Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '07

 
Kategori
Anılar
 

Dut ağacı, dedem ve babaanem

Dut ağacı, dedem ve babaanem
 

Masaya ayaklarımı uzatmış, dışardaki öğleden sonrası ışığına dalıp gitmişim. Elimde bir parça çikolata ve sessiz bir zaman dilimi... Aklıma dedem geliyor ellerime bulaşan çikolataya bakınca. Başımı uzatıp aynaya bakıyorum dudaklarımın kenarına da çikolata bulaşmış mı diye... Sanki böyle bir görüntü ile karşılaşsam aynaya yansıyan yüzüm 5 yaşındaki at kuyruklu o küçük kıza dönüşüverecek. Ben de uzun uzun bakacağım onun o çikolataya bulanmış yüzüne...

Akıl bir şeyi anımsamayagörsün seni kollarına alıp geçmişdeki günlerin kucağına bırakıveriyor. Boyun kısalıyor ellerin ufalıyor, vücudun küçük bir kızın vücuduna dönüşüyor aklının zaman yolculuğu içinde.Gözlerin bahçedeki dut ağacına dalmışken, şimdiki zamandaki hayatını o dut ağacının dallarına asıp yıllar yıllar öncesine gidiyorsun. Tıpkı o öğle sonrasında bana olduğu gibi...

Birden akşamüstü serinliğinde sokakta ip atlayan küçük kıza dönüşüverdim.Yaz akşamının dağılmak üzere olan çocuk cıvıltılarıyla coşkulu sokağında, mutluluk ve yaşam sevinciyle dolu kalbimi anımsadım.Uzaktan usul usul elindeki çantasını sallayarak gelen babaannemi... İçi, benim ve kardeşim için dedem tarafından bir gazete kağıdına sarılmış çikolatalar, şekerler, bisküvilerle dolu olan o kumaş çantayı...

Kardeşim ve ben koşarak babaanneme sarılırdık. O bizi koklaya koklaya öperken aklımız onun çantasının içinde gezinirdi. Eve çıkan merdivenleri usul usul çıkışını sabırsızca izler peşinden eteğinin çiçeklerini sayardık. Ayakkabılarını çıkarır çıkarmaz onları kenara koyar arkasından hemen salona girerdik. Çantasını koltuklardan birinin üzerine koyar herkesin nasıl olduğunu sorardı babaannem. Biz soruyu geçiştirir kıpırdanıp dururduk. Babaannem çantasına yavaşça uzanır ve o gazete kağıdına sarılmış paketi çıkarırdı. "Alın bakalım" derdi "Bunu size dedeniz yolladı." Koşarak paketi elinden alır gazete kağıdını hırsla yırtar ve içinden çıkanları teker teker incelerdik. Dedemin kocaman bir kalbi vardı. O koca kalp ne yollasa az olacağına inandığından olsa gerek her çeşitten bir kaç paket koyardı. Kimbilir belki de onun sevgisinin çokluğunu ifade ediş tarzıydı bu...

Babaannem sık sık bize gelmesine rağmen dedem hiç gelmezdi. Küslüğünden ya da bizi sevmemesinden kaynaklanmıyordu bu. O oğlunun evi bile olsa kimseye yük olmamak, zahmet vermemek gerektiğine inanırdı. O küçük sevimli bakkal dükkanında tüm zamanını akşamın geç vakitlerine kadar geçiren bir adamdı. Az konuşur çok dinler ve sadece gerek gördüğünde sorulara cevap verirdi. İnsanda zorunlu olarak saygı uyandıran bir yanı vardı. Onu görür görmez kendine çeki düzen verirdi insanlar...

Dedemin bakkal dükkanı bir çocuk için çok renkli bir mekandı. Şekerler, çikolatalar, balonlar, leblebi tozları, sakızlar ve bunun gibi aklımızı başımızdan alan her şey belli bir köşede dururdu. Dedem biz içeriye girer girmez tek laf etmeden her birinden tutuştururdu elimize. Sonra da bakışlarıyla bizi dışarıya yollardı. Sokakta oynadığımız zaman arada bir dükkanından çıkar bize bakardı. Bizim sokakta olduğumuzdan emin olduğu vakit başını usulca sallayarak içeriye girerdi. Aklımda o sert yüz altında gizlenen kocaman kalp kaldı, bakkal dükkanı önünde torunlarına sevgiyle bakan ama onlara tek söz söylemeyen...

Aklım dedemin o küçük bakkal dükkanının raflarında gezinip dururken zaman beni kollarına alıp şimdiye geri getirdi. Şimdiki zaman ruhumu dut ağacının kollarından alıp yeniden büyüdüm. Geçip giden zamana aldrmadım ve dedemin babaannemin artık bizimle yaşamadığına hayıflanmadan öylece durdum. Çünkü anladım ki istediğim zaman yeniden dedemin bakkal dükkanına gidebilirim, babaannemin çantasını açmasını hevesle bekleyen küçük kız olabilirim. Sadece ihtiyacım olan ruhumu o dut ağacının dallarına asıp, küçük bir kıza dönüşebilmek...

RESİM: Tim Newton
 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..