Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Düş, hayal ve gerçek

Düş görmek, hayal kurmak; her insan evladının doğasında, anotomisinde olan şeyler. Bu yazımda rüyalar hakkında fikirlerimi ve hayal kurmanın insan üzerindeki etkilerini değerlendirmek istiyorum.

Düş yani rüya, halen bilim dalları tarafından anlamlandırılamamıştır. Parapsikoloji dahil bir çok bilim dalı, rüyaların nedenini araştırmış, çeşitli tezler ortaya koymuş, fakat hiçbir tez gerçeğe yaklaşmamıştır. Bazı bilim adamlarına göre rüyalar insan beyninden yani bilinçaltından kaynaklanıyor. Buna örnek olarak uykudan önce güzel bir tatil hayal edenlerin, tatil ekseninde veya bağlantısında rüyalar göreceğini iddea ediyorlar. Bazen bu sav gerçeklik kazanıyor fakat kazanmadığı zamanlarda oluyor. Örneğin bir çoğumuzun başına gelmiştir. Rüyalarımızda daha önce hiç tanımadığımız insanları görebilir, konuşabilir, hiç gitmediğimiz yerleri dolaşabiliriz. Şaşırtıcıdır aslında. Gerçekten de bu insanları daha önce görmedik mi veya bu yerlere gitmedik mi? Aslında beyin çok karmaşık bir yapıya sahip. Belki de rüyamızda konuştuğumuz insanları veya gördüğümüz yerleri daha önce TV'de veya bir broşürde görmüş olabiliriz. Bunu hatırlamayabiliriz. Ama beyin algıladığı herşeyi bilinçaltına kaydettiği için, rüyamıza yansımış olabilir. Tabii sadece olabilir. Olmayadabilir. Parapsikolojinin nitelediği gibi ruhani bir olay da olabilir rüyalar. Çözümlenmesi zor bir konu bence. Ama insanlar üzerinde çok etkileyici olduğu bir gerçek. Rüyanızda bir köpek tarafından ısırılıp, uyanınca bacağınızın ağrıdığı olmadı mı hiç?

Hayallere gelince; İşte bunun sınırı yok. Her insan başını yastığa koyduğunda, yalnız kaldığında, sahilde otururken, hemen hemen her mekan ve zamanda hayaller kurar. Beyince tasarlar. Hayalleri olumlu yönde kullanmak, güdüleyici bir faktördür. Zengin olmak, mutlu yaşamak vb. birçok hayal kurarız. Aslında hayal etmek inanmanın yarısıdır. Hayalini kurduğumuz şeyin gerçek olacağına inanmak insanı güdüler. Güdüler ise olumlu yöne sevkeder. Ve benim inancıma göre bir insanın inanıp da yapamayacağı bir şey yoktur. Tabi hayal edilen şeyin imkansız bir olay olması, insanı olumsuz yönde de etkileyebilir. Örneğin ünlü bir sanatçıya hayran olan bir kişi, onunla evlendiğini hayal edebilir. Bu hayali abartıp bir obses haline getirmek, gerçekleşme olasılığı çok düşük bir olay olmasından dolayı hayal kırıklığına ve psikolojik rahatsızlıklara da neden olabilir.

İnsanın kendisini hayal dünyasına kaptırıp, gerçek dünyadan uzaklaşması ise ayrı bir tehlikedir. Bir zaman sonra kişiler gerçek ve hayal dünyasını karıştırmaya ve ciddi psikolojik rahatsızlıklara sürüklenmeye başlar. Bu biraz bilgisayar oyunlarına da benzer. Şiddet içerikli oyunlar özellikle gelişme çağındaki insanları şiddete yöneltebilir. Günümüzde bilgisayar bağımlısı insan sayısı giderek artmaktadır. Sohbet odaları ve chat'lerde insanlar, gerçek hayatta sergileyemediği tutumları, sanal alemde tatmin etmektedirler. Sanal dünya zamanla kişileri bağımlı hale getirmekte ve gerçek yaşamdan uzaklaştırmaktadır.

Ne olursa olsun işin özü olumlu düşünmektedir. Gördüğümüz kötü bir kabusu olumlu yönüyle değerlendirmek, olması daha olası ve güzel hayaller kurmak insan için güdüleyici ve hayata bağlayıcı olabilir. Atalarımızın dediği gibi "Hayra yor, hayır olsun; İnan, gerçek olsun"...

 
Toplam blog
: 109
: 1269
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Yorum yapmaktan ve metin yazmaktan zevk alıyorum. Her insanın yorum yapması kişisel görüşlerini beli..