Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '07

 
Kategori
Mizah
 

Düşünüyorum öyleyse uzaylıyım

Düşünüyorum öyleyse uzaylıyım
 

Bu yazı aslında bal gibi politik. Ama mizah maskesine saklayıp vuracağım abalıya. Abalı kim? Politikacılarımız. Niye vuracağım? Sormuyorsunuzdur inşallah! Soracaksanız bile önce bedeninizdeki vuruk çürüklerini kontrol edin sonra sormayın!

Yıllardır vura vura belimizi doğrultmamıza engel olanlar onlar değil mi? Hayır onlar değil bunlar. Bırakın vurayım şunlara biraz. Hem de vurulmuşların intikamını alırcasına. Bekle abalı klavyenin tuşlarındaki tozları temizleyeyim. Vururken toz kapma. Mikrop filân bulaşır sana. Kıyamam, kuşbaşı yaparım.

Tabii bu arada iktidarlar kanalıyla kuru tuz kullananlar var. Onlar tuzluğun içine pirinç filân koymakla vakit kaybetmezler. Tuzları kurudur. Onlar okumasınlar bu yazacaklarımı. Ya da onlar da okusunlar da benim gibi düşünenlerin düşüncelerini bilmem kaç milyonuncu kere daha öğrenip, ''Adaaaam sen de!'' desinler.

Adam sende, ya... Sizler için iş kolay. Bastırın paraları Leyla'ya...
''- Leyla'ya değil Parti kasasına!''
''- Tamam kardeşim, biliyoruz. Ama aynı şey. Leyla göbek atıyor paraları bastıkça. Bunlar ne yapıyorlar?''
''- Bunlar da ADAY ADAYI yapıyorlar adamı.''
''- Kimleri aday yapıyorlar?''
''- Parayı basan herkesi.''
''- Bir eleme, ön seçim filân yok mu aday adaylarıyla ilgili?''
''- Var?''
''- Ne zaman?''
''- Paralar kasaya girdikten sonra.''

Vay uyanıklar vay. Daha milletvekili olmadan üçkâğıtçılığı öğretiyorlar aday adaylarına.
''- Sen bas parayı, kaydını yaptır ve etrafta milletvekili olacağım diye havanı at.''

30 tane milletvekili kontenjanı olabilecek parti 30 bin kişiden para kapıyor. Amiyane bir deyişle ''HAP YAP PARA KAP''

Böyle bir şey başka ülkelerin seçim sistemlerinde de var mıdır acaba? Para kazanma derdinden zaman kalsa da buna benzer önemli konuları da araştırabilsem keşke.

Bugün öğleden sonra bir müşterimin siparişlerini götürdüm. İzmir Havrasokağında peynirci. Adam diyor ki,
- Mustafa Bey, gördünüz 6 ay öncesine kadar kiralık büyük bir dükkânım vardı karşıda. Kapattım da rahatladım. Çok şükür, bu küçük dükkânın mülkü benim. Kira filân ödeme zorunluluğu yok. Vallahi akşam eve karnımı doyuracak kadar para götüreyim, ailemi aç bırakmayayım yeter...

Bunları söyleyen, o tarihi pazar sokağının en eski peynircilerinden. Sabah akşam çalışan bir iş makinesi gibi insan. Ama sadece karnını doyurabiliyor. Ve buna da şükrediyor. Şikâyet etmiyor?

Adam şikâyet etse sahtekârlıktan tutuklanması gerekir. Niye mi? Siz de kardeşim yazdıklarımı mı okuyorsunuz yoksa bana devamlı soru sormak, beni köşeye sıkıştırmak için mi uğraşıyorsunuz? Bi susun ya! Soru filân sormayın. Uslu uslu anlatıyorum işte. Kime diyom ben Kandıralı? Sen de sus!:)

Başbakanımız
''- 4.5 yıllık iktidarımızda vatandaşın huzura kavuşması için çok şeyler yaptık çooook...'' demiyor mu her fırsatta? Kusura bakmayın sizden alıştım, şimdi de ben soruyorum kendime. Kendin sor kendin cevapla oldu.

Evet başbakanımız devamlı kalkındığımızdan söz ediyor. Şimdi bu peynirci Zeki arkadaşım belediyeye veya maliyeye bir dilekçe verse,

''- Kusura bakmayın kardeş, benim işlerim berbat, yani herkes kalkınırken ben kalkınamadım yıllardır. Aksine battıkça battım. Kendimi batık şehir HASANKEYF gibi hissediyorum. Üzerime yakında baraj kurulmadan maliyeye ve belediyeye olan borçlarım için ''BORCUM BORÇTUR AMA N.. ALIRSINIZ!'' demeye geldim, arz ederim efendim'' derse T.C.K.'nun bilmem kaçıncı maddesine göre tutuklanması gerekir. Başbakan'a hakaretten. Onu yalancılıkla suçlamaktan.. Zaten tutuklamasalar bile başbakanın kulağına giderse ''Hakaret Davası'' açar vatandaşa. Sonra anasını danasını da katar işin içine. Peynirci Zeki'nin anası da var, danası da, ineği de. Kendisini de ''Süt vermeyen inek'' olarak görüyor. Tabii aile efradını olaya karıştırmak istemez. Sonra başbakanımız,
''- Ananı da al git'' derse mahcup olur koskoca başbakana. Anası yatalak. Ne gelebilir ne gidebilir.

Koskoca Başbakan yalan mı söyleyecek. Kalkınıyormuşuz, refah seviyemiz yükselmiş. Peynirci Zeki ve milyonlarca vatandaş sürüngenlere bakıp yılan gibi yürümeyi öğrenmeye çalışıyorlarmış. Kime ne?

Başbakanımızın bir sürü işi var? Meclis Başkanı konuşmalarına dikkât etmediği için dikkât çekiyor. Onu ikaz etse yandı gülüm ketan helva. Sayın Meclis Başkanı açtı mı ağzını kapamayı unutuyor. Biri gelip kapayacak mı zannediyor ne! Cumhurbaşkanını da seçip, 3'lü sacayağını oluşturduktan sonra aslanlar gibi seçimlere gidecekler ve tüm avantajları kullanacaklardı.

Şimdi oyun bozuldu. Yeni plânlar yapıyorlar. Çok meşguller. Bu yüzden vatandaşın kötü durumu ile ilgilenecek zamanı yok. Zaten kendi durumu düğünlerden filân topladıklarınla epey düzeldi.

NOT: Bu yazı burada bitmez. Devamını yazıyorum. Henüz ana konuya giremedim. Baba konudayım. Devamını bekleyin lütfen! Ama okuyanlardan da yorum bekliyorum yani. Beni üzmeyin. yeteri kadar üzgün ve kırgınım ülkemde.
Saygılarımla.


 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..