Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Düşlerime yağmur yağıyor

Yağmur yağıyor içimdeki yangınlara inat, her yere yağmur yağıyor, benimse başıma karlar yağıyor. Yağan yağmur ıslatmadan bedenimi, içimdeki yangınlara dokunmadan yağıyor. Tüm nehirleri taşırırcasına, bende çöl yalnızlığı bırakarak. Oysa karlar yağıyor bu şehre en sıcak günlerde bense kar altında kardelen düşlerindeyim. Her yere yağmurlar yağıyor, iki meşe palamudu ormanda başka başka yaşıyor yağmuru. Bir meşe palamuduna hç yağmur damlası düşmüyor oysa, yağan onca sağnakta etrafında çöl yaşamı.

Her taraf seller altında oysa. Diğer meşe palamudu kaptırmış kendini en deli yağmurlara. O yağmurlarki meşe palamudunu katıp önüne nehirlerde taşır delice, meşe palamudu ise denizlere ulaşıp bir kum tanesine kök salma derdinde. Bilirim kök de salacaktır elbette denizlere bile, biliyorum çölde tutunacaktır susuzluğunda bile diğeri. Beni benden alan nedir ki? Hangi hüzün yaşamdan daha zordur? Kendi yalnızlığına yenik kalmadan nicedir yaşama arzusu. Yalnızlığımı yalnızlığıma böldüm elimde kalan, hiç! Yalnızlığımı yalnızlığıma çarpsam elimde büyüyen yalnızlığım. Oysa asla yalnız kalamam ki kendimle bile. Sınırlar çizildikçe hayata, her seferinde daha bir küçüldü hücrelerimiz. Her küçük hücre ve içinde milyonlarca çizgi, milyonlarca sınır. Bağırsam sesim içimde kayboluyor. Sussam sessizlik içimde çığlık oluyor. Bir baştan diğer başa savrulmak, bir anlık sözcüklerde. Hayata sevgi satarken hayatın yüreğinde kambur olmak, yani bir özür gibi durmak yürekte!!! İnsanın en ağır yükü yürekteki kanbur olsa gerek adamım. Hangi dala tutunsam tutunduğum dalların çatırdadığını duyumsarım. Oysa fırtınlar kopuyor hayatımda, bense sessizce hücremdeki uğultuları dinliyorum. Celladını bekleyen tüm mahkümlar gibi sessizim. Cellat yanıbaşımda, sallandırdıkça kılıcını tarifsiz zevkler içinde sanki, yoksa benmi öyle anlıyorum, bilmiyorum. Düş kurmak yasak, düşlerde yaşamak yasak ve her an karşımda yeni bir sınır. Ne yana dönsem cehennem iki cehennem arasında yaşayan yüreğim savrumakta külleri, beynim ise seyirci herşeye kendi acılarıma bile. Oysa seyircisiz oynanır bilirim, bir cehennemden diğerine giderken... Ben ben değilim belki içimdeki yalanlara kanan ben olamam ki? Hayatın en büyük yalancısı oldum belkide. Son anda düşlerime dokunan ise sadece sessizliğimdeki acılarım.

Hiç incitmek istemezken hayatı ve hayatımdaki tüm varlıkları, tümünü tarumar ettim kasırga misali. Uyanmalı bir sabah bu derin uykudan, tü karabasanlardan kurtulup, ruhumu özgürleştirmeli yeniden. Yeniden ıslanmalı yüreğim yağmurlarda, içimdeki yangınları hafifletmeliyim. İki cehennem arasında durmalı önce, çıkış kapısına dönmeliyim yüzümü. Yanan tüm ateşler kendi korlarında yanmalı bildiğince. Kendi dülerimdeki yangınlar sönecek biliyorum tüm yangınlar gibi, yakacak bir şey kalmayınca. Bense sürekli harlıyorum içimdeki yangınları közümden özüme varmak için. Kendimden öte zamanlarda yaşamaktayım, vazgeçmeli belki. Düşmeli yeniden serüvenlerin peşine. Serüvenler yeni yolculuklarla başlar bilirim.

İlk yolculuk yüreğime doğru olmalı. Sonrasında tüm gidilmemiş son yerlere ben gitmeliyim. Bir pınarın başında berrak düşlerim olmalı, kana kana içmeliyim düş pınarlarımdan. Beni bana bırakmayan/bırakamayan sevmişmidir, onu sevdiğim kadar? Sevebilirmi sevdalarca, benim sevdalarım kadar? Sorunun yanıtı yürekte ki sestedir. Hayatta bir soluk alma zamanı geldi belkide, sessiz ve derinden bir soluk almalıyım. Git demiyorum kimseye kal demediğim gibi.her insan kendince yaşar hayatı. Gitmek ve kalmak kendi tercihimiz olmalı. Aslolan yaşadığın her soluğu doyasıya kendince yaşamaktır. Ben ne isterim ki yürekteki sıcaktan öte. Verebildiğim benim, veremediğim ise asla olmayan yanımdır. Yaşam verebildiğimizdir.

 
Toplam blog
: 144
: 2687
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

Ziraat mühendisi ve iktisatçıyım. yatırım danışmanlığı ve kişisel gelişim konularında  Simurg Con..