Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dünyanın en iyi yüreklisi ben miyim?

Dünyanın en iyi yüreklisi ben miyim?
 

Hoşdere' nin Cinnah' la birleştiği kavşakta Hoşdere' den çıkarken sağda bir ilan panosu vardır, üstünde iyi giyimli kadın, adam ve çocukların neşe, şehvet veya huzur pozları buluman afişler olan. Onun tam dibinde onlarca ev-işyerinin çöpleri toplanır akşam vakitleri.

Akşamın ayazıydı, eldivenlerimin üstünden yumruk yapıyordum ellerimi, avuç içimi sıcak tutabilmek için. Atkımın altından nefesimin buharlaşıp göğe karışmasını izliyordum şımarık şımarık.

Karşı kaldırımdan reklam panosuna doğru geçtim, kızgın ankara şoförlerinin sessiz çaresizliğini çaprazladım. Yanıbaşında bir pastane olan bu köşenin dibinde bir çocuk gördüm. Bırakın Eldiveni üzerinde kazağı bile olmayan bakışlarında tiner yada benzeri bir şeyin buğulanmış uçukluğuyla etrafa bakınan 14-15 yaşlarında bir çocuk. Kaldırımda yürüyen başka insanlara döndüm. Kimse onun farkında değil. Eğildi çöp yığınlarına ve içilmiş, bitmiş demlikle çöpe boca edilmiş ıslak çay yapraklarını bir hışımla yemeğe başladı. Pastaneye baktım, ona baktım. Gidip bir şeyler alayım vereyim dedim. Sonra ona baktım. Öyküler geldi aklıma, tinerci çocuklarca bıçaklanan, gasp edilen insanların hikayeleri. Diğerlerinin yaptığını yapıp ben de döndüm yoluma, yumruklarımı sıka sıka devam ettim.

Gece o sahneyi hatırladıkça yaptığım korkaklığa nasıl hayıflandım. Anlatamam.

hayıflandım ama ne çare, yapılan yapılmış, yapılmayan yapılmamıştı bir kere.

Aylar sonra bir yaz akşamı, toplu bir piknik dönüşü elime tutuşturulan pasta, börek, çörek yığınıyla eve gidiyorum. Havada bir güzelliklik, sevdiğin dostlarınla geçirilmiş güzel bir günün ılık rüzgarı. Güneş Dikmen vadisini karşı tarafından huzurla batıyor . O da ne? 14-15 yaşlarında başka bir çocuk, gözlerinde aynı uçukluk. Bu kez vadi evlerinin önündeki çöp yığını ve çok benzer bir sahne. 'İşte' dedim 'kaçırdığım fırsat', pasta börek çörek torbasını kaptığım gibi fırladım arabadan, kapısını açık bıraktım, motor çalışır durumda. 1 metre uzağına gelip 'onları karıştırma, bunların hepsi yiyecek' dedim ve kaçtım.

Arkadan hiç de uçuk olmayan bir çocuk sesi 'ablaaaa' diye bağırdı. Baktım yüzüne. 'Sağol'.

Gözlerim doldu. Yüreğim kabardı falan.

Sonra düşündüm. Bu akşam onun yemeğine katkım oldu. Ya sonra? ? ?

Bu akşam birinin yemeğine katkım oldu. Ya akşamın ayazında ıslak çayı hırsla kemiren diğerininki? Diğerleri?

Kendimi dünyanın en iyi yürekli insanı gibi mi hissetmeliyim şimdi.

 
Toplam blog
: 146
: 1061
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

Hep yazmak istedim. İnsan düşüncelerini yazıya dökünce kendi başınadır çünkü, kaygısız, katıksız ..