Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '18

 
Kategori
Tarih
 

Dut Kurusu ile Savaş Kazanmak

Dut Kurusu ile Savaş Kazanmak
 

2.Dünya savaşında Almanlar


Ülkemizde üretiminin en yoğun olduğu iller; Malatya, Ankara, Erzincan, Elazığ, Erzurum, Ordu ve Kahramanmaraş olarak bilinmektedir.

Neden mi bahsediyorum? İçerisinde barındırdığı zengin besin değerleri ile birçok hastalığın tedavisinde yardımcı olarak kullanılabilen bir besin kaynağı olarak sağlık açısından sayısız faydaya sahip olan dut kurusundan tabii ki. Protein, ayrıca A,E,C ve K vitaminleri açısından oldukça zengin dut, Magnezyum, demir, potasyum, fosfor ve lif içerir. Protein içeriği diğer meyvelere göre daha fazladır. Dut kurusunun 100 gramında 336 kcal kalori bulunmaktadır. Diyetlerde tüketilen 1 çorba kaşığı yani 15 gram dut kurusu 50.4 kalori barındırır.

Kansızlığı önleyen, insanın biyolojisine güç katan,  özellikle egzama oluşumlarını tedavi etme, damar sertliğini önleme etkisi olan, bir besin maddesidir, dut. Aç karnına tüketildiğinde, bağırsakların çalışmasına ve idrar sökmeye neden olur,  Ağızda, bademciklerde, boğaz iltihabında, diş eti hastalıklarında kullanılır, öksürüğü kesmek için tüketilir, Karaciğeri güçlendirici etkisi yanında ateş düşürücü etki de gösterir, mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağladığı gibi, aç karnına tüketildiğinde bağırsak kurtlarının düşürülmesinde de etkili olur.

Efendim İkinci Dünya savaşı eşiğinde Dünyada, Türkiye’de özellikle İstanbul ve İzmir’de çok garip, ilginç olaylar oluyordu. Dönemin bir numaralı “İktisadi haberler muhabiri” Hüseyin Avni Şanda Bir gün gazetesinde şöyle bir haber yapmıştı; “Almanlar ton ton erik, kayısı pestili ve ton ton dut kurusu alıyor. Ne kadar alıyorlar sorusuna da şöyle yanıt veriyordu: “Ne kadar buluyorlarsa! Hepsini kapatıyorlar, İzmir’de ise kuru rezzaki üzümü şimdiden bitmiş, Almanların rezzaki üzümüne çok iyi de fiyat verdiklerini” söylüyordu.

Hemen akabinde ise haber içerik olarak daha da farklı bir hal alıyordu. “Almanlar vişne kurusu alıyor, kayısı kurusu alıyor, kara erik kurusu hatta ve hatta iğde, keçiboynuzu da alıyorlardı.”

Alman dostlara birdenbire kuru yemiş merakı salmıştı. Bu arada doğal kavrulmuş veya kabuklu fındık, badem, ceviz ve fıstık… hepsi Berlin yolcusu idi… Almanlar, Tenleri esmer olmadıkları halde, birbirlerini fındık ile, fıstık ile, badem ile mi besliyorlardı!

Rivayete göre bütün bu malzemeleri Alman ordularının efsanevi ikmal şubesi adına Göring satın alıyor, Dünyanın her yanından, dayanıklı kuru gıda maddeleri topluyorlardı. Almanlar gıda değeri açısından yapılan tahlillerinde en yüksek puanı da, bizim kuru rezzaki üzümü ile özellikle dut kurusu toplamıştı. Bu kuru gıda ürünleri Sibirya içlerine kadar gidip dövüşecek, savaşacak bir ordunun ikmalinde çok iyi işe yarayabilirdi.

Almanlar İstanbul’da, İzmir’de satın aldıkları malları Berlin’e sevk etmeden önce kiraladıkları büyük depolarda topluyorlardı.

Ünlü bir askeri yazarın yazdığı makalede ifade ettiği gibi; “Alman Levazım Şubesi, ta Rusya ortalarına kadar ikmal edilmesi muhtemel kuvvetleri için alacağı kuru üzüm ve dut kurusunu barut kadar önemli saymaktaydılar.”

Astronomik bir bütçe ile Almanya’da ilk kez “İktisadi Savaş Bakanlığı” kurulmuştu. Bizim Ülkemizin kuru yemişlerini satın alan da bu makamdı.

Bir gün gazetesinin İleri görüşlü Başyazarı Necmeddin Sadak; “Kıs kıs gülerek Bakalım Hitler, dut kurusu ile savaşı kazanacak mı?” diye soruyordu.

Sahi Hitlerin savaşı kaybetmesinde dut kurusu mu etkili olmuştu? Yoksa, Almanlar yeterince dut kurusu temin edip askerlerine yedirmemişler miydi?

Nizamettin Biber

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..