Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Aile ve Çocuk Danışmanı Burcu Polatdemir

http://blog.milliyet.com.tr/yasamsenin

07 Mayıs '21

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Düşünceler nasıl maddeleşir?

Son zamanlarda okuduğum ‘Zihinden Maddeye’(Dawson Church) adlı kitapta oldukça çarpıcı bulduğum birkaç konudan bahsetmek istiyorum:

Günümüzde ‘popülerleştirilmiş ‘enerji kavramının aslında insan hayatında ne kadar önemli olduğu vurgulanıyor. Buradan hareketle; iyi niyetle oluşturduğumuz istikrarlı ve bütüne yönelik duygularımızın ve  düşüncelerimizin  maddesel  boyutta gerçekleştiğiyle ilgili yüzlerce araştırmadan bahsediliyor.

Bunların somut olarak gözlemlenen örnekleri  yaşamımızın devam etmesini sağlayan ‘suyun üzerinde yapılan araştırmalar’ olmuş. Yıllar önce sosyal medyanın da yeni araştırmalar konusunda gündem oluşturmuş olan  Masaru Emoto adlı Japon bir  araştırmacı;  İnsan vücudunun ve yaşamakta olduğumuz dünyanın %70 ‘ten fazlasını kaplamakta olan suyun moleküler yapısının insanların düşüncelerinden, sözcüklerden ve dinlemiş olduğu müzikten etkilenip etkilenmediğini araştırmış ve çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmıştır. Suyun kristalize olan şekillerinde de  oldukça etkileyici ve çarpıcı şekiller gözlemlenmiştir.  İnsanların yaşam kalitesinin vücutlarındaki  ve yeryüzündeki suyun kalitesi ile bağlantılı olduğunu savunan araştırmacı ; yaşama geçirilen pozitif düşünceler sayesinde insanın kendisini ve yaşamış olduğu gezegeni iyileştirmesinin mümkün olduğunu savunmuştur. (Suyun  Gizli Mesajı)

Suyun içinde bulunan moleküller ,dışarıdan gönderilen enerji, duygu veyahut düşünce yoluyla etkileşime girerek değişim göstermesi bilimin açıkladığı bir gerçeklik olmakla beraber günlük yaşamın da bir parçası olmaya devam ediyor. Genelde ; pozitif kalma noktasında ‘kişisel gelişim’ akımının önerdiği ‘Pozitif Düşün, Pozitif Olsun’ kimileri için önemli bir dayanak durumunda. Diğer yandan da bu durumu ;  kimilerinin safsata olarak nitelendirdiği kendi dayanak noktasının da ‘          Her şey olacağına varır’ , ‘Gerçekliğe hayalle ,duyguyla ,enerjiyle ulaşılamaz’  olduğu iki taraflı bilgiler karmaşasında akıl karıştıran da bir konu.

Paylaşılan en kilit noktalardan biri: Kişinin kendi duygu ve düşünce dünyasının, kendisi tarafından tahmin edilenden daha fazla kontrol edilebilir olduğu.. Kişi eğer isterse kendi zihninde değiştirdiği düşüncelerle bilinçli bir çekim alanı oluşturabileceği ve bunun doğrultusunda değişen düşünce ve duygularla beklenti haline gelen olayın somut maddesel bir gerçekliğe dönüşmesi yönünde. Bu belki bazılarımız için fazlasıyla imkansız görünse de bilimin elinde bu konuda fazlasıyla ‘gerçek kanıtlar’ mevcut. Her ne kadar mistisizm ya da metafizikle bağdaştırılan başlıklar altında yer verilse de bilimin esnekliği ve sadece literatürde geçen değişmez ve kesin formüllere dayanmadığını da bize göstermekte.

Bu düşünceler ışığında tüm bu bahsedilen konular ilk izlenim olarak; kişisel gelişimin her geçen gün ortaya attığı bir savın haklılığının arandığı bir mecra  olduğu fikrini verse de;  yapılan yüzlerce araştırmanın ışığında somut gerçekliklerin hepsinin arkasında bir zamanlar düşünceler olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Sonuçta  şu an günlük hayatımızda kullandığımız onca makinenin , malzemenin bir zamanlar onu icat eden kişinin düşünceleri değil miydi?

Hepinize iyi haftalar

 

 
Toplam blog
: 82
: 140
Kayıt tarihi
: 12.04.15
 
 

Çocukların duygu ve davranışlarının sonuçlarından yola çıkarak ,çocuğun ruh dünyasında oluşan değ..