Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

04 Mayıs '15

 
Kategori
Deneme
 

Dünyanın en cesurane yürekleri

Dünyanın en cesurane yürekleri
 

Çocuklar Allah'ın Emanetleri


Cennetin dünyaya mâsum emânetleri… Allah’ımızın ihsan buyurduğu nurânî varlıklar… Müslümanlık nuruyla taçlandırılarak gönderilmişler… Yürekleri îmânla süslenmiş, Allah’tan gayrisinden korkmamaları zihinlerine kodlanmış…

Âh, o pâkize zihinler, büyüklerince henüz tazecikken (Menfî yönde) yıkanmasa… Âh, o kalplerdeki nurlar karartılmasa…

Sâdece çocuklardan oluşan bir dünya olsaydı; kötülüğün, mezâlimin ne olduğunu, bu dünya hiç tanımamış olurdu. Sâdece çocukların nefes aldığı bir atmosferde, oksijen, fazla yük sarınmazdı. Lekelenmez, kirlenmezdi. Berraklığını muhafaza ederdi.

Onlar, sevgilerini kıstığımız, oysa ne çok sevgi murâd eden, sevgi sızdırmaya çalışan sevgili bebecikler… Çocuklar… Yavrucaklar…

Ziyâdâr sûretlerinden zâyî olmayan mütebessim hâlleri, onlara arzuyla mahkûm olmuş, mekân tutmuş; terk etmiyor. Bırakmıyor, nâdide ev sahiplerini… Yalınayaklıları, pejmürde giyinenleri, yoksulluğu bilenleri bile dünya misafirhânesini saâdetgâh kılmış; sabırla, sebâtla güneşi kovalıyor, geceye ulaşıyor.

Onlar, saâdet bahçesinin yediveren gülleri… Yeniden yeniden gülümsemeleri tekerrür ederken sîmalarında; kalpleri aynı coşkunlukta... Davranışları, samimîyetleri, mis kokulu tenleri, pürüzsüz ciltleri ile Cenâb-ı Allah’ın en güzîde armağanı; bebekler… Çocuklar… Kuzucuklar… Bir gülüşleriyle mutlu olduğumuz, lâkin onlara mutluluğun adresini yanlış bellettiğimiz yavrucuklar…

ÇOCUKLAR, YÜCE ALLAH’IN ÂİLELERE VERDİĞİ EN KIYMETDÂR NÎMETİDİR  

Dünyanın her yerinde bu güzelliğin sıfatlandırılması aynıdır: Çocuk... Onlar çocuklarımızdır. Dünyanın ortak hazîneleridir. Her ülkenin istikbâlidir çocuk… Bu yüzdendir, büyürlerken, büyüklerin ellerinde şekillendirilmekle istikamet bulur çocuk…

Çocuklar… İsimleri, renkleri, dilleri, dinleri ayrı olsa da, aynı özelliğe ortak olmuş taşıyorlar: Tebessüm... Sıkıntılı hayatlarında dahi sıkıntının mânâsını bilmezler. Tasa, kaygı nedir; umursamazlar. Kibri, yalanı, hîleyi, hırsı tanımazlar. Gelecek kaygısı taşımazlar. Hayatı oyunla tanır, çoğu anlarını oyunla doldururlar. Fakirliği bile bazen oyun sanırlar. Arkadaşlıkları doyumsuzdur; tartışsalar da hemen yeni bir oyun kurar, barışırlar. Oyunlarındaki birlikteliklerini oyuncaklarında, yeme-içme süreçlerinde de paylaşırlar.  Kimi zaman mahzuniyet, tıpkı güvercin yüreği gibi hâlisâne yüreklerine konmuş olsa da, kendine o yürekte yer bulamaz, kanatlanır, çok geçmeden ayrılır, gider...  

Keşke hiç büyümeseler… Keşke büyükler onların aralarına girip, oyunlarını hiç bozmasalar… Keşke çocuklar kötü büyükleri hiç tanımasalar… Onlardan zulüm görmeseler… Kibri, hırsı, fenâlığı bilmeseler… Kaldı ki, bir tek hırsı tanımak bile mutsuzluklarına neden olabiliyor. Pek çoğu bu uğurda, büyüyünce dünyanın keyfini bozan oluyor.

Güzellikleri, duru dünyalarında gizlemiş, çocukluğunda bırakmış/bıraktırılmış olarak, dünyanın en ağır külfetlerini yüklenme safhasına giriyorlar. Mesûd olarak geldiği “saâdetgâh”ını, hüzüngâha çevirip, köhneleşmeye başlamış hayat merdivenlerinden, çatırtılar eşliğinde ilerlemeye çalışıyorlar…

Çocuklar, içleri iyilik dolu; kocaman yürekleri mâsumiyet yüklü minikler… Çocuklar ne öğrendilerse (İyi- kötü) büyüklerinden duyup-görüp öğrendiler… Peki büyüklerini kim kötü etti, insalıklarını kaybettirdi? Onları da büyükleri, hep bir önceki büyükleri… AyferAytac.com

 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..