Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Dünyada böyle bir başbakan göremezsiniz!

Dünyada böyle bir başbakan göremezsiniz!
 

Bir yoruma, açıklamaya hacet var mı? (Netten alıntıdır)


Böyle dedi başbakan…
Doğru! Evet, çok da doğru söyledi.
Nihayet bir şeyleri çok ender de olsa “doğru” söyleyebiliyor da.

Evet, hakikaten dünyanın hiçbir yerinde böyle bir başbakan göremeyiz, göremezler. Çünkü böyle biri, olsa olsa ya kraldır, ya sultan, ya padişah, hükümdar vs. vs… ama bir “başbakan”?  Asla!

Ve… “Ben diktatör değilim!” de diyor.
Bu ülkede zaten diktatör olamazsın.
Yani… içini ferah tut.
Olsan olsan başbakan olursun, yetmedi belki cumhurbaşkanı, hepi topu işte o kadar… O da, HALK sana “görevin budur” derse ancak!

Demokrasilerde böyledir çünkü.
Halk patron, sen ise sadece bir memur, bir hizmetli;
Senin de ara ara zaten söylediğin gibi: milletin hizmetkârı!
Yani,
Halk işveren, sen bir işçi.
“Abartma”  da yani başbakanlığı da böyle bu kadar.

Yoksa diyorum, acaba sen asıl… demokrasiyi belki “tam” bilmiyor olabilir misin?
Hiç sanmıyorum ama...
Demokrasiyi… yoksa başka bir şey mi zannediyor,
Ya da başka bir şeyle karıştırıyor filan, olabilir misin ki?

Zira biliyorsun… yani, herhalde biliyorsundur, biliyorsun değil mi?
Türkiye Cumhuriyeti de bir demokrasidir, demokrasiyi benimsemiş bir ülkedir.
Çünkü HATIRLA, ne yazar Anayasa’da?
Türkiye Cumhuriyeti  DEMOKRATİK,  LAİK,  SOSYAL  bir  HUKUK  devletidir.
Hattâ yalnızca hatırlamakla kalma, iyice bir ezberle bunu, lütfen iyice bir kazı aklına, sürekli unutuyorsun çünkü!

Yani, evet, istesen de bu ülkede, haklısın, diktatör değilsin, çünkü olamazsın.
Başka bazı ülkelere gidersen, belki oralarda olursun,
Ama burada… asla!

Ancak, sen diktatör değilsin ama… cancağızım, ruhun diktatör gibi işte, diktatör ruhlusun gibi sanki :(
Ben de halkın olarak, halkının bir sesi olarak, çok üzülüyorum buna.
Zira,
Bütün yaptıklarınla, bütün hâl, ahvâl, hattâ söylemlerinle dahi “hep” bunu zaten KANITLAMAKTASIN.

Onun için… BİL yani kendini, TANI KENDİNİ.
Ben söylemiş, hatırlatmış olayım da,
Bu da benden sana bir iyilik, bir dostluk, kardeşlik olsun.
Hem de ayrıca bilirsin, Allah’ın emri!
Bir kulun bir kula doğrunun-gerçeğin-hakkın anlatılışı, tebliği, aracılığı, bir din kardeşime elçiliğim olsun.
Malûm, her birimiz “birer insan olarak” doğrunun-hakikâtin birer vekili, temsilcisiyiz, birer hatırlatıcı, birer elçiyizdir şu yeryüzünde birbirimize.

O yüzden, yabana da atma yani;
Herşeye, her zaman yaptığın gibi, buna da,
Nankörlük etme de sakın, bil kadrini kıymetini.

Çünkü gün gelecek, ahirette, hesap zamanı… bu da gene çıkacak karşımıza.
Bana, belki bu iyiliğimden, doğruyu yaptığım ve söylediğim bu doğrulardan-hakikâtten dolayı sevap yazılmış olarak… ya sana?
Sana da işte yine iyilik, sana da sevap yazılmış olsun isterim ama,
Bilemem artık, sen nasıl değerlendirirsen çünkü, o da ancak öyle!

Bak işte… halâ daha emin olunamıyor ki bir türlü senden;
Hani, şimdi bunu bile daha bir açıklamaya da ihtiyaç var mıdır mesela?
Anlamış mısındır, anlamamış mısındır acaba…?
Onun için,
Neyse… ben gene de çok azıcık daha açayım bari,
Çünkü ne olur, ne olmaz, bazen anladım diyorsun ama,
Anladığın da yine işte, hiç belli olmuyor ki!

Yani, şunu diyorum… şu dediklerimin,
Değerini bilirsen ne alâ…
Ama yok, “bilemezsen” de eğer,
Günahlarına yine eklenmiş bir zulüm,
Bir haksızlık, bir hadsizlik, yine bir günah olacaktır ki,
Hattâ çok günah ve bir “bilmezlik” DAHA!

Ben de işte… hiç de “böyle olmasın” istiyorum yani.
İyilikle dolasın,
Tıpkı benim gibi, doğrulukla dolasın,
Hakla, haklılıkla, hakikâtle…
Sevapla dolasın istiyorum.
Anladın mı beni?

Filiz Alev
19.06."13

 
Toplam blog
: 157
: 3152
Kayıt tarihi
: 03.03.11
 
 

Ekonomistim, emekliyim. İki evlat annesiyim. Müzikle ilgilenirim, bestelerim vardır. Düşünürüm, a..