Dupduru su gibi

Avuçlar uzatılır usulca, sevilen ruhun o başdöndüren su gibi duruluğuna. Berraklığı , pırıl pırıl tertemiz derinliğinin dibine çeker adeta. Mavilikleri, derinlik renklerini yansıtan parıltısıyla, gözleri kamaştıran gündüz yakamozu gibidir güneşin altında. Bildik bir çakıl taşı bile, sevilenin ruhunun berrak derinliğinde elmaslardan daha ışıltılı, daha pırıltılı yansır sevenin gözlerine...

Sevilen ruhun henüz kıyılarında, sahilinde yürürken bile, usulca esen meltemi ürpertir benliği. Uzaklardan, bilinmedik diyarlardan taşıyıp getirdiği kokularıyla, eser usul usul limon çiçeği ferahlığında.

Yaşamımız boyunca, koyu yeşili, bulanığı, çamurlusu, azgın dalgaları, bulanık suları, turkuaz rengi ve mavisiyle, her çeşit nehrin, gölün, denizin kıyısında yürürüz; yürümesek te uzaktan seyrederiz seve seve. Bazen denizler- göller uzaktan göze hoş gelse de, eğilip içine bakınca uzaklaşır, bazen kıyısına yanaşınca, dalgalarından ürkeriz...

Oysa sevilen, sevmesini bilen ruhun su gibi dupduru halini, öylece yansıyan gözlerinin ışığını görünce, gönüllü kaybolur, yiter gideriz o engin deryada. En çok, akşamüstlerinin rengarenkliğinde çağırır durur sevdalı ruh, sakin sularına ve içinin göz kamaştıran yansımalarına. Bakmayın sakinliğine, berrak ruhun da, kendine has çekim girdapları var derinliklerinde, bilhassa akşamüstlerinin renk sarhoşluğunda. Güneşin sabırsızca yaklaşıp, kıpırdaşan denizin dalgalarına kavuşmak için eğildiği akşam kızıllığında, birden seriverir içinin sıcaklığını o ruh, göz önüne.

Kıyılarına her gelişte, bambaşka dalgalar serer ayaklarıniza. Her dalgası, öncekinden farklı serinlikleri, nazlı nazlı sunar avuçlarınıza. Ayna olur, kendimizi gösterir, eşsiz-benzersiz berraklığında. Vurgun yemeden, güvenle O ruhun derinliklerinde gezinmek, buluşturur yürekleri nice sayısız güzelliklerle .

Yeryüzündeki yaşamı, her hücremizin var oluşunu bir damla suya borçlu olduğumuz gibi, sevginin güzelliklerini yaşamayı da, su gibi berrak ruhlara borçluyuz.

Böylesi ruhun dupduruluğunu, derinliklerini seyrederken durur adeta zaman, donup kalır evren. Berrak, tatlı sular gibi, bir yudumluk tadı dahi, silinmez mührüyle zihinde izler bırakır...

Uzatılır eller, avuçlar, dupduru ruhun berraklığına...