Dünyanın batması yakın mı?

Yıllar önce dünya turunu ‘Kısmet’ le gerçekleştiren Türk denizcisi Sadun Boro’ya, Marmaris’de rastladık. Yine bir teknedeydi. Karayip Adalarını altına üstüne getiren Süreyya Sultan Gemisinin güvertesindeki kokteyl gecesinde görüştük.

Yaşadığı hızlı hayata ve yaşına rağmen dinç gözüken Boro, dostlarıyle içkilerini hem yudumladılar, fon müziği eşliğinde nefis bir gece geçirdiler. Marmaris Yat Limanı, usta denizcıyı ağırladı o akşam.

Bir Türk olarak dünya turunu gerçekleştiren Boro’ya ‘Dünya küçük.Yine karşılaştık’ dedim. Öyle ya. Nereye gitsem Boro oradaydı. Ernest Hemingway tarzında gülümsedi: Bir dokun, bin ah işit. Nerden girdim mevzuya. Hışımla cevapladı. Ama kelimeleri tane taneydi: ‘ Dolaşıldıkça, emin olun dünya hakikaten küçülüyor. Bu küresel ısınmaya tedbir alınmazsa, dünyayı yutacak. Bakalım ne zaman ayılacağız. Yazık oluyor bu dünyadaki insanoğluna.’ Dedi ve ilave etti:’ Bu dünyanın zaten düzeleceğini de zannetmiyorum

Dünya felakete adım adım gitmektedir. Batması yakındır bu gidişle. Haritamdaki buzul kütlesi, bu gün yerinde yok.’ Diyerek bir nevi ‘Alarm’ verdi.

Viskili, deniz kokulu, mehtaplı, yakamozlu, müthiş bir fon müziği eşliğindeki ‘Hoş geldin’ kokteyli gruplar arasında gayet neşeli geçiyordu. Tatlı denizcilik hikayelerinin kahramanları arasında Antmarin’den İhsan Akgün, Blue Point’ten Mustafa Aksak, Megamar’dan Irmak Foster, Kaptan Suat Zeybek ve M.S.Vortman ile Aloe Vera da vardı. Irmak Hanım, Marmaris’teki caz üstadı İsmet Sıral devrini anlattı. Marmaris’in daha önceki bakir yıllarının, daha muhteşem olduğunu söyledi.

Kaptan Zeybek, Madagaskar işi avcılıkta kullanılan, yandan sarkaçlı ve kütüğün içi oyularak yapılmış ‘Pirat’ denilen bir kayığı gösterdi. Afrikalıların bu av botu epey ilgi gördü.

1965-1968 arasında takıldığı dünya seyahatinde İstanbul’dan Cebelitarık yolu ile bilindiği gibi Sadun Bora, Kanarya, Barbados Galapagos, Seylan, Kızıldeniz ve İsrail sularını ziyaretle Türkiye’ye dönmüştü. Dillere destan bir karşılama olmuşu boğazda.

Bora şimdi, en çok Gökova’da kalıyor. Okluk Koyunda doğa ile baş başa.O, bu yörelere hayran.O, bu yörelerin tarzanı…

Irmak Hanımla Internet gazeteciliğinden konuştuk. Marmaris’in en eski turizmcisi olan Irmak Foster, yatçılık yapıyor. ’Gazeteler devrini, zamanla kapatacak, dedi. Devamla: ‘Kendi kavgalarından, halkı göremiyorlar. Ama halk, onları görüyor. En iyisi Internet gazeteciliği. Aradığın her şey var. Mısır Çarşısı gibi, sizin oralardaki İzmir Kemeraltı gibi. Çeşit çeşit makaleler var. Bilgiler sonsuz. Ayrıca yeni bir meslek doğdu.Ve bu Internet, gazeteciliğin yerini alacak yakında. Az kaldı. Gazetelerin toplam tirajından yüz binler daha fazla okuyucusu var. Gazetelerin ömrü bir gün. İnternettekilerin ömrü, silininceye kadar.

Epey yararlı görüşmeler yaptım.

Denizi olan her yere gidiyor Sadun Boro ve ekibi. Nerede çalgı, orada kalgı…Kıyısı olan memleketleri ziyaret ediyorlar.Yakında Ankara’ya yelken açarlarsa şaşmayın. Hani mecliste limanlar meselesi konuşulurken, uykulu bir vekil yarı uyanık: ‘Ankara’ya da liman isteriz diye el kaldırmıştı ya. İşte, oradan aklımıza takıldı.

Ört ki, ölem!..

RESİMALTLARI (Azzzzz sonra) 1- Marmaris Limanına demirli Süheyla Sultan’ın Kaptanı Zeybek 2- Afrikalıların pirat denilen avcılıktaki botları 3- Bir döşekte iki kişi 4- Gecenin bir başka yatçılar gurubu 5- Özel folk ekibinin özel pozu