Dünyanın en anlamsız yasakları - 10

İngiliz Savcı David Crombie der ki: “İngiltere’de, on yaşından küçük çocukların, çıplak vitrin mankenlerine bakması yasaktır.” Yok kardeşim, bu Savcı Bey kesin bizi dumura uğratacak. Azimle ve kararlılıkla çabalıyor. Ya hani, bu batı medeniyeti, çocuklarına ufacık yaşlarından itibaren cinsel eğitimlerini veriyor, bilinçli bir şekilde cinsel kimlik kazanımlarını sağlamaya çalışıyordu. Hem de devlet politikaları ile. Bak, cansız vitrin mankenlerine bile bakmaları yasakmış çocukların. Yobazlığın da bu kadarına pes doğrusu(?).

Canım ülkemde, canım yurdumda, bu batılıların geri kalmışlıkla, barbarlıkla, az gelişmiş doğu kültürü olmakla suçladıkları memleketimde; bırakın cansız vitrin mankenlerine çocukların bakmasının yasak olmasını, televizyonlarımız, yazılı, daha doğrusu fotoğraflı basınımız, dizilerimiz, filmlerimizle çocuklarımızın gözlerinin, gönüllerinin açılması için, pardon, yani cinsel kimliklerini keşfetmeleri için elimizden geleni yapmayız da ne yaparız Allahaşkına? Bu İngiliz’lerin, bence bizden öğrenecekleri çok şey var.

Vallahi yeminle söylüyorum, birkaç gün önce, İzmir-Mavişehir Ege Park’taki L.C.Waikiki mağazasındaydım. Tam orta yerdeki bir standın üzerinde, iki tane bayan cansız manken, üzerlerinde herhangi bir teşhir ürünü olmaksızın çıplak durmaktaydılar. Mankeni imal edenler de öyle çalışmışlar ki mübarek, sanki Mikelanj heykeli gibi. Öyle sahici yani. Her geçen, bir nazar ediyor çaktırmadan şöyle.

Yanımda, beş yaşındaki oğlum da vardı: “Babacım, bu ablalar neden soyunmuşlar?” dedi. “Oğlum, üzerlerine kıyafet deniyorlarmış” falan diye eveledim, geveledim. Neyse ki fazla uzatmadı da mantıklı bir şeyler söyleme derdinden kurtuldum. Zaten biraz daha zorlasaydı beni, gidip mağaza yöneticilerine soracaktım: “Kardeşim, bu hanımefendileri neden böyle ortalık yerde anadan üryan bıraktınız, başımıza iş açıyorsunuz?” diye.

Ya bu durum İngiltere’de olsa ne olacaktı? Şimdi ben oğlanı mı kaçırmak zorunda kalacaktım olay mahallinden, yoksa mağaza görevlileri çıplak ablaları mı arazi edeceklerdi? Vallahi bilmiyorum. Bu işin cezasını da yazmamış Savcı Bey. Allah bilir, bilmem kaç bin sterlin de günahı vardır bu işin.

Bu İngiliz sabilerin, öyle uydudan falan bizim Türk televizyonlarına bakmamaları gerekiyor. En azından on yaşlarını doldurana dek. Kardeşim, bizimkiler daha prime time denilen, bilumum aile efradının ayakta olup da ekran karşısında dut yemiş bülbül gibi, bön bön oturduğu saatlerde, öyle yarışma programı hostesleri, öyle defile görüntüleri, öyle paparazzi programı sunucuları çıkarıyorlar ki hadi bizim Türk çocukları neyse de, yeminle söylüyorum İngiliz evlatları için çok zararlı. Yasalarına aykırı her şeyden önce.

Bir de bizim adamlarımızın genelinde bir adet var. Erkek çocukları, daha konuşmasını öğrenmeden, babalar, yavrularına çapkınlık öğretmeye kalkıyorlar. Kendileri, pek bir halt yapabilirlermiş gibi çocuklarına ders vermeye başlıyorlar, sözümona tabi. Mesela vitrinde bir çıplak manken mi gördü, hemen diz çöküp çocuğun kulağına eğiliyor ve “oğlum bak manitaya, senin de böyle kızın olsun mu?” diyorlar, en gevrek gülüşleri ile. Buradaki “kızın” kelimesi, “kız arkadaşın” anlamında kullanılıyor, racon gereği.

Tüm bunları, yobaz(?) İngiliz’lere anlatmak lazım, böyle kafalarına vura vura. Bir de bize medeniyet dersi vermeye kalkarlar. Daha çocuklarına, çıplak manken göstermekten aciz halleriyle. Çok çalışmanız lazım çok. Sizi, o, Avrupa Birliği’ne alanların aklına şaşmak lazım, bu gericiliğinizle vallahi.