- Kategori
- Güncel
- Okunma Sayısı
- 320
Düşün...

Günlerdir Türkiye kaynıyor. Havai fişekler, molotof kokteylleri, taşlar havada uçuyor, dükkan, araba camları tuzla buz oluyor. Halk gergin, korkuyor.
Her zaman olduğu gibi sokak çatışmalarında çocuklar ön planda, çünkü yürek yok.
Derken birkaç gün önce televizyon ekranlarında sokak çatışmasına karışan bir çocukla yapılan röportaj’da söyledikleri tüyler ürpertici. “taş atmamız için para veriyorlar”
Aradan birkaç gün geçmeden Beyoğlu’nda DTP’lilerle vatandaşların birbirine girdiği, vatandaşların satırlarla, tabancayla DTP’lileri kovaladığı haberi söylendi, yazıldı. Bu olayın gerçekleşmesinin hemen akabinde tabanca çeken kişinin; “olaydan bir gece önce siyah bir cip yaklaştı, içindekiler DTP’lilere silah çekersen 500 lira veririz dedi, bende kabul ettim” şeklinde beyanat verdiği haberi yazılı basına yansıdı.
Yine dün kapatılan partinin başkanı ve vekilleri Diyarbakır’da halkla buluştular. Toplantı öncesi yapılan mitingde Ahmet Türk Martin Luther King’in sözlerinden esinlenerek “Kürt halkının özgürlüğünü istiyoruz”….şeklinde söylemlerde bulundu.
Yoksul, ezilen,eğitim, sağlık, eşitlikden yararlanamayan sadece Kürt halkı mı? Bu sorunlar sadece Kürt halkının değil Türk halkının da sorunları değil mi. Türk halkının tamamı ya da büyük bir kısmı varlık içinde mi yaşamakta?
Kürtlerin, okuyanı okudu, kimi işveren oldu. Önemli mevkilerde söz sahibi oldular. Hiç kimsenin sesi çıktı mı. Hayır. Doğu ve Güneydoğu’da Kürtler bir takım sorunlar yaşamaktaysa bunun sebebi kim ya da kimlerdir?
Sayın Türk, Kürt halkının özgürlüğünden , haklarından bahsetmekte. Kürt halkının özgürlüğünü kısıtlayan, yoksulluk içinde yaşatan kim?
Madem özgürlük istiyorsunuz. O zaman haydi gelin bir daha ki sefere “Toprak Reformu istiyoruz” deyin.
Çünkü Türklerle Kürtler arasında hiçbir sorun olmadı En basit örneği rahmetli Serap’ın en yakın arkadaşının Rojda adında Kürt asıllı bir genç kız olması. Ama ne yazık ki molotof kokteyli atanlardan bir kısmının da aynı mahallenin çocukları olması.
Uzun sözün kısası; siz kışkırtmalardan vazgeçin. Kolaysa, içiniz kaldırırsa, Toprak Reformu isteyin.
Çünkü Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan halk, aşiret ağalarının elinden çektiği kadar kimsenin elinden çekmemiştir.
Ama olmaz değil mi? O zaman ne konaklar, ne marabalar ne de bindiğiniz arabalar olmaz. Olayın özü budur.
Eğer bir çocuk taş atıp harçlık alıyorsa, İstanbul’da silah çeken kişiye para veriliyorsa bu konuyu da asıl düşünmesi gereken kişiler başkalarıdır.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
