Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Düşünüyorum

Düşünüyorum
 

Düşünmenin sakıncalarının farkındayım, daha beş yaşımdayken öğrendim bir cezaevinin koğuşunda düşünmenin suç olduğunu. "amcam neden burada " "düşündüğü için...". Bu ne demekti amcam düşündüğü için dört duvar içindeydi ve sadece tel örgülerden konuşabiliyordu annemle ve babamla. İki katlı yaklaşık yedi sekiz tane ranzadan oluşan bir çay ocağına sahip olan dört duvar. Anımsıyorum amcamın çalışma masasını gemiler yapıyordu. Amcam şimdi düşünemediği için mi dışarıdaydı...

Hep düşündüm, kendimden çok birilerini. Bugün On Yedi Haziran İki Bin On Üç insanlar düşündükleri için kafası yarılıyor gözlerini kaybediyor insanlar ölüyor. Belki sadece düşünsek ve düşüncelerimizi sözcüklerle birleştirmesek olmazdı bunların hiçbiri. Ancak insanlar on sekiz gün önce başladı düşündüklerini sözcüklerle birleştirmeye. Sonuç mu sonuç an itirabariyle altı ölü binlerce yaralı ve hatta yüzlerce gözaltı...

Düşünüyorum... Bir insan nasıl korkabilir düşünen insanlardan ve neden onlardan kurtulmak pahasına ölümüne neden olabilir, bir düşünce bir insana neler yapabilir... Bir düşünce bir insanı öldürebilir ve kendi ölümüne dahi neden olabilir. Peki sen düşünmeyen insan kimsin sen? Benliğini kaybetmiş ve bir kukladan farkı olmayan sen kimsin sen düşündün mü hiç ? HAYIR ! Çünkü sen düşünebilseydin eğer şu an ya yaralı olurdun ya da gözaltında ve hatta ölü bile olabilirdin. Korkuttu değil mi düşünmek seni artık düşüneceğin varsa da düşünmezsin bunu okuduktan sonra çünkü umurunda değil zaten senden sonrakiler umrunda değil yanındakiler umurunda değil hiçbir canlı ve cansız. Umurunda olsaydı eğer dilim de varmıyor ya neyse... Ve ey sen arkadaşım dostum kardeşim sevgilim sen artık başını yastığına koyduğunda düşünme vaktin geldi... Çok mu düşünmek dedim ne ama olsun sen yine de bir denemeye çalış kendinden başka canlı cansız her şeyi düşünmeyi. Varsa içinde o insanca duygu "sevgi" tutamazsın kendini durduramazsın ben denedim yapamadım bence sende denemelisin artık.

İzlemiştim aylar önce bir videoda, küçücük daha bir erkek çocuğu çok doymamış karnı o kadar zayıf ki sarılmış babasının bacağına babasının iki kolunda asker " bırakın babamı " diye bağırıyor... Gördüm bir fotoğrafta bacağı parçalanmış bir adam... Ve daha niceleri be arkadaşım için hiç mi acımıyor görünce hiç mi yanmıyor canın katır üstünde taşınan cansız bedenleri görünce hiç mi kıpırdamıyor içinde bir şeyler sokaklarda harabe evlerde inşaatlarda kış günü ateş yakıp ısınmaya çalışanları görünce... Utanıyorum arkadaş hem kendimden hem sizden utanıyorum yırtık ayakkabısıyla beni ezen çocuk karşısında utanıyorum arkadaş, düşüncesizliğinden utanıyorum arkadaş çaresizliğimden utanıyorum... Ah bir başlasan düşünmeye göreceksin nelerin değiştiğini... 
 

 
Toplam blog
: 13
: 255
Kayıt tarihi
: 30.12.11
 
 

1991 İstanbul doğumluyum. Dumlupınar Üniversitesi'nde İşletme bölümü öğrencisiyim. Yazmayı seviyo..