Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '11

 
Kategori
Edebiyat
 

Düş (ünüş) ler

Düş (ünüş) ler
 

Odayı kaplamakla kalmayıp kalpte ki bam telini harekete geçiren bir müzikti kulağıma dolan ve gizli bir gözyaşı gibi içime akan… Farid Farjad’ın Golha parçasından başkası değildi bu çalan. Boşuna denmiyordu tabiî ki kendisine “Kemanı ağlatan adam.” 

Rüzgarda savrulan çelimsiz bir kibrit çöpü kadar rotasız, mekansız bir savruluşun ilk demleriydi bunlar… Gözlerimi yumup, bu müziğin peşi sıra bir sayfa aralamak maziye, ya da en çok sevdiğiniz yerde bulmak kendinizi.. 

Allah’ım ne hoş hayal etmek, bilineni ve bilinmeyeni hiç eskimeden defalarca yorumlamak yeni anlamlar katmak… Yaşadıklarım için, şair’in “insan alemde hayâl ettiği müddetçe yaşar” dizesi ne kadar manidar geliyor şimdi... 

Hayâlleri bile metalaştıran bir çağın kötürümlü çocuklarıyız oysa biz, korkak ve yeknesak bir hayatın küçük parçaları. Kimseye zararı olmayan, kendi içinizde yarattığınız bu dünyanın kapılarını kimler aşındırabilir oysa, kim set koyabilir, kim engel olabilir. Düşlemeden, düşünmeden bir hayat yorumlanabilir mi? 

Ne güzel demiş H.z Mevlana “Ey kardeş! Sen yalnız duyuş ve düşünüşten ibâretsin, geri kalanın ise sadece et ve kemiktir.” Bir seçim yapmalıyız o halde, ya tüm mahlukattan farklı şeylere sahip olduğumuzu hissedip ona göre yaşamalı, ya da et ve kemikten öte gitmeyen bir yığın olarak kalmalıyız… 

En uzun yolculuklar dahi küçük bir adımla başlıyor madem, içsel yolculuğumuza ilk adımı atmalıyız o halde... Bizi kurduğumuz düşlerden uyandıracak tek şey gerçekleştirebileceğimiz düşlerimiz için sarf edeceğimiz çaba olmalı. 

Azimle kalın, duyuş ve düşünüşten ayrılmayın… 

 

 
Toplam blog
: 10
: 308
Kayıt tarihi
: 08.05.08
 
 

“Bir şiirin dizelerine sıkışmış hayat, yahut bir öykünün mısralarına, velhasıl bir şekilde geçiyo..