- Kategori
- Deneme
- Okunma Sayısı
- 277
Duvar

Ressam İhsan Arı.
Eski bir duvarım ben. Kentin bütün görkeminin, ışıklarının arasında sıkışmış kalmış, yıkıntı bir duvar. Tek bir duvarım ben. Hiç bir kenarım hiç bir köşede başka bir duvarla buluşmaz. Kenarlarım boşlukta.
Temelimi kim atmışsa sağlam atmış yok olup gidemedim. Öylece duruyorum işte. Yıkmadılar da… .
Hapishane duvarı desem değilim; onun için başka duvarlarla beraber olmak gerekir. Hem de kimseyi karanlıkta bırakmak istemem. Ağlama duvarı desem hiç değilim. Sadece küçük sıkıntısı olanlar gelir yanıma, ağlayıp yalnız kalmak isteyenler, bu sokakta anısı olanlar. Birde eskinin izini bulmak isteyenler gelir. Oysa ki, ne sesler kaldı bende ne yüzler. Hepsi zamanda kayboldu.
Şimdi iki çocuk gelip önümde oyun oynuyor. Bazen neşeli kahkahalar atıyor; bazen salya sümük gözyaşıylarıyla başını dayıyorlar. Bazen bütün kızgınlıklarıyla tekmeler atıyorlar.
Evet eski bir duvarım ben; ne acınmak ne de onarılmak istiyorum. Hani kapılıp bir rüzgarın peşine kalkıp gitsem diyorum; elbetteki olanaksız. Ne denize ulaşabilirim ne de dağa.
Ama bekleyebilirim rüzgarın gelmesini; denizin ve dağın kokusunu ulaştırsın diye. Rüzgar gelirse ve ulaştırırsa denizin, dağın kokusunu; o zaman bir toz bulutu vereceğim ona denize ve dağa hediye..
Leyla
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
