Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Düşmanınızı nasıl yenersiniz?

Düşmanlarınızı affetmek bir büyüklüktür ancak onların varlığını unutmak aptallıktır.

S. J. Kennedy

Düşmanımızı affedeceksek, onun varlığını unutmayıp akıllılık etmenin ne anlamı var ki? Düşmanımız yine karşımıza dikilmeyecek midir?

Peki, ben de şöyle bir aforizma kayda geçireyim:

Beni zayıf noktamdan değil, güçlü noktamdan vur ki, bir daha karşına çıkmıyayım.

Hani stratejik öğretilerde denir ya, neresi zayıf noktası ordan vuralım. Oysa, zayıf noktadan vurmak, hem yöntemsel yanlıştır, hem de Kennedy’nin dediği gibi büyüklük değildir.

Yöntemsel yanlıştır, çünkü, adam karşına yine çıkar. Ama sen adamı, zayıf yerinden değil de, güçlü yerinden vurur ve alt edersen, adam düşünür, bu adam beni en güçlü yerimden vurdu, der, ve seni yenemeyeceğini düşünür, işte o zaman savaş bitmiştir. Çünkü senin birini yenmen, o kişinin yenilgiyi kabul etmesinden doğar. Adamı yendiğinde, intikamcı davranmamışsın, adam sana hayran olmaya başlar, aşık olur yani. Bu ilgiyi kazandığında, kendisine, senin ona bakmaya başladığın gibi bakar, ondaki kendisini düşünür, içinin yağı erir gider. Kennedy’nin dediği de bu galiba, düşmanını tepeleme noktasına gelmişsin ama, tepelemiyorsun, adamı cismani olarak değil, ruhani olarak yeniyorsun, aklını yeniyorsun.

Hadi, yazının homojenliğini bozayım.. Ülkemize baktığımızda da, hep bir cismani tepeleme durumu söz konusudur. Adlarını anmıyım bu tepeleme durumlarının. Ama, cismani tepeleme bir işe yaramaz; her seferinde küllerinden yeniden doğarak tepe tepe karşınızı dikileceklerdir.

Tepe tepe kullansınlar diyeceğim ama tepelemenin de bir sonu vardır, o da tepelenmedir.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..