Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Klinik Psikolog Hatice Karatepe

http://blog.milliyet.com.tr/haticekaratepe

16 Aralık '15

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Durum düşündüğünüzden daha mı vahim görünüyor? Bir adım geri çekilip tekrar deneyin!

Durum düşündüğünüzden daha mı vahim görünüyor? Bir adım geri çekilip tekrar deneyin!
 

Zihnimizi istila eden kaygı içerikli düşünceler sağlıklı karar almamızı ve harekete geçmemizi zorlaştırırken, sorunlarla baş etme becerilerimizi de negatif yönde etkiliyor. Kaygıyı tetikleyen neden veya olay, zihnimizi sürekli aynı olumsuz döngüde tutarak tüm dikkat odağımızı ele geçiriyor ve ne yazık ki ondan başka bir şey düşünmemizi zorlaştırıyor. Problemi görmezden gelmek en savunmasız anımızda bütün gücüyle tekrar çıkagelmesine neden olabiliyor. Hepimizin zaman zaman kendini bu kısır döngü içinde bulduğu olmuştur ve bir şekilde üstesinden gelinmiştir ancak sorunlarla tekrar karşı karşıya kaldığımızda ilkyardım çantasında olmazsa olmaz bilgilere ihtiyaç olabilir.
 
Bilişsel Mesafe Girişimi
 
Sizde kaygı yaratan düşünceleri mutlak birer gerçekten ziyade olasılık olarak değerlendirebilirsiniz. Aklınıza her gelenin gerçekliğine kendinizi inandırmadan önce sorgulayıp objektif verilerle düşünmek sizi biraz daha rahatlatacaktır. Bu noktada kendinize şunları sorabilirsiniz;
 
Aklımda uçuşan olumsuzlukların gerçekten olma ihtimali nedir? Bunlar yerine daha kabul edilebilir nedenler de olabilir mi? Bu sorunla ilgili önceki deneyimlerime de bakacak olursam hangisinin gerçekleşme ihtimali daha yüksek?
 
Bilişsel Ayrıştırma
 
Düşüncenin gücüne hepimiz inanıyoruz! Ama lütfen o gücü kendinizi eriyip, bitirmek için kullanmayın. Evet, zihnimiz evrimsel bakış açısına göre tehdit ve tehlike içeren unsurlara karşı daha duyarlı davranıyor olabilir, böyle anlarda fiziksel olarak derhal alarm sistemini (terleme, kalp çarpıntısı, hızlı nefes alıp verme gibi) devreye sokabiliyor. Bu noktada hangi fizyolojik tepkilerin hayatta kalmanıza yönelik otomatik tepkiler olduğunu, hangilerinin gerçekliğini sorgulamadan inandığımız düşünceler yüzünden oluşan tepkiler olduğunu ayırmak gerekebilir.
 
Farkındalık
 
Bir durumun veya olayın size düşündürdüklerine otomatik tepkiler vermek veya hissettirdikleriyle boğuşmak yerine düşüncelerin izini sürmeye ne dersiniz? O durum hakkında aklınızdan geçenleri gökyüzündeki bulutlara benzetecek olursak, hangilerinin yağmur bulutuna dönüşeceğini hangilerinin güneşle dağılacağını belirlemek sizin elinizde. Bulutların kimyasını çözmek içinse iyi bir kimyager olmaya gerek olmayabilir, olayı size düşündürdükleri ve hissettirdikleri ile irdelemek akabinde davranışınızı gözlemlemek, farkındalık kazanmanıza yardımcı olabilir.
 
Doğrudan deneyim üzerine odaklanma
 
Stres ve kaygıyı yaratan genellikle olay veya durumdan ziyade bizim onları yorumlayış biçimimizdir. Bu nedenle, yaşam akışımızda deneyimlediğimiz olumsuzluklar, güncel durumlara önyargılı yaklaşmamıza neden olabilir. Zihninizden ‘yine aynısı başıma gelecek, bu da beni üzecek, yine hastalanacağım ve soluğu doktorda alacağım’ gibi felaket senaryoları yazabilirsiniz. Bu noktada yine kendinize sormanızı istediğimiz sorular şunlar olabilir;
 
Şu an başıma gelen şey ne? Başıma geleni objektif olarak mı aktarıyorum yoksa eski yaşam deneyimlerim durumu felaketleştirmeme mi neden oluyor? Eski yaşanmışlıklardan arınıp sadece güncel durum üzerine odaklanmanız probleme ön yargılı yaklaşmanızı engelleyip çözüm odaklı düşünce üretmenize fayda sağlayabilir.
 
Toplam blog
: 6
: 706
Kayıt tarihi
: 18.05.15
 
 

Lisans öğrenimi sırasında bir çok akademik araştırma ve TEGV, LÖSEV, SHÇEK gibi kurumların sosyal..