Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '11

 
Kategori
Siyaset
 

Duydum ki unutmuşsun masumiyeti

Duydum ki unutmuşsun masumiyeti
 

Duydum ki, mahkeme kararıyla teknik takipte olan Soner Yalçın dinlenirken Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı 4 ayrı telefon konuşması kayda geçmiş. Bu konuşmaların biri çok önemli ifadeler içeriyor, diğerleri ise ilkini tamamlayıcı nitelikte.... Satış işleminin Yalçın’la ilgili kısmı, “Ergenekon’un medya ayağını oluşturma girişimi” olarak değerlendiriliyor” 

Yukarıdaki satırlar Şamil Tayyar’ın 18 Şubat tarihli yazısından alınmıştır. Artık vaka-i âdiyeden oldu ama gene de hatırlatmakta fayda var. “Duydum ki..” diye başlayan cümlesiyle Şamil TAYYAR, mahkemede, sürecin içindeki bir delilden bahsediyor. Konuşmaların çok önemli ifadeler içerdiğinden Şamil TAYYAR’ın nasıl haberi olabiliyor? Konuşmaların içeriğinden yetkili hakimlerin ve savcıların dışında birilerinin haberi nasıl olabilir? İş bu kadarla kalmıyor. “Çok önemli ifadeler içerdiği” söylenen konuşmalar eğer gerçekten suç unsurları ise bir kere bunların Şamil TAYYAR’ın eline geçmesi bile suçtur. İkincisi madem ifadelerin önemli olduğunu düşünüyor, TAYYAR neden bunları açıklamıyor? 

Satış işleminin Yalçın’la ilgili kısmı, “Ergenekon’un medya ayağını oluşturma girişimi” olarak değerlendiriliyor”muş… TAYYAR Bey’e şunu söylemek lâzım: Bir televizyon kanalını almak için mutlaka patron olmak gerekmez! Sanırım yazarımız belli bir cemaatin ve belli renkteki sermayenin dışındakilerin bir şeyler alıp satmasına tahammül edemiyor? Her şeyden önce yürütülen dava, Ergenekon diye bir örgütün var olup olmadığını anlamak için var… İkincisi “Ergenekon” adı bu hayalî örgüte, örgüt kurucusu olduğu iddia edilen insanların değil , bildiğimiz kadarıyla Can DÜNDAR’ın taktığı bir isim. Peki yukarıda italiklediğim çok basit gibi görünen cümlede TAYYAR ne yapıyor? Masumiyet karinesini çiğniyor! Yani? Hüküm giymemiş insanları itham ediyor daha da kötüsü onları mahkûm ediyor! Ergenekon sanki varlığı kesin olarak ispatlanmış bir örgütmüş de bunun üyelerinin bir takım ilişkilerinden bahsediliyormuş gibi bir hava yaratılıyor. Halkı darbeye kışkırtmaktan bahsedenlerin, bu tip beyanatla masumiyet karinesini çiğneyip insanları peşinen mahkûm etmeleri artık Türkiye’de normal sayılır oldu, ne yazık ki… 

Hiç kimse de tutup “Yahu TAYYAR Bey, sen bu konuları hâkimden daha iyi biliyorsun, nasıl beceriyorsun bunu?” diye bile soramıyor. Ergenekoncu denen insanların darbe kışkırtıcılığı yapıp yapmadıklarını bilmem ama mahkûm oluncaya kadar masum sayılmaları kesin olan o insanlara karşı toplumun her gün TAYYAR ve benzeri yazarlar tarafından alenen kışkırtıldığı kesin. Şamil TAYYAR ve avanesi, masumiyeti ispat mükellefiyetini sanıkların üstüne yıkıp da suret-i haktan görünmeye çalıştıklarında, belki Eminönü’nde cumadan çıkan “Aman sesimiz çıkmasın huzurumuz bozulmasın, hükümetimiz çok yaşasın!”dan gayrisini düşünmeyen, saf cemaati yönlendirebilirler ama Türkiye’de hâlâ düşünen ve vicdanları yaşayan insanlar var… 

 
Toplam blog
: 153
: 503
Kayıt tarihi
: 11.02.11
 
 

Eczacıyım, memlekete meraklıyım.....