Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '09

 
Kategori
Deneme
 

Düşünüyorum; öyleyse...

Düşünüyorum; öyleyse...
 

Uykuyla uyanıklık arasındaki o masalsı yolculuktayım. Kimilerinin uyku sersemliği yaşadığı o anlarda, bilincim, karıncanın su içeceği kadar durgun bir deniz gibi berrak.

Aylardır ne kadar da derin düşünceler içindeyim diye düşünüyorum. Kendimi ve yaşamın anlamını hiç bu kadar çok sorgulamamış, bilinmeyene bu kadar meraklı olmamıştım. Sabah; henüz şehir uyanmamışken, kuşlar güneşi selâmlamamış, ekmek ve gazete dağıtıcıları yollara düşmemişken, o masalsı yolculuktayım işte.

Düşünüyorum; düşünmek bir eylem midir diye düşünüyorum. Düşününce ne kazandığımı soruyorum kendime. İçsesim ruhumu akladığımı söylüyor usulca. Peki, başka? Bilincim açık ama, düşüncelerim kontrolümden çıktı nedense. Doludizgin koşuyorlar masalsı bir evrene doğru. Dizginlemiyorum, koşsunlar...

Düşlerimle düşüncelerim kucaklaşıyorlar. Düşlerim öyle güzel ki. Düşlerim, düşüncelerimin elini tutup dolaştırıyor masalsı yolculuğumda. O masal ülkesinde aç insanlar yok. Bütün insanlar düşünüyor çünkü. Sadece düşünmekle kalmıyor, üretiyorlar da tabii ki. Ama, bir ince ayrıntı var gerçekler ülkesiyle masal ülkesinin arasında; masal ülkesinde çok düşünen, çok üreten, çok ekmek kazanıyor.

İnsanlar birbirleriyle yarışıyor düşünme konusunda. En zengin insan; en çok düşünüp, üreten insan masal ülkemde. Ona imreniyorum. Ona, herkes imreniyor zaten. Daha çok düşünmeliyim. Peki, ne üreteceğim düşüncelerime paralel olarak? İyilik üretiyorum, yazı üretiyorum, kim çağırırsa yardımına koşup, istediği her neyse onu üretiyorum. İyi, ama, bu üretim sayılır mı? Biri sorsa ne göstereceğim karşılığında? Sadece yazılarım var görünürde. Tabii bir de boyadığım tablolar, ördüğüm atkılar, yaptığım reçeller, yemekler, ütülediğim çamaşırlar, çektiğim fotoğraflar...Meğer ne çok şey üretiyormuşum?

İçsesim bana kızmaya başlıyor. Ben de ona kızıyorum. Düşüncelerimi fazla masalsı bulmuş meğer...

İnsanlar düşünerek ekmek sahibi olsunlar istiyorum. Kimse ' Açım ' demesin. Demeye utansın, karşılığında ' Düşünürsen, ekmek sahibi olursun ' derler diye. Herkes olan gücüyle düşünsün, ama hak ettiği ekmeğe de kavuşsun. ' Düşündün, ürettin, ama sana ekmek yok ' denmesin hiçbirisine. Kendisi düşünmeyip, başkalarını düşünsünler diye çalıştıranlar ekmeksiz kalsın. Utanıp, onlar da düşünüp, üretmeye başlasınlar.

Sağlıklı düşünebilmek için çok okumak gerek. Herkes zaman ayırıp okumaya başlıyor. Herkes okuma, yazma biliyor. 1984 romanındaki gibi okuduklarını ezberliyorlar, olur a, kaybolur diye. Ben de ezberliyorum.

Çocukluğumda Hayat Ansiklopedisi'nden okuduğum her şeyi anımsadığımı farkediyorum. Meğer okuduğum şeyleri farkında olmadan ezberlemişim. Düşünüyorum, öyleyse varım demiş Descartes. Cogito ergo sum...Ne kadar meraklıydım latinceye. Masalsı bir anlam katardı söylenen sözlere. Ne çok öğrenmek istemiş, nasıl da öğrenememiştim. Lisede psikoloji öğretmenimiz Homo, homini lupus demişti. İnsan insanın kurduymuş. Possunt quia posse videntur. Yapabilirler, çünkü yapabileceklerini düşünüyorlar ( Vergilius ) Bunu ezberlemeliyim. Ezberlemek zihnimi güçlendiriyor.

Salondan kuşumun cıvıltıları geliyor. Masalsı yolculuğum bitiyor. Ne kadar yorgunum. Oysa gün yeni başladı. Kalkmalı ve hayata karışmalıyım. Düşünmeli ve üretmeliyim. Yarım kalan işlerimi tamamlamalıyım. Kendime, Hominem te memento ( Sadece bir insan olduğunu unutma ) demeli ve işe koyulmalıyım.

Bütün bu masalsı düşlerimi, düşüncelerimi yazmalı ve Finis coronat opus ( Bitirmek işi taçlandırır ) demeliyim yazım bitince.

Balkondan sokağa, denize ve güneşe bakıyorum. Sol lucet omnibus ( Güneş, herkes için parlıyor )

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..