- Kategori
- Kentleşme
Düşlediğim belde
Hayallerimde gezerken rüyalarıma giren,
Alabildiğine büyümüş yemyeşil ormanlar, toprağı görünmeyen tepeler ve vadiler arasından süzülüp gelen,
Düzlüklerde dinlenen,
Billur gibi akan o derenin sularında balıkların oynaştığı
Çayırlarında; koyunların kuzuların soylaştığı
Ağaçlarında sincapların kaynaştığı,
Yamaçlarını tavşanların paylaştığı,
Kayalık nedir bilmeyen o dağlar arasında,
Bahçelerinden güller deren,
Evlerinde gergef ören,
Al yanaklı kızların
Gelecekten kaygısızların
Yaşadığı bir köy vardı. Orada.
Çok uzaklarda…
* *
*
Bilgisizlik, cehalet, kaygısızlık ve hoyratlık yüzünden, önce ormanlar yakıldı, yıkıldı, yok oldu.
Ve etraf kapkara toprakla doldu.
Sonra sular bu toprakları da aldı, götürdü,
Yerine kayalıklar köpürdü…
O yemyeşil ormanlarla bezenmiş dağları, seyrederken, insana huzur veren; o güzel köyden kuş uçmaz, kervan geçmez oldu.
İnsanları da sararıp soldu.
Sonra göçler başladı o köyden birer, birer
Ve kimse kalmadı zamanla hep tükendiler…
Şimdi o köy yalçın kayalıklar arasında kaybolan, içinde baykuşların bile tünemediği bir harabe oldu…
* *
*
Şimdi bir yer var burada.
Bu yakınlarda.
Henüz koca, koca binaların türemediği,
Yeşile hasret, ağaca hasret taş yığınlarının üremediği,
Portakal, mandalina ve zeytin ağaçlarıyla kaplı,
Nefis kokan çiçek seralarıyla sahiplerine hesaplı
Sahiplerine gelir sağlayan,
Zaman, zaman da yürekleri dağlayan
Bir belde var burada.
Bu yakınlarda…
Gelin bu beldeyi öldürmeyelim.
Adapazarı, Düzce ve Yalova'ya döndürmeyelim.
Gelin bu beldeyi; rant uğruna, sadece kendimizi düşünerek heba etmeyelim.
Gelin bu beldeyi ileriye dönük,
Sadece kendimize ve çocuklarımıza değil, torunlarımıza ve hatta torunlarımızın torunlarına yönelik;
Gene bahçelerinden al yanaklı kızların mandalina, portakal ve zeytin topladığı,
Ağaçlarında sincapların hopladığı,
Geniş geniş caddelerin, tertemiz sokakların ve parkların oluştuğu,
İçlerine neşe saçan çocukların doluştuğu,
Duvarlarından sarmaşıklar, hanımelileri, begonviller, sarkan,
Bahçelerinde güller ve çiçekler açan,
Havuzlarından şırıl, şırıl sular akan,
Nefis kokulu güller ve yemyeşil çimenler arasında, neşeli ve huzurlu insanların oturduğu, çatılarına kuşların yuvalarını kurduğu ayrık nizam evlerin çoğunlukta olduğu bir belde yapalım.
Rant uğruna, bitişik nizam, üç katlı, beş katlı binalarla bu güzel bahçeleri taş yığınlarına döndürmeyelim. Sonra da bu üç katlı, beş katlı taş yığınları altında kalıp, yuvaları söndürmeyelim.
Üç katlı, beş katlı ve hatta daha çok katlı binaları beldenin güney yamaçlarındaki sağlam zeminli kısımlara yapalım. Gelin o yamaçları; içlerinde yüzme havuzları, tenis kortları, çocuk bahçeleri, parkları ve alışveriş merkezleri olan, 10 katlı 12 katlı siteler haline dönüştürelim.
Bütün bunları kendimiz için değil, torunlarımız ve hatta torunlarımızın torunları için yapalım ve gelecek kuşaklar bizlere lanet değil minnet duysun…