Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Düşüncenin gücü

Ben Ankara’da öğrenciliğimde başladığım DKD (Düşün Konuş Dinle) eğitimini hocalık diploması da alarak sürdürdüm. Rahmetli hocamız Nuvit Osmay’ın yetiştirdiği ilk hocalardanım. Bu hobimi bulunduğum her ortama taşımaya gayret ettim. Bu, insanları eğlenceli bir ortamda, onları sıkmadan kendini keşfetmesini, hatta yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağlayan bir eğitim programı. İşte bizim bu programda işlediğimiz pek çok konulardan biri de "düşünme sanatı”dır. Tamam DKD bir konuşma sanatı kursu gibi görülmekle beraber aslında onun çok ötesinde bir eğitim programıdır. İnsanlar konuşmadan önce düşünmek zorundadırlar. Bunu vurgulayan bir de esprili bir slogan üretmiştim ben “konuşmak bahane, düşünmek şahane” diye… Hatta insanın kişiliğini ve kimliğini belirleyen onun düşünceleri olduğu konusu üzerinde çok dururuz. “Düşünceleriniz ne ise siz o’sunuz” özdeyişi DKD öğretisinin nerdeyse temelini oluşturur. İşte işin bu yanını çok güzel anlatan Hindistan’lı Brahma Kumaris’in bir sitede rastladığım bir konuşmasının düşünmeye ilişkin bölümünü ayıklayarak aşağıda bilginize sunuyorum. Sanki bizim yapmaya çalıştıklarımızı özetlemiş gibi.. 

“ Kendi düşüncelerimin acı çekmeme sebep olduğunu anlayabilmenin büyük bir idrak gücü olduğunu düşünüyorum.’ diyor Brahma Kumaris'ten BK Jayanti....’Bilinçli olarak düşüncelerimin ve duygularımın niteliğini seçebilir; düşüncelerimi pozitiflikle ve güçle, duygularımı da herkese karşı sevgi ve iyilikseverlikle doldurabilirim.’ ‘ Nasıl mı?’ Bugünün dünyası bizim eserimizdir, bizim düşüncelerimizin yarattığı bir eserdir. Eğer biz bugünkü dünyadan yeterince hoşnut değilsek ve dünya daha iyi bir yer olabilirdi diye düşünüyorsak, ne yapmamız gerekir? Bu konu hakkında düşünmemiz gerekiyor. Düşüncelerimizi bu istediğimiz dünyayı yaratabilecek şekilde oluşturmalıyız. Eğer karmaşa dünyasından hoşnutsam, zihnimin karmaşa içerisinde olmasına izin veririm. Fakat huzurun ve mutluluğun hakim olduğu bir dünya istiyorsam, bu aradığım huzur ve mutluluğu, ilk olarak kendi zihnimde yaratmaya başlamam gerekir. Huzur bizlerin yüreklerinde ve zihinlerinde başlar ve bu yolla bütün dünyaya huzur getirebiliriz. Oysa olumsuz koşulların beni etkilemesine izin verirsem, zihnimin ve dünyanın da karmaşa içinde olmasına izin vermiş olurum. Eğer istersem zihnimdeki bu bahçeyi yeniden yaratabilirim. Bu bir seçimdir. 

İnsan zihni öylesine güçlü ve öylesine yaratıcıdır ki, kendi seçimlerimizi gerçekleştirebiliriz. Düşünceler gerçekten herşeyi oluşturuyor. Dolayısıyla kendi içime bakmalı ve ne türde düşüncelerim olduğunu görmeliyim. Düşüncelerim hakikata, sevgiye ve inancıma mı dayanıyor? Eğer ‘düşüncelerim böyle ise duygularım nasıl olacaktır?’ sorusunu kendimize sormalıyız. Başkaları ile olan iletişimimin niteliği nasıl olacaktır? Bizler yalnızca kendi düşüncelerimiz ve zihinlerimizde olan bitenlerin değil, aynı zamanda kendi duygularımızın da yaratıcısıyız. Oysa ki bizler kendi içimize dönebileceğimizin ve böylece yaratmak istediğimiz düşünce türünü belirleyebileceğimizin idrakinde dahi değiliz. Kendi içimize dönebilir ve belirli türde duygular yaratabiliriz. Bizlerse, çoğu zaman başka insanların bize iyi duygular vermesini bekleriz, sizin bana çiçek getirmenizi, beni mutlu etmenizi beklerim ve eğer benim bu düşüncelerimi yakalayamaz ve bana çiçek getirmezseniz mutsuz olurum. 

İlginçtir ki insanın doğası sorumluluğu başkalarının üstüne atmaya yatkındır. Oysa ki bu sorumluluğu başkalarına atmamız özgürlüğümüzü kaybetmemiz anlamına gelir. Başkalarının bize mutluluk veya üzüntü vermesi, onların benim hayatımın efendisi olması anlamına gelmektedir. Özgürlüğün anahtarını kendimizin talep etmesi gerektiğinin idrakinde değiliz. Kendi zihnimin ve kendi duygularımın efendisi olabileceğimi anladığımda, özgürlüğümün de anahtarını talep etmiş olurum. Düşüncelerimin niteliği ne ise sözlerim, eylemlerim ve de hayatım da o nitelikte olacaktır. Eğer olumsuz bir düşünceye sahipsem, bu düşünceler içimde bir acı ve ızdırap yaratacaktır. Bu duygumu anlayabildiğimde, yaşamda acı yerine mutluluğu elde etmek için bende büyük bir motivasyon oluşacaktır. Kendi düşüncelerimin acı çekmeme sebep olduğunu anlayabilmenin büyük bir idrak gücü olduğunu düşünüyorum. Böylece acı çekmeme sebep olan olumsuz düşünceleri ve duyguları istemediğime karar verebilirim. Çünkü sahip olmak istediğimiz şey aslında mutluluktur. Eger hakikate ve iyiliğe dayanan düşüncelere sahipsem mutluluğa da sahip olabilirim. Aynı zamanda bu mutluluğu başkaları ile de paylaşabilirim.” 

(Kaynak; Brahma Kumaris Meditasyon ve Kişisel Gelişim Derneği - Düşünme Sanatı) 

 
Toplam blog
: 82
: 1046
Kayıt tarihi
: 24.05.11
 
 

TED Ankara Koleji ve ODTÜ Kamu Yönetimi mezunuyum. Asıl mesleğim bankacılık. Çeşitli kuruluşlarda..