Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '14

 
Kategori
Deneme
 

Duvarın Hikayesi

Duvarın Hikayesi
 

Resim, www.worldscinema.org'dan alıntıdır.


Duvara yaslanmaktaydın.

Altın sarısı bir şalın parıltısında gözlerin her zamankinden daha iri, daha kocaman ve daha güzeldiler. Bakışında kim bilir bilmem kaç milyon yıllık bir devlet sırrını taşır vakurluğu ve elinde her fırsatta avuçladığın, ayıkladığın akıl karmaşaların.. Hemen ayak ucunda belki de evin penceresinden sokak başındaki çöp kutusuna fırlatıp da atmayı dilediğin görünmez bir geçmiş yükünle duvara yaslanmaktaydın.

Güzel olmanın, sevmenin, sevişmenin kitaplarının var olduğu bir dünyaydı ve her ihtiras anının merakı kaşıdığı gerçeği ışığında vuslatlar, ayrılıklar kadar ilgi çekmiyordu. Olsun. Tüm cümlelerden arınmış noktaların, virgüllerin ve gerçeğinle karşımda durmaktaydın. Göğsünde bir komünisti hayran bırakacak özgüvenin ünlemi, ölçülmesine gerek duyulacak kadar mahir bir açıya kabil duruşunla, var olduğunu haykırmaktaydın. Kavgalar oluyordu. Milletin ağzına sı...ak serbest ama içmek yasak olsa da çok içiyordu elalem. Saat 02:55’te bir or...u karşı apartmanın ikinci katından hiç duymadığım bir melodiyle “gözlerin doğuyor gecelerime” eşliğinde küfrediyordu örneğin. Gözlerin hiçbir güneşin doğmadığı kadar güzel doğuyordu dünyaya. Aklımın yanıbaşındaydın. Çok güzel çocuklar ölüyordu. Sen yine hep çok güzel oluyordun.

Aklımdan tırnağına yıldızlar dökülmüş, Mayıs'ın İzmir’inde sahilde yalpalayan bir şarapçının şişeyi uzatıp paylaşmasındaki huzuru andırıyordun. Söz oluyordun duyduğum, yol oluyordun vardığım. Bir yol kaybolduğum. Şehre kavgaların gürültülerin karartısı inerken, eşelendikçe daha pis kokarken her çöp kutusu; şah damarından aklına giden yolda ben, sen ve simaların kayboluyorduk. Titreyen elinde ölesiye narin bir yasemen kokusu, dünyaya tahammül sınırlarının eşiğindeki gözlerinde kocaman bir “varlık çengel bilmecesi”.

Duvara yaslanmaktaydın. Bana bakıyordun.

Çok söz söylendi. Çok laf edildi. Çok hikaye anlatıldı. Yüz elli sekiz defa kahvaltı yapıldı mesela bu meselenin ardından. Takribi on iki kitap okundu, bunlardan dördü yarım bırakıldı. En az yirmi bir defa gece uykusu yarım kaldı. Yeni doğmuş bir bebeğin altı sırf altına sıçtığı için iki yüz onsekiz defa değiştirildi. Sekiz kadar doğum günü kutlandı. Üç cenaze bir bayram namazı kılındı. Bir elin parmağı kadar kalp kırıldı. Üstünden epey bir zaman geçti. Sonra sonra anladık asıl sırtını sana veren bendim, bizdik, onlardı,dünyaydı. Duvardan omzunu çekince dünya başımıza yıkıldı. 

 
Toplam blog
: 63
: 1414
Kayıt tarihi
: 14.08.08
 
 

Hayat hikayemi fazla uzatmayacağım, çünkü hepimiz bir şekilde yolumuza kavuşuyoruz. Okuyan bir an..