıtı bilinen soruları sormak, en zor olanı!..

TFF kurulları ne yapmak istiyor?

(Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu’nun dediğine göre, PFDK’nin 6 üyesi ikiye bölünmüş, kesin biçimde saflaşmış: Oyçokluğuyla alınan kararlarda başkan hangi taraftan oluyorsa, o taraf kazanıyor!)

“Sözde özerklik”e hangi adlar, sıfatlar uygun düşer?

Futbol, Türkçe deyişle “ayaktopu”...

Olanlar ve olasılıklar, sadece ”ayak”ı alıp onunla “ayak oyunları” düzenlemek niye ki?

*****

Yapılmak, denmek istenen ne?

Fenerbahçe Asbaşkanı Mahmut Uslu’nun sapması ilginç, ilginç olduğu kadar gerçeği yansıyor:

Üniversite öğrenci üniversiteye gitmesin, statlara seyirci gelmesin.

Tam da, Maarif Nazırı Emrullah Efendi’nin “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim.” demesi gibi...

Futbolseverler statlara gitmesin, otursun evinde, maçları LİGTV’den izlesin!

LİGTV, dolayısıyla “yayın havuzu”ndan beslenen kulüpler, yüzde 10 pay alan TFF “gelir”den olmasın!..

Anlaşılan o ki, TFF kurulları da sınıfta kalmıştır.

*****

Fırsat kollayana fırsat vermemek!..

“Ayak oyunları”nın bir parçası olmamak için, akıllı olmak!..

"Gerçek küfür"den uzak durmak!..

Bunları bir becerebilsek!

Futbolcular da, fazladan bir gol de hakeme atmak için niye mücadele etmezler ki?

Son söz:

“Herkes için adalet” diyenlerin, herkes için “adil yargılanma”, “adil yarış” istedikleri, bugün bunlara dudak bükenlerin de yarın sığınacakları bir “liman” olacaktır.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..