Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '11

 
Kategori
Sinema
 

Dünyanın Bütün Sabahları - Tour les matins du monde

Dünyanın Bütün Sabahları - Tour les matins du monde
 

“Kim o gecenin sessizliğinde içini çeken?”

- Saraylardan kaçıp gerçek müzik arayan biri.

Mösyö de Sainte Colombe kim olduğunu hemen anladı ve sevindi. Öne doğru eğilerek yayıyla kapıyı ittirip araladı. Zayıf bir ışık süzüldü dışarı, dolunayın ışığından daha zayıf. Marin Marais kapının aralığında büzülmüş duruyordu. Mösyö de Saint Colombe ilerleyip yüzüne doğru bakarak sordu:

“Müzikte aradığınız nedir Mösyö?”

- Pişmanlıkları ve gözyaşlarını arıyorum.

Bu sırada kulübenin kapısını iyice itti, titreyerek doğruldu. İçeri giren Marin Marais’yi büyük bir nezaketle selamladı yaşlı adam. Suskun kaldılar bir süre. Mösyö de Saint Colombe taburesine oturup Marin Marais’ye:

“Oturun!” dedi.

Mösyö Marais hep koyun derisi giysisine sarınmış oturdu. Ellerini kollarını sallayarak sıkıntı içinde kalakaldılar bir süre.

“Mösyö, sizden son bir ders daha rica edebilir miyim?” diye sordu ansızın canlanan Mösyö Marais.

- Mösyö, ilk ders desek nasıl olur? diye, boğuk bir sesle yanıtladı Mösyö de Saint Colombe. Mösyö Marais başını öne eğdi. Mösyö de Saint Colombe öksürdü ve konuşmak istediğini söyledi. Kısa aralıklarla konuşmaya başladı.

“Bu iş zordur Mösyö. Müzik en kısa deyişle, sözle ifade edemediklerinizi dile getirmeniz içindir. Bu anlamda, yalnızca insana özgü değildir. Öyleyse kral için yapılmadığını da anlamış olmalısınız, sanırım.”

- Tanrı için yapıldığını anladım.

- Yanıldınız, çünkü Tanrı konuşur.

- Kulak için mi?

- Müzik kulak için de yapılmaz, Mösyö.

-Para için?

- Hayır, paranın dinlemeyle hiç ilgisi yok.

- Şöhret için.

- Hayır. İsimler yalnızca insana ün sağlar.

- Sessizlik.

- O da yalnızca dilin karşıtıdır.

- Rakip müzisyenler için mi?

- Hayır.

- Aşk için mi?

- Hayır.

- Aşk kırgını için?

- Hayır.

- Terk etme?

- Yine hayır.

- Görülmez birine verilen küçük bir pasta için mi?

- O da değil. Pasta nedir? Görülür. Tadı vardır. Yenir. Yani hiçbir şeydir.

- Bilemiyorum artık Mösyö. Ölülere bir bardak bir şey sunmak gerektiği için sanırım…

- Sizin de içiniz yanıyor galiba.

- Dili yetersiz kalanlar için küçük bir çeşme. Çocuklara gölgelik yapması için. Ayakkabıcıların çekiç darbeleri için. Çocukluktan önce gelen dönemler için. Soluksuz kaldığınızda. Işıksız kaldığınızda.

Müzisyenin yaşlı ve sert yüzünde bir ara bir gülümseme belirdi. Marin Marais’nin tombul elini kemikli elinin arasına aldı.

“Mösyö, biraz önce içimi çektiğimi duydunuz. Çok yakında ölüp gideceğim, sanatım da benimle birlikte. Yalnızca tavuklarım ve kazlarım arkamdan üzülecekler. Ölüleri bile ayağa kaldırabilecek bir iki arya öğreteceğim size. Haydi bakalım!”

Ayağa kalkmak için çabaladı, ama devinimi yarıda kaldı.

“Önce gidip rahmetli kızım Madeleine’in viyolasını almamız gerek. Size ‘Gözyaşları’ ve ‘Charon Kayığı’nı dinleteceğim. ‘Özlemler Ağıtı’nın tamamını çalacağım size. Öğrencilerimin arasında bunları anlayacak kulağa henüz rastlamadım. Siz de bana eşlik edeceksiniz..”     (Alıntıdır.)

Pascal Quignard'ın aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan ve tüm dünyada büyük beğeni toplayan 'Dünyanın Bütün Sabahları' filminden müzik üzerine etkileyici bir diyalog...

Bu filmi izlediğimde çok küçüktüm. Muhtemelen Trt 'de izledim. Uzundu. Bi gece yine böyle uzun bi sabahtı... Bizimkiler anlam verememişti böyle bi filmi izlememe :) sıkıcı gelebir.
Bazı anlar vardır. Unutulmazdır. Çocuksun ve öylece bakıyorsun dünyanın bütün sabahları, geceleri nerde diyorsun. Müziği dinliyorsun. Geleceğiniz işte böyle zamanlarda bellidir. Bana klasik müziği sevdiren filmdir. Dinlerken duygularınızı bi an karıştıran, bi an su gibi berraklaştıran ruhunuzu alıp götüren düşündüren bi filmdir.

1991 yılı Fransız yapımı film, özellikle müzikleriyle dikkatleri üzerine topladı. Viyola da gamba ustası Jordi Savall seslendirmiştir. Jean-Pierre Marielle, Gérard Depardieu ile Guillaume Depardieu'nun oynadığı filmi Alain Corneau yönetti. Romanla aynı adı taşıyan film, 1992 yılında yedi dalda César Ödülü kazandı.

Filmin Konusu;
Eski bir Fransız özdeyişinden esinlenerek adlandırılmış, hem roman hem de bir film olarak oldukça başarılı ve eşine az rastlanır bir örnek olduğu da söylenebilecek yapıt, aynı zamanda günümüz Fransız edebiyatının en önemli yazarlarından Pascal Quignard´ın en popüler kitabıdır.17. yüzyıl Fransa´sında, karısını yitirdikten sonra çiftliğinde inzivaya çekilmiş olan besteci ve viyola sanatçısı Sainte-Colombe, iki güzel kızıyla birlikte yaşamaktadır. Sainte-Colombe, sanatta ün değil, şiiri arayan bir müzik dehasıdır. Bir bahar günü, Marin Marais adında utangaç ama muhteris bir genç adam çiftliğe gelir ve Sainte-Colombe´a öğrencisi olmak için yalvarır. Kralın sunduğu olanaklara ve üne sırt çeviren usta ile ün, para ve kolay yaşam peşinde koşan, sanatsal yaratının mistik derinliğini fark etmeyen öğrencisinin çelişen kişilikleri, bir çağın entelektüel yaşamına ışık tutarken, 'sanatçının kimliği ' sorunsalına da tanıklık ediyor. Sinema ve müziğin kesiştiği, kulağa ve göze hitap eden kareleriyle unutulmazlar arasına girmeyi hak eden, sanatın özüne ışık tutan müzik ve şiir dolu bir yapıt. Özelde müziğin, genelde ise sanatın kimin için yapılacağını tartışan, acı ile gölgenin yan yana geldiği, aynı zamanda gelmiş geçmiş en iyi ‘soundtrack’lerinden biri olarak değerlendirilen filmin müziklerini, öykünün ruhunu yansıtmak için Sainte-Colombe ve Karin Marias besteleri üzerine ayrıntılı bir çalışma yapan Jordi Savall yapıyor. 1992 yılında 7 dalda Cesar ödülü kazanan film hem sinema tutkunları hem de klasik müzik düşkünlerinin kaçırılmaması gereken bir görsel-işitsel şölen sunmakta. dENiz...18 Ocak 2010 Pazartesi 19:40
 
Toplam blog
: 93
: 565
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

Sanatla ilgileniyorum. Işık olan yerde zaten beyaz vardır. Karanlıkta kalanlar siyahtır. Renkler ..