Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '21

 
Kategori
Güncel
 

DÜNYAYI SAHİPLENENLER

Dünyada yaşayan her canlının önceliği hayatta kalmak, türünü devam ettirmek en ilkel canlıdan en gelişmiş olanına, en akıllısından en akılsızına kadar hepsi böyle. Meyve ağaçları da bunu yapmaya çalışıyor, hayvanlar da insanlar da böyle sadece yöntemleri farklı o kadar.

Mevzu insan olunca tüm canlılar doğal denge üzerine işlerini devam ettirirken, kendisine verilen kodları takip ederken bu süreç insanlarda farklı. Farklı olmasının sebebi diğer canlıları ve diğer canlılardan daha fazla bir şekilde kendi türlerini etkileyebilme özellikleri sayesinde daha fazladan kastedilen her şey için kesinlikle yaş, cinsiyet ne olursa olsun “sınırsız.” Allah’tan bir insanoğlunun da yaşamının bir sonu, bir sınırı var. Misal bu yazıyı okuyanlardan bazıları seneye aramızda olmayacaklar, aynı şekilde bu yazıyı yazan kendini hiç ölmeyecekmiş gibi sansa da önündeki örnekler annesi babası ölmüş olduğundan o da öleceğini biliyor ama belki okuyanlar gibi kendine yakıştıramıyor o kadar!

Tüketim hırsındaki bu sonsuz istek, dünya nimetlerine daha fazla sahip olma isteği hiçbir canlıda bizdeki kadar yüksek değil. Düşünün insan ilkel bir hayvan olsaydı, on yıllık ömrü olan bir hayvan bin yıllık yiyecek biriktirmesi hayvanlar âleminde ne kadar da anlamsız hatta komik olurdu. Gerçek mi gerçek bizim için tam da böyle aslında. En inançlısından en inançlısına kadar, (hatta inançlı olanlarda belki de bu hırs daha da fazla) herkes biriktirmek istiyor. Yazının keşfinin bu biriktirme kaydı tutulmasının önemi arasında ciddi bağlar olduğunu bugün araştıranlara okuyanlara Sümer tabletleri de söylüyor. (Nakil, aklın önüne geçen toplumlarda okumak araştırmak önemli değil, dolayısıyla bir bilenin demesi ile anlam bulan durum, kurulan kâğıttan kuleler bir rüzgâr, bir yağmur beklerken, çıplak kralları görmek için, kralın kendini çıplak olarak gördüğünü anlaması için bazen bir çocuğun kral çıplak diye bağırması bile yetiyor. Çocuk bağırana kadar da herkes kralın çıplak olduğunu görüyor ama ilk söyleyen olmak istemiyor. Tıpkı sınıfta doğru dürüst anlatamayan öğretmenin, anlamadığını söyleyen öğrencileri aşağılayıp, dalkavuklara daha fazla değer vermesi gibi, zamanla dalkavuklar öğretmenin her anlattığına bir tavuğun yem yutar gibi başını aşağı yukarı sallamasından ibaret olan eylemi tekrarlarken, anlamadığını söyleyenler de kendilerinin aptal olduğunu düşünmeye başlamaları anladığını iddia eden dalkavuğa anlamayan birinin soru sormasıyla gün yüzüne çıkıyor. İşte o zaman kimsenin anlamadığını iddia eden bir anlamayan öğretmen tarafından daha da aşağılanıyor ve falaka cezası alıyor. Allahtan şimdilerde falaka cezası yok…)

Mal biriktirmek önemli. Çalışarak yapılan her biriktirme işlemi normal karşılanmalıdır.  Fazlasını da dağıtmayı en azından her hak din kabul ediyor. Misal Avrupa’da kiliseler fakir halka en fazla yardım yapan kuruluşlar olarak günümüzde en azından birçok ülkede aşevleri ile (en son Romanya’da görmüştüm) faaliyetlerine devam ediyor. Bu da bir şey; fakirin zengine sağlıklı insanın sağlıklı olmayan insana yardım etmesi insani ve de olması gereken en güzel davranış. İnsanı insan yapan en önemli davranışlardan birisi…

Mal biriktirmek için çalışmak; insanın olduğu her yerde her zaman normal değil, zaten her mal biriktiren de daha fazla mal biriktirmenin, çalışarak olmadığına inanan, bunun için bir sürü altyapı yapan üstelik de bunun için de bedenen bir gün dahi çalışmayan insan türünü ortaya çıkardı. Bu türler dünyanın dün de bugün de tek ve asıl hakimleri…Bunu bu insanlar nasıl beceriyor?

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..