Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Duyarlı bir yürekmiş Nizar Kabbani

Duyarlı bir yürekmiş  Nizar Kabbani
 

Nizar Kabbani 21 Mart 1923


RESİM DERSİ

Boya kutusunu önüme koyuyor oğlum
Bir kuş çizmemi istiyor benden
Kül rengine batırıyorum fırçayı
Bir dörtgen çiziyorum, üstüne bir kilit ve çubuklar
Oğlum, gözleri dehşet dolu, diyor ki bana:
"Ama bu bir hapishane...
Yoksa bilmiyor musun baba, kuş çizmeyi sen?"
Oğlum, diyorum ona, ayıplama beni
Kuşların biçimini unuttum inan.
(...)

Nizar Kabbani Resim Dersi sözcüklerini yazarak İnternet'te bazı videolara ulaşmak mümkün. İzlemenizi önereceğim.

"Resim Dersi" özgürlüğünü kaybeden insanlardan, metalikleşen ormanlardan, silahlanan dinlerden , patlayan bombalardan, yurt özleminden duyarlı dizelerin toplandığı, dünyadaki tüm kirli çıkar savaşlarının ve acıların ortasında yapayalnızlığı vurgun yemişçesine duyumsatan, okuyan kişiyi altüst eden bir şiir. . Bir de babasıyla konuşan oğula hasret sanki şair..." yaşantısını okumadan, şiiri okuyup, dinlediğimde düşündüklerimdi.

Nizar Kabbani Suriye'nin başkenti Şam'da orta sınıf bir tüccar ailenin oğlu olarak 21 Mart 1923 de gözlerini dünyaya açar. 1930- 1941 yılları arasında Şam'daki Ulusal Fen Kolejinde eğitim alıyor. Okulun sahibi ve yöneticisi Ahmad Münif Al Aidi babasının arkadaşıdır. 1958 yılına kadar Suriye Üniversitesi adı verilen Şam üniversitesinde hukuk okur.

Kolejde öğrenci iken ilk şiir kitabını yayımlar. Kadın bedenine göndermelerde bulunan ilk romantik şiirleri tutucu Şam toplumunu karıştırır. Şiirlerini babasının arkadaşı eğitim bakanı ve Suriye'nin nasyonalistlerin lideri Munir Al Ajlani' ye gösterir. Şiirleri beğenen Ajlani ;yüreklendiren bir ön söz yazar Nizar'ın ilk kitabına.

Hukuk Fakültesini bitidikten sonra dışişlerinde görev alıp aralarında İstanbul' un da bulunduğu pek çok kentte çalışır.

1959 da birleşik Arap Devleti kurıulduğunda Çin'e elçi olarak gönderilir. Bu yıllarda yoğun olarak yazar ve Çin'de en mükemmel ürünlerini verir. 1966'da istifa edinceye kadar çalışır. Bu tarihten sonra da Beyrut' da kendi adı ile anılan yayınevini çalıştırır.

Özel ve aile yaşamına baktığımızda kayıplarla genç yaşta karşılaştığını ve ömrü boyunca devam eden inanılmaz acıları olduğunu görürüz.

Nizar 15 yaşındayken sevdiğine kavuşamayan ablasının intiharını yaşar. Cenaze töreni yapılırken ablasının ölümüne neden olan sosyal koşullarla mücadele etme kararı alır.Kendisine revizyonist olup olmadığı sorulduğunda:

" Aşk, Arap dünyasında hapisteki bir mahkum gibidir ve ben onu özgür bırakmak istiyorum. Arap ruhunu, duygularını ve bedenini şiirlerimde özgürleştirmek istiyorum. Bizim toplumuzdaki kadın erkek ilişkileri sağlıklı değil" der.

Zamanının en önemli feminist ve ilericilerindendir. Şiirlerinde Şam önemli bir esin kaynağı olmuştur ve 1967'deki Arap yenilgisine duyarlığı erotik şiirlerde yansımasını gösterir.


İlk eşinden olan oğlu Tawfik, Kahire Tıp Fakültesi'nde okurken kalp krizi geçirek 17 yaşında yaşama veda eder.

"To the Legendary Damascene, Prince Tawfiq Qabbani" oğluna yazılmış bir ağıttır.

Linkini verdiğim videoda bile, Nizar Kabbani'nin henüz yaşamını araştırmamışken evet, videoda dinlediğim şiirlerinde hasreti buram buram tüttü ve ince sözcüklerle de eleştiryordu bu kötü gidişi ve sihlanan dünyayı ve kurumları.

Dinlediniz mi hiç?


İkinci evliliğini yaptığı Iraklı Balqız el Rawi'yi Beyrut'daki Irak elçiliğine yapılan bombalı saldırısı sonucunda kaybeder Lübnan İç savaşında. 15 aralık 1982'de.

Bu sonuncu ölüm artık çok ağır etkiler yaratır Nizar Kabbani' nin psikolojisinde.

Balqız'ın ölümünden duyduğu ıstırabı, bütün Arap dünyasına selenip suçladığı Balqız şiirinde dile getirir. Balqız'dan olma üç çocuğu ile kalır. bi daha evlenmez. bir kaç şehirden sonra Londra'ya yerleşir.

30 Nisan 1998'de kalp krizi geçirip ayrılır dünyadan. Mezarı Şam'dadır, şiirleri ise her yerde, duyarlı insanların belleklerinde ve yüreklerinde yaşamaktadır.

"Kendisi bazı kaynaklara göre Adonis'le birlikte yaşayan en büyük Arap şairi olarak görülür. Bir aşk şairi olarak tanınan Kabbani, 1967 Arap-İsrail savaşından sonra Arap şiirinde çağ açıcı bir rol oynamıştır. "Gerileme Kitabına Dipnotlar" şiiri Beyrut'ta Al-Adab dergisinin Ağustos 1967 sayısında yayımlanır yayımlanmaz bütün Arap dünyasında yasaklanmış ve Arap edebiyatının ilk samizdat ( fanzin) örneği olarak gizlice elden ele dolaşmaya başlamıştır. Bu şiirin yayımlanışı aynı zamanda Al-Adab Al-Huzarani (Haziran Edebiyatı) akımını da doğurmuştur. Haziran Hareketi'nin kurucusu ve önde gelen şairi Kabbani, gerek 19550'lerdeki şiirde sadeleşme hareketinde, gerekse 1967'deki "Altı Gün Savaşı"nın ardından patlayarak çığ gibi artan politik şiirde Arap şiirinin yol göstericisi olmuştur." **

Şiir dili direk, akıcı, müzikli ve günlük dilde kullanılan sözcüklerden oluşuyor.
Annesi de Türkiye'den.
Adonis ve Nizar Kabbani en önemli iki Arap şairi. Keşke daha önce okusaydım.


http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=samizdat

http://en.wikipedia.org/wiki/Nizar_Qabbani

www.yitikulke.com

http://www.dosthane.de/nizarkabbani.php


Yine MB de rastladığım, özenli cümlelerle tanıtım yapmış bir değerli blog yazarımızın linkini de veriyorum:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=77475

Nizar Kabbani'yi fark edip öğrenmemi sağlayan bir başka değerli blog arkadaşıma buradan sonsuz teşekkürler.

"Buluştuğumuz yer burası." diyor Johne Berger Metis yayınlarından çıkan kitabına.
"Burası farkındalıklarımızın arttığı bir yaşam enstitüsü" diyorum ben de MB için.





 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..