- Kategori
- Futbol
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme!!!
Aziz YILDIRIM'ın başkanlığı kazandığı ilk seçimde gönlüm Vefa KÜÇÜK'ten yanaydı, Aziz YILDIRIM'ı tanımıyordum, üstelik Vefa KÜÇÜK'ü Ali Şen destekliyordu o seçimde, bizim için o dönem Ali ŞEN başkan FENERBAHÇE şampiyondu o dönemler;
Aziz YILDIRIM başkan seçilnce çok da sevinmedim açıkcası, ilk günlerinde Jay Jay Okocha krizi çıktı, Okocha gitmek istiyordu, AziZ Başkan Okocha hiç bir yere gidemez demesine rağmen Okocha gidince Aziz Başkan'a karşı umudum daha da azaldı.
Dört sezon üst üste Galatasaray'ın şampiyon olması , büyük başarılara imza atması, Aziz başkanın ve biz fenerlilerin en zor dönemleri idi.
Daha sonra yapılanmaya girildi, devletten tek kuruş almadan muhteşem bir stat inşa edildi, antreman tesisleri yenilendi, yeni tesisler yapılmaya başlandı, Fenerbahçe okulları tüm yurt genelinde açılmaya başlandı, sanki yeni bir ülke inşa ediliyordu..
Futbolda o günlerin en iyi projesi olan Ümit Milli takımdaki önemli yıldızların transferiydi bence;
Çok önemli yıldız oyuncu transferleri yapıldı, Alexler, Anelka'lar, Anderson'lar Van Hooinjdok'lar geldi, Daum gibi yarışmacı bir hocanın katkıları ile 2 şampiyonluk üst üste geldi, Denizli faciası olmasa belki üst üste 5 veya 6 şampiyonluk gelebilirdi o dönemlerde..
Hiç bir kulübün ilgilenmediği amatör branşlara yönlenildi, amatör branşlarda Fenerbahçe şampiyonluklara ambargo koydu, Bayan voleybol takımı dünya kulüpler şampiyonu oldu.
Galatasaray dahil bütün kulüplerin yöneticileri artık Fenerbahçe'nin önünün kesilemeyeceğini konuşuyordu Türkiye 'de , önce Fenerbahçe sonra diğer kulüpler konuşulur hale geldi.
Kulüpler Birliğine katılmayan, böyle bir olgunun yararlı olmadığını söyleyen Aziz YILDIRIM yalvar yakar Kulüpler Birliği Başkanlığına getirildi..
Onun Kulüpler Birliği başkanlığı döneminde Türk futbolunun marka değeri arttı, Dünyanın önemli liglerinden biri haline gelindi, yayıncı kuruluş ile bol sıfırlı anlaşmalar yapıldı, o dönemde bütün spor camiası Aziz Yıldırım için teşekkür kuyrukları oluşturuyordu, büyük başkan diyorlardı.
Aziz BAŞKAN son maçlarda 2 tane şampiyonluğun kaçırılmasına şahit olan tek başkandır. Bu facialardan sonra her İki sezonda da şampiyon olundu.Bu travmaları komutan edası ile takıma ve taraftara atlattırdı..
Taraftarı medeni hale getirdi, statta küfürü kaldırdı, ailer ile maç seyredilebilecek bir ortam hazırladı.Önemli maçların çoğunda 55.000 seyirciye kapalı gişe oynadı takım;
Fenerium'ı Türkiye'nin en büyük ve en karlı mağazalarından biri haline getirdi.Fenerbahçe'yi binlerce insanın çalıştığı kurumsal bir kurum haline getirdi..
Kimsenin önünün kesilemeyeciğini tahmin ettiği Aziz YILDIRIM'ın önünü bir savcı kesti, uyduruk belgelerle, sabahın köründe örgüt evi baskını yapılırcasına, sanki bir teror suçu işlemiş gibi göz altına alındı, adına medya denilen kalemşörlere silahları kuşandırılıp güya gizli denilen belgeler çarşaf çarşaf göz önüne serilerek daha ifade verirken toplum gözünde suçlu hale getirildi, iki tane oyuncu ve bir tane kaleci ile insanlara Aziz YILDIRIM şike yaptırdı diye çığırtkanlık yaptırıldı.
Daha iddianame ortada yokken kalemler kırıldı, kararlar verildi, Aziz YILDIRIM'a tüm kini olanlara mikrofon uzatıldı, şerefi ile haysiyeti ile oynanıldı.
Amaç belli idi Aziz YILDIRIM Fenerbahçe Spor Kulübünü bir Dünya Kulübü yapmıştı, tez kellesi vurulmalıydı, Türk sporundan eli eteği çekilmeliydi;
O Aziz YILDIRIM dün kamuoyu ile paylaştığı mektubunda ayrılık sinyalini verdi, biliyorum bu durumda zil takıp oynayan bir sürü paçavralar memlekette, bıyık altından gülen spor yorumcuları, sözüm ona hakem eskileri;
Siz bu işten kulüp olarak aklandıktan sonra AZİZ başkanı bırakacağımızı mı? zannediyorsunuz.
Fenerbahçe demenin AZİZ YILDIRIM demek olduğunu görmüyormusunuz, bir özel maçta 55.000 tane Aziz YILDIRIM'ları görmediniz mi? Aziz başkan bizim başkanımızdır ve hep öyle kalacak, taraftar başkanını bırakmaz bu böyle biline;
Aziz başkanım mektubunuzda"Beni eğip bükemeyenler, beni kendilerine benzetemeyenler meyve veren ağacı taşlayanlar baktılar ki taşladıkça ağaç inadına daha da büyüyor yakmaya karar verdiler ağacı. Kurguladıkları bir senaryo ile bugün beni hayatımın en büyük sevdası Fenerbahçe’den kopardılar. Yaktılar ağacı, yanan ağacın yerine yenisinin dikilemeyeceğini bilmeyenler. Ama ben de tükendim. Bu süreç beni çok yordu. Ruhum, bedenim iflas etti, artık daha fazla taşı da ateşi de taşıyamaz hale geldim. Bu süreci atlattığımda hayatımın geri kalan bölümünde Fenerbahçe artık sadece yüreğimde bir sevda olarak kalacak. Şimdi sadece bu yaşamakta olduğumuz süreçte yine kulübüme hizmet etmeye devam edeceğim. Bu geçiş sürecinin ardından da artık gururla taşıdığım ve namusumla, onurumla yerine getirmek adına gecemi gündüzüme kattığım şerefli görevim son bulacak. Ama içimdeki Fenerbahçe sevdası asla bitmeyecek." demişsiniz..
Bende bir taraftar olarak Mevlana'nın dediği gibi diyorum ki..
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme Sen yadeller Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme |
|