Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '07

 
Kategori
Sinema
 

Duvak, ihanetin bedeli

Duvak, ihanetin bedeli
 

Karınız sizi aldatsa ne yaparsınız? Nasıl bir intikam düşünürsünüz? Duvak adlı filmde Edward Norton karısından değişik bir intikam almaya çalışıyor.

Filmimiz 1920’li yıllarda geçiyor. Kitty ve Walter, Londra’da bir partide tanışır. Kitty üst sınıftan birisi, Walter ise orta sınıfa mensup bir bilim insanıdır. Kitty annesinin de isteğiyle Walter ile evlenir. Walter’ın işi nedeniyle Çin’in, Şanghay kentine giderler. Bölge İngiliz kontrolü altındadır. Bölgede çok güçlü olan Charlie ile tanışırlar. Çapkın bir kişi olan Charlie, Kitty’nin gönlünü çalmaya başarır ve yasak ilişki yaşamaya başlarlar.

Walter ise karısına sadakatle bağlıdır ama bu ilişkiyi öğrenir. Karısından intikam almayı planlar. Bunun için Çin’in orta kesimlerinde süren kolera salgınında çalışmaya karar verir. Karısına eşyalarını toplaması için süre verir. Karısı gitmeyi reddederek ayrılmak ister. Bunun üzerine Walter tek şartla boşanacağını bu şartın boşanma belgesinde karısının onu aldattığını belirtmesi şartıyla yapacağını söyler.(Bugün batı dünyasında çok sıradan olan aldatma olayı demek ki eskiden çok leke verici bir olguydu.) Kitty, Charlie’ye gider. Onun karısından boşanmasını ümit etmektedir. Ama Charlie karısından boşanamayacağını belirtir. Çaresiz kalan Kitty kolera salgınının kucağına doğru gider. İkili arasında soğuk bir savaş başlar. Hatta filmin en önemli sahnelerinden biride yemek sahnesidir. Hijyen bulmadığı yemeği Kitty’nin yemesini istemeyen Walter, Kitty’i uyarır. Kitty ise ölümden korkmadığını göstermek için kolera olmak istercesine yemeği yer. Onun bu restini gören Walter, karısının gözüne baka baka yemeği önüne çeker o da yemeye başlar. O an Kitty karşısındaki kişinin hiçte kolay lokma olmadığını anlar. İkili birbirlerini yeniden tanımaya başlar.

Son Samuray, Bir Geyşanın Anıları gibi filmlerde olduğu gibi yine bol bol doğa tasvirleri var. Bu da filmi seyretmek için güzel bir sebep.

Filmin yönetmeni duygusal ağırlıklı filmler çeken John Curran. Edward Norton ve Naomi Watts önemli rollerde.

Film maalesef şubat ayında gösterime girdi ve sessiz sedasız çekip gitti. Filmi ilk seyrettiğimde bu kadar çok romantik blog yazarının ve Edward Norton hayranının içinde bu filmi yorumlamak bana düşmez dedim. Ama aradan geçen süre içinde hiç kimsenin bu filmi yorumlamadığını görünce böyle güzel bir filmin heba olmasına gönlüm razı olmadı.

Filme on üzerinden rahatlıkla yedi verilebilinir. DVD ve VCD’ sini beklemekten başka çare yok. Bir Geyşanın Anıları filmini beğenenler ise kesinlikle bu filmi de arşivlerine eklesinler.

Fazla bilgi göz çıkarmaz diyerek kolera ile ilgili kısa bilgiler verelim. İçme suyu ile başlayan sonra temas yoluyla geçen sancılı bir hastalık. Muson yağmurları nedeniyle Çin ve Hindistan’da yılın yedi-sekiz ayında kolera vakaları görülüyormuş. Dünya üzerinde her yıl yüz bin kişinin öldüğü belirtiliyor. Kirli sulardan meydana geliyor. Hasta vücudundaki suyu kaybetmeye başlıyor. Ağızdan sıvı takviyesi yapılmazsa hasta feci bir şekilde ölüyor. Ülkemizde meydana gelen büyük kolera vakalarının hacca gidenlerin başka ülke vatandaşlarından kaparak ülkemize soktuğu vakalar olduğu saptanmış. En fazla İstanbul’da olan salgında üç bin kişi yaşamını yitirmiş.

Filmde yükselen Çin milliyetçiliği, yabancı düşmanlığı, derebeylerin son çırpınışları, kolera salgını ve aşk, ihanet konuları güzelce incelenmiş. Misyonerlere de taşlama yapılmış. ABD filmlerinde ilk defa zombilerin salgınlarını saymazsak bir hastalık konusu güzelce işlenmiş. Finali de harika. Duvak (The Painted Veil) filmini tavsiye ederim.

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...