Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '09

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Dur ve Düşün Ama Asla Susma

Dur ve Düşün Ama Asla Susma
 

Sus toplumunda, sus-pus nesiller yetişti, yetişmeye devam ediyor. Susmak toplumumuzda insanların dünya’ya gelmesinden itibaren başlar. İlk konuşmaya başladığında sus toplumu insanları, evinde olan ve/veya dışardan duyduğu kimi zaman ayıp, kimi zaman dedikodusal konularda konuşmaya başlarken, aile fertleri; aman sus çok ayıp diye ilk sus’da duruşunu sergiletirler insanoğluna. Yavaş yavaş büyüyen sus toplumu insanı ilköğrenime girmesi itibari ile eğitimde de susmaya zorlanır. Çıt çıkarsa öğretmen sus der, boş ders olsa dahi konuşturulmaz öğrenci. Öğrenim süresince suslar hiç bitmez, eğitimi süresince hep susturulur öğrenciler. Okul dışında da sus toplumunda olaylar farklı değildir. Doğru yanlış hiç bir konuda konuşması istenmes insanların. Sus denir, babaya-anneye karşı gelinir mi? Sus o senin büyüğün, sus o senin küçüğün, sus o senin arkadaşın, sus o yabancı, sus o misafir, sus, sus, sus...

Hiç konuşturmazlar, fikir beyan etirmezler sus toplumunda insanları. Kendi çevresinden çıkıp, konuşmak istese’de yanlış olan bazı şeyleri, bu kez dışarıdan müdehale gelir sus toplum insanına. İş yaşamına’da girse, özel hayatında da olsa, sosyal çevresiyle de olsa susturulur sus toplum insanı güzellikle veya zorlamayla...

Sus toplum insanı içini dökmek ister, Midas’ın kulaklarının nasıl olduğunu ya da Kral’ın çıplak olduğunu haykırmak ister. Yere göğe, dağa taşa değil. İnsanların yüzüne, Kral’ın yüzüne haykırmak ister susturulmadan doğru bildiklerini, doğru gördüklerini. Hayatta herşeyin bir bedelinin olduğunun mutlak olduğu bir dünya da tabiki bu haykırışın derecesine göre bedeller ödemek zorunda bırakılır sus toplum insanı. Söyleyecekleri ufak-tefek konular ise önce çevresi dağılır. Derece arttıkça dağılma kendine kadar uzanır. Hatta işinden, özgürlüğünden, canından vazgeçmesi bile gerekebilir. Çünkü toplumun yapısı sus üzerine kurulmuştur. Kimse Midas’ın kulaklarından, Kral’ın çıplaklığından bahsedemez. Susanların sayısı çok oldukça, konuşanların başına gelen felaketlerde bi o kadar fazla olacaktır. Dinlenecektir, aranacaktır, tutuklanacaktır, hayatını yitirecektir... Susan her birey konuşmaya başladığında bu kez herşey tersine dönecektir. Midas’da kabullenecektir eşek kulaklarını, Kral’da bilecektir çıplaklığını. Susmak bazen herşeyi kabullenmektir. Fakat dünya’nın en mükemmel canlısı olan insan susmamalı ve kendisine yapılan hiçbir kötülüğü kabul etmemelidir. Suskunluğunu bozam çok az sayıda insanın meydanlardan seslenişine kulak vermeli.

Susma! Sustukça sıra sana gelecek...

 
Toplam blog
: 99
: 2370
Kayıt tarihi
: 25.03.07
 
 

1977 yılında İstanbul'da doğdu, zamanının getirdiği bir çok avantajı değerlendirdi. Sokakta oynad..