Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '18

 
Kategori
Dünya
 

Dünyaya Verilecek Yeni Düzen

Dünyaya Verilecek Yeni Düzen
 

Dünya Değişiyor


Türkiye dünyaya yeni bir düzen vermeye çalışıyor. ABD kendi güdümünden çıkan Türkiye’nin bu bağımsız hareket tavır ve tutumunu hazmedemiyor. Türkiye ezelden beri devlet gibi davranan tek devlettir. Türkiye Dünya üzerinde tek devlet gibi devlet olan tek ülkedir. Her adımı devlete yakışır bir ölçüde olmuştur. Hiçbir zaman bir aşırılığa meyletmemiştir. Önümüzdeki birkaç yılda bu çalışmaların ürünlerini gözlerimizle görür hale geleceğiz. Yenidünya yeni ve adil bir yapılanmaya gidecek. Eski küresel kurumların yerini yeni ve herkesi kucaklayacak küresel kurumlar alarak sisteme adalet hakim olacaktır.

Erdoğan; vizyon, misyon, doktrin ve konseptleriyle sadece Türkiye’yi değil Amerika, Avrupa, Afrika, Orta Asaya ve Ortadoğu' bölgelerini etkilemektedir. Bu yenidünya ile ilgili çalışmaların pozitif geri dönüşler gözlemlenmektedir. Türkiye; Avrupa, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Asya ve Afrika’nın gidişatını değiştirebilecek bir hub’dır.

SSCB’nin dağılmasının ardından, ABD yeni bir çağın geldiğini ve bu çağın Amerikan Çağı olduğunu ilan etti. Tüm dünyada buna inandı. Biz dahil. Demir Perde Oyunu bitmişti ve ABD’ne dişine göre yeni bir düşman lazımdı. Bu da petrol ve doğalgaz kaynakları ile zengin olan Ortadoğu idi. Bundan da daha önemlisi yükselen İslam ve islamın değerleri batı medeniyetlerini kültürel olarak tehdit ettiğini düşünüyorlardı. Ortadoğu coğrafya olarak değil İslam kültürü olarak bir tehditti. Yoksa bölgenin Arap unsurlarının batıya boyun eğmelerinden, itaat etmelerinden başka bir eylemleri yoktu.  Bölgedeki batı tarafından atanan yerel yöneticiler iktidarda kalmaktan başkaca bir kaygısı bulunmamaktadır. Bölge yöneticileri Kaddafi’nin, Saddam Hüseyin’in ve Mursi’nin başına gelenlerden de bir ders çıkartmamıştır. Bölgenin başındaki yöneticiler ile bölge halkının konulara bakış açıları birbirinden taban tabana zıttır.

Ortadoğu’yu istediği gibi, karşı koyulmadan sömürebilmesi için bu ülkelerin bölünerek parçalanması ve daha kolay yönetilebilir bir hale getirilmesine ihtiyaç vardı.

ABD, Amerikan Çağı’nın ilanından pekte uzun sürmeyen bir süreç sonunda Amerika’nın tek kutuplu bir dünyaya hüküm kuramayacağı ortaya çıktı. Amerika kendinden başkasını düşünmemektedir. Kısacık tarihinin hiçbir döneminde de düşünmemiştir. ABD kendisini dünyanın tek sorumlu jandarması olarak görüyor. Hakkı ve hukuku tanımıyor. Kovboy gerçek olan gangster yüzünü gösterdi.

ABD adil olamadı. Layıkıyla yönetim yerine dünyanın jandarmalığına soyundu. Dünyaya demokrasi adı altında kan, zulüm ve sömürü getirdi. Hep istila etti ve kaynakları kendi ülkesine taşırken geride açlık ve sefalet bıraktı. Dünya ABD’den nefret eder hale geldi. Değişime uyum sağlayamayan ABD içerde de önce tartışmaya, sonra sürtüşmeye ve en sonunda da ayrışmaya başladı.  ABD, içerden çöküyor.

ABD müesses nizamı tarafından, ABD Başkanına örtülü bir darbe yapıldığı kuvvetle muhtemeldir. ABD’ni etkin olarak Centcom, Centcom’a bağlı olan pentagon ve CIA yönetmektedir. ABD’lerini bu kurumlar ele geçirmiştir.

ABD'den Afrin açıklaması “Türkiye'ye karşı şeffafız, her gün görüşüyoruz.” Her gün görüşülmekte midir bilmiyorum ama ABD ile Türkiye’nin amaçları göz önüne alındığı zaman pek görüşülecek ortak bir noktanın olmadığı açıktır. ABD, Türkiye’nin politik ve stratejik çizgisine yaklaşırsa kendisi için en hayırlı olanı yapmış olur. Ortadoğu’yu kana bulayarak, ülkeleri bölerek ve yeni yüzyılın yeni sömürü formatını atarak bir başarının sağlanamayacağı ortadadır. Türkiye’nin buna asla müsaade etmeyeceği açıktır. Bu sebeple bölgede Türkiye ile yapılacak olan bir ortaklık ancak ABD’nin kanamasını durdurabilir. ABD, biran önce eski Türkiye beklentisinden vazgeçmeli ve değişime ayak uydurmaya çalışmalıdır. Aksi taktirde çatırtıları biz ta buradan duyacağa benziyoruz.

Cari olarak Türkiye ile görüşüyor olabilirsiniz ama ne söylüyorsunuz. Bence havanda su dövüyorsunuz. Zamana oynuyorsunuz, Türkiye’yi yormaya, motivasyonunu bozmaya ve odaklandığı hedeflerden uzaklaştırmaya oynuyorsunuz. Türkiye’nin yeni ittifaklarını çökertmeye çalışıyorlar. Zaman kazanmaya oynuyorlar ABD yalancı ve samimiyetten uzak bir terör devlettir. ABD’leri bir haydut devlettir. Eski CİA Başkanı; Türklerin akıllarında toprakları ve dinleri varsa kaygılanıp sonlarını düşünmüyorlar. Topyekun savaşıyorlar. Geri çekilme gibi bir huyları yok ve bu olasılığı hiç düşünmüyorlar. Elbet ABD’nin dünyaya yapmış olduğu eziyetlerin hesabı bir gün sorulacak. Sanmasınlar ki bu yaptıkları yanlarına kar kalacak. Hesap günü çok yakın, hem de inanamayacağınız kadar yakın.

Bölgede kalıcı olmaya ve Türkiye'yi bölmeye çalışan emperyalist ABD ile karşı karşıya gelinmesi An meselesidir. Böyle bir durumun meydana gelme olasılığı yok denilemez. Hele ABD’nin güncel politik durumu göz önüne alınırsa, kime ne zaman saldıracağını kestirmek güç bir analizdir. Mevcut savaş ihtimali olan alanlara bakılırsa ilk sırayı Kuzey Kore almaktadır. Onu İran ve Rusya takip etmektedir. Türkiye ABD tarafından halen daha bir müstemleke formatında geri kazanılmak istenmekte ve bu amaç için çaba sarf edilmektedir. Türkiye’nin de başına gelenler yine bu proje sebebiyledir. Projenin üç kilit ülkesinden biri olan Türkiye paylaşılamamaktadır. Çin Türkiye’ye diğer ülkelerle olduğu gibi Kazan-Kazan prensibiyle yaklaşırken, ABD geçmişte sözünden çıkmayan bir Türkiye konusunda diretmekte ve elinden geleni arkasına koymamakta ısrarcı davranmaktadır. Oyun üstüne oyun kurmakta, yalan üstüne yalan söylemekte ve Türkiye’nin yapmış olduğu operasyonların karşısında defakto olarak yer almaktadır. Anlayamadıkları nokta şu ki; Türkiye pivot ülke olma eşiğini geçmiştir. Bunun farkında olan bir devlet olarak, bağımsız ve eşit haklar ile muamele edilmesini talep etmektedir. Kazan –Kazan Prensibi ile adil bir yaklaşım talep etmektedir. Türkiye-ABD arasındaki sorun özet olarak budur. ABD Türkiye’ye kanatları altında olma sözüne karşı kendisinin yanında olmasını arzu etmektedir. Kardan bir pay yok. Sadece yaşam garantisine karşı bir müttefiklik vaat etmektedir. Eski düzene geri dönelim demektedir. Ben şöyleyim sen yap prensibini sürdürmek istemektedir. Kovboy hukukuna devam edelim demektedir. Aksi halde yapagelmiş olduğu eşkıyalıkla tehdit etmektedir. Aba altından balyoz göstermektedir. Türkiye’de tüm bunlara karşı dik bir tavır, tutum, söylev ve davranış geliştirmiştir. ABD ile karşı karşıya gelmeyi göze almıştır.

Çin‘e ve İngiltere’ye direk bir savaş açılmaya bilinir ama Çin ve İngiltere, ABD’nin savaş açtığı bir veya birkaç ülkenin arkasında durmak zorundadır. Şuan ki olup biten tüm olaylar Çin ve İngiltere’nin başı çekmiş olduğu “Bir kuşak, Bir yol” projesinin mücadelesidir. Çin ve de İngiltere bu proje nedeniyle otomatikman ABD’nin açacağı savaşa müdahil olacaktır. ABD İngiltere ile savaşmak istemese de İngiltere çıkarları gereği savaşın içerinde olmak zorundadır. Rusya’da Çin ile birlikte hemen hemen aynı şekilde bir politika izleyecektir.

Rusya eski gücüne doğru ilerliyor. Mücadeleden düşmemek için akıllı hamlelerle ilerliyor. Kendi hinterlandını kullanarak maliyeti düşük operasyonlarla ABD’nin karşısında durabiliyor.

Türkiye ile savaşı göze almak çok kolay bir karar olamaz. Türkiye güçlenirken Avrupa devletleri güç kaybedecek ve AB dağılacak. Türkiye Avrupa ülkelerini kendi hinterlant alanı olarak kabul edecek. ABD mecbur kalacaklar. Bunu kendileri de biliyor ve bunu kendilerine yakıştıramadıkları içinde Türkiye’ye karşı saldırganlaşıyorlar. Bir umutla çabalıyorlar.

Türkiye yeni Dünya’ya bir ışık olabilecek bir ümit verebilecek tek ülkedir. Bakış açısıyla, yaklaşımlarıyla ve iyiniyetli çabalarıyla dünyanın kurtuluşu için mücadele etmektedir.  Binlerce yıllık kurucu ve yönetici becerisiyle kendini ispatlamış olan Türk milleti dünyaya yeni bir söz söyleyecek, yeni bir düzen getirecek ve adaleti sağlayacaktır. Türkiye’nin gemisine binen kendisini kurtartacaktır. Dünya halkları bunu çok net bir şekilde görüyor. Birtakım ülkelerin samimi yöneticileri de bunun farkındadır. Türkiye, dünyaya yeni bir düzen verecek tek ülkedir ve son kaledir. İster farkında olsunlar isterse de olmasınlar, Türkiye Dünya’nın kalan tek umududur. Cesur insanlarıyla yeniden tarih sahnesine çıkıyor ve üç yüzyıldır hor kullanılmış bu sahnenin tozunu alıyor. Sonrasında ise bu yapıyı, dekoru, kuralını kaidesini, hukukunu ve felsefesini tamamen değiştirecek ve 21. Yüzyıla insanlığı hazırlayacak. Unuttuğumuz geçmişimiz canlanacak ve insanlık bu yüzyılda bir nefes alacak. Okudunuz ama çok iddialı ve uçuk mu buldunuz? O zaman koltuklarınıza oturun ve bu zaman kadar hiç izlemediğiniz uzunluktaki bir filmi izlemeye hazır olun. Bu zamana kadar izledikleriniz bir tanıtım filmiydi. Şimdi gerçek filmi izlemeye hazır olun. İyi seyirler…

 

 
Toplam blog
: 72
: 918
Kayıt tarihi
: 29.06.08
 
 

1971 İzmir doğumluyum. Strateji, Taktik Felsefe, İşletme, Liderlik, Kalite Güvence Sistemleri, El..