Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '11

 
Kategori
Deneme
 

Düşüncelerin bileşkesi

Düşüncelerin bileşkesi
 

Hep kırık başlamışsınız hayatlarınıza. Hiç tamamlayamamışsınız kendinizi. Eksik sabahlarınızı eksik akşamlarınızla birleştirmişsiniz hep. Geceler kuşkulu, huzursuz.. Emin olamamışsınız yaşadıklarınızdan. Farkında mıydınız peki? 

Ailenizi etrafınızdakileri seçemiyorsunuz. Önce yaşamaya başlıyorsunuz, sonra ayak uydurmaya. Konuşmadan, insanları anlamaya çalışıyorsunuz. Küçücük gözlerinize yansıyor tüm gerçekler. Üzgünsünüz değil mi? Sonra aradan zaman geçer ve artık her şeye muhalifsinizdir.. Yaşasın!. Tüm benliğinizi kendinizi ispat etme duygusu kaplamıştır. Tabi bunları yaşarken, bambaşka şeyler de geçer hayatlarınızdan. Bir bakmışsınız “kendini kanıtlama” duygusunun yerini “kendini kaplama” almış.. Kendinizden çok başka abuk sabuk ne var, onları düşünür olmuşsunuz. Sevdikleriniz olmuş, bağlandıklarınız.. Ama aslında hepsinin bomboş duygular olduğunu az çok bilirsiniz. Ne de olsa herkesin bir yanılgısı vardır değil mi? 

Ne olurdu peki o hep hayal ettiğiniz eviniz, arabanız olsaydı? Dünya turlarına çıksaydınız, yatlar katlar ayaklarınıza serilseydi, kafa dinlemek için odanız yerine dünyanın öbür ucuna gidebilseydiniz, her anınız aşk-huzur-sadakat üçlüsüyle kaplı olsaydı, pembe panjurlu evinizden mutlulukla ayrılıp, heyecanla geri dönseydiniz? Her şey o kadarda toz pembe değil, değil mi? Aah şu sonunu göremediğimiz hayaller.. 

Şimdiyse her bir gününüzle boğuşmaktanız. Bir amacınız yok, arzularınız sönmüş, bitmişsiniz resmen. Yaşayan ölüden farkınız kalmamış. Neden? Mutsuzsunuz.. Belki de bunu size daha önce bu şekilde söyleyen olmamıştır. Kafana takma kuzum, hayat bu geçer işte diyenler var etrafınızda değil mi? Sayın bakalım onları.. Nesilleri artıyor günden güne. Hepsi gereksiz bence. “Aman sende, nereden bileceksin neyin ne olduğunu?” diyenleriniz olabilir. Bu da güzel bir şey aslında. Demek ki, hala bir şeylere muhalif kalabilmişsiniz. Önemli olan yaşınız değil, yaşadıklarınızdır… 

Milyarlarca borcunuz olsa da, eviniz, arabanız olmasa da, pencereyi açtığınızda o lanet karşı “apartman topluluklarıyla” yüzyüze gelseniz de, çocuklarınızın sıkıntıları başınızdan aşsa da, hayatınızda en güvendiğiniz insandan ölümcül bir tekme yeseniz de, yalnızca bir tane bile hayaliniz varsa bile, hayatınızdan bir insanı sonsuzluğa yolculamışsanız bile, yine de mutlu olun… İnsanın başına ne zaman ne geleceği hiç belli olmaz, evet. Ama kendinizi sınırlamayın, zorlayın.. 

Zaman hep geçer. Acılar hep gelir, gülümsemeler hep geçer. Siz sadece sıradanlaşmayın, yeter. Kendi kendinizin psikoloğu olun. Sabah uyandığınızda, gece yatarken, müzik dinlerken, yürüyüş yaparken bunları düşünün biraz lütfen.. Bu hayatta asla yalnız olmadığınızın farkına varın.. Asıl önemli olan; hala yaşıyorken, asla geç olmadığına inanmaktır. 

 

 

 

 
Toplam blog
: 6
: 11900
Kayıt tarihi
: 21.07.11
 
 

Hacettepe Üniversitesi, Fransız Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencisiyim. ..