Dünyanın en derin yerinin özellikleri...

Kanadalı sinema yönetmeni James Cameron aşağıda özellikleri yazılı Torpil’e bir seyahate çıkıyor. Önce Torpil’in özelliklerine bir bakalım.

Ağırlığı 12 ton.

Denizaltının içindeki kişinin kalması için, 6 santimetrelik çelikle kaplanmış bir alan, bu alanın genişliği bir metre.

Denizaltıda 11 kilometre derinlikteki basınca dayanıklı üç boyutlu kameralar ve bir stereoskopik kamera mevcut.

Evet, Kanadalı sinema yönetmeni James Cameron, benim gibi bilim meraklılarının büyük ilgi duyacağı nadir bir işe imza attı. Cameron, yukarıda özellikleri söylediğimiz özel denizaltısıyla, Pasifik Okyanusu’nda bulunan ve “dünyanın tabanı” diye adlandırılan Mariana Çukuru’nda üç saat geçirdi.

Yaklaşık 11 kilometre derinde bulunan Mariana Çukuru’nun uzunluğu 2 bin 550 kilometre, ortalama genişliğiyse 69 metre. Çukurun büyüklüğünü anlamak için, kapladığı alanın, ABD’deki ünlü Büyük Kanyon’dan 120 kat daha büyük, derinliğininse Everest Dağı’nın yüksekliğinden yaklaşık iki bin metre daha uzun olduğunu düşünmek yeterli.

James Cameron, Twitter’dan yayımladığı mesajda, “Dibe vurmak hiç bu kadar iyi gelmemişti. Neler gördüğümüzü sizinle paylaşmaya sabırsızlanıyorum” diyerek, dünyanın tabanının “ıssız bir gezegen”e benzediğini vurgulayıp ve kötü şeyler olacağı hissini uyandırdığını söylüyor.

Bildiğiniz gibi bu çukur deniz yüzeyinden 10 bin 898 metre derinlikte. Filipinlerin 200 kilometre doğusunda bulunan “dünyanın tabanı”na ilk kez, 1960 yılında İsviçreli mühendis Jacques Piccard ve ABD’li bahriyeli teğmen Don Walsh inmişti. Ancak bu serüven, ikilinin içinde bulunduğu Amerikan donanmasına ait, Trieste adlı batiskaf dibe vurduğunda çok fazla kum kalktığı için sadece 20 dakika sürmüş, kayda değer hiçbir bulguya da ulaşılamamıştı.

Yaptığım kısa araştırmada; James Cameron’un daha önce, 33’ü Titanic filmi olmak üzere 72 kez derin su dalışı yaptığını öğrendim.

Yine yaptığım araştırmada; bugüne kadar dünyada derin dalış denemelerinde yaşanan kazalar nedeniyle beş kişi ölmüş.

James Cameron’un yolculuğu 156 dakika sürmüş. Dönüş ise daha kısa, 70 dakikada sürmüş!  Önümüzdeki günlerde, detaylar daha da belirginleşir ve bizlerde yerin dibinde ne var ne yok öğreniriz.