Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '20

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Duygu Çuhadar Başarı Öyküsü

Duygu Çuhadar Başarı Öyküsü

"Hiçbir başarı rastlantı değildir."

Başarı öykülerini alkışlamaya devam ediyoruz.

Değerli dostlar bugün sizinle, birçok başarılı programa imza atmış, mütevaziliği ve içtenliğiyle her zaman takdir ettiğim Sunucu Sayın Duygu Çuhadar'ın başarı öyküsünü paylaşacağım.

Duygu Hanım öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

-Ben 1981 İstanbul doğumluyum, fakat çocukluk ve gençlik yıllarım Mardin’de geçti. Üniversitede ise İstanbul’da başlayan hayatıma kaldığım yerden devam ettim. Hukuk fakültesinden 2004 yılında mezun oldum. Uzun yıllar avukatlık yaptıktan sonra çocukluk hayalim olan sunuculuk ve spikerlik hikayemi gerçekleştirmek için Can ve Arsen Gürzap’ın (Dialog Anlatım Ve İletişim Okulu) spikerlik ve sunuculuk kursunu tamamladım. Şimdiyse sunuculuk ve hukuk bir arada ilerliyor diyebiliriz. Hukukun bana kattıkları sunuculukla birleşince bu hayalimi gerçekleştirmek daha kolay oldu.

Başarılı olmak için neler yaptınız? Nasıl çalıştınız?

-Başarılı olmak için sanırım insanın kendiyle, yapabilecekleriyle ve içsel gücüyle bağ içinde olması gerekir yani bireylerin kendi gücünün farkında olması gerekir. Gücünüzün farkındaysanız yolunuzu belirleyip çalışmaktan, emek vermekten vazgeçmezseniz, istediğiniz şeyleri elde edebiliyorsunuz. Ben hayallerimi gerçekleştirmek için çok çabaladım ve istediğim her neyse ona ulaşmak için büyük titizlikle çalıştım. Bunlar sizin tarafınızdan başarı olarak görülüyorsa ne mutlu bana çok teşekkür ederim.

Hayatta sizin için çok önemli üç şey nedir diye sorsam ne cevap verirsiniz?

-Hayatta ki en önemli şey pek çok annede olduğu gibi elbette ki bende de evlat sonra ailem… Bizi biz yapan en önemli şey aile değil midir ki?  Her birimiz varlığımızı ailemizden alırız değerlerimiz ailemizden oluşur. Bizi biz yapan ailemizdir. Bu nedenle benim için daha önemli pek bir şey yok hayatta. Geri kalan her şey gelir geçer fakat aileniz iyi günde de kötü günde de hep sizinledir. Koşulsuz size kucak açan tek yerdir. Üçüncüsü sevgi ve merhamet hayatın olmazsa olmazlarıdır benim için. Hayata ve olaylara bakışım günün sonunda hep bu kavramlar ışığında ilerler.

Duygu Hanım, sizin için mutluluk nedir? Sizi en çok ne mutlu eder? Nelerle mutlu olursunuz? En çok keyif aldığınız şeyler nelerdir?

-Sanırım günümüzde herkesin neredeyse tüm dünyanın üzerine eğildiği hadise… Hatta öneminin o kadar farkına varıldı ki artık evladım mühendis, doktor olsun değil önce mutlu insan olsun demeye başladık. Bana sorarsanız mutluluk insanın bakış açısıyla ilgilidir tabii bunu zamanla anlıyorsunuz… Mutluluk bir seçimdir aslında mutlu ya da mutsuz bir hayat yoktur mutlu ya da mutsuz anlar vardır ve hayat bunların tümünden oluşur. Mutlu anları da mutsuz anları da sevgiyle kucaklayıp her birinin geldiği gibi gideceğini de bilmek gerekir. Hayatımız mükemmel olmasa da iyi yanlarını görüp gülümsemek bize mutluluk katacaktır.

Buradan okuyucularınıza tavsiyem mutlu olmak için en olumsuz olaya bile iyi yanından bakmaya çalışsınlar, görecekler ki her karanlığın içinde kıyıda köşede de olsa bir aydınlık belirir.

Ben en çok oğlumla ve ailemle vakit geçirmekten mutluluk duyuyorum, her anından ayrı bir tat alıyorum. Oğlumla hafta sonları yaptığımız küçük tatillerde hayatın en saf, en temiz anlarını yaşıyorum.

Şimdi biraz da gelecekten konuşalım. Geleceğe dönük ne gibi planlarınız var?

-Açıkçası hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerden ibarettir sözünü birebir yaşamış bir insanım, fakat yine de gelecek için en büyük hayalim sosyal içerikli bir projede büyük bir iyilik hareketinin içinde olup çok büyük kitlelere yardımcı olabilmektir. Bunu bir televizyon programı aracılığıyla gerçekleştirmek hep istediğim hayalini kurduğum bir şeydir.

Başarmak isteyenler size, “Başarının sırrı nedir?” diye sorsalar, ne cevap verirsiniz?

-Başarı aslında kişinin isteklerine göre değişir fakat herhangi bir işi yapmak için karşınıza çıkan zorlukları göğüsleyebilmek için onu çok istemek gerekir. Bu hayatta herkesin farklı bir rolü görevi vardır, bu hayatta bize düşen görev ne ise onu tüm yüreğimizle yapmak, çalışmak, vazgeçmemek, pes etmemek, düştüğünde kalkıp silkelenip devam etmek bize mutlaka istediğimiz başarıyı getirecektir.

Peki, sosyal medyayla aranız nasıl? Teknolojiyi nasıl görüyorsunuz?

-Sosyal medyayı kullanıyorum fakat hayatımın merkezinde de değil açıkçası… Gerekli mi derseniz elbette doğru ve iyi kullanılırsa yerinde sonuçlar doğuran bir platform.

Bir gününüz nasıl geçiyor?

-Ekranda olmadığım zamanlarda oğlumla paylaştığım anlarla bir gün bir anda akıp gidiyor diyebilirim. Benim için bir günün en önemli anı oğlum okuldan gelince onu karşılayacağım an benim için... Yoğunluğum olsa da gün içindeki tüm planlarımı oğlum Mehmet’in geliş zamanına göre ayarlarım. Bu onun gelişimi için özenle uyguladığım bir sistem.

Hafta sonları neler yaparsınız?

-Ormanlık bir bölgede oturuyorum, bu nedenle Belgrad Ormanı’nda yürüyüş yapmak yeşilin her türlüsünü görmek, dokunmak İstanbul’un karmaşasından kaçıp sakin bir yerde denizi izlemek hafta sonu kaçamaklarımın en keyifli anları...

İş dışında uğraştığınız spor veya hobileriniz var mı?

-Son zamanlarda çokça gündemde olan enerji olayına fena kafamı yoruyorum. Bu alanda araştırma yapıp kendimin ve çevremdekilerin enerjilerini yükseltmek için bolca kitap okuyorum.

Ayrıca vücuduma bütünsel yaklaşmak için pilatese başladım. Dik duruşun postürün ve bedenle yakından ilgilenmenin hem başarıya hem hayata etkisini bire bir deneyimliyorum.

Evde yemek yapar mısınız? Yaparsanız en çok hangi yemekleri yaparsınız?

-Yemek yaparım elbette yapmayı da yemeyi de yaptıklarımı başkalarının tatmasını da pek severim.

Mardinli bir ailede büyüdüğüm için yemek bizde üzerine çok emek verilen alanlardandır, aslında bizler için bir nevi sosyalleşme aracıdır. Saatlerce özenle yemekler yapar sevdiğimiz dostlarımızla büyük bir sofra etrafında toplanır keyifle anın ve yemeklerin tadını çıkarırız. Masa etrafında yapılan samimi sohbetlerin sıcaklığını başka bir yerde bulmak zordur.

Bize bir yemek tarifi verir misiniz?

-Size çok pratik ve keyifli bir İskender tarifi vereyim.

2 adet tırnak pideyi doğrayıp tereyağında hafifçe kavuruyorum. Yarım kg kıymayı ve 1 soğan 2 adet biberi zeytinyağında sevdiğim baharatlarla buluşturup kavuruyorum daha sonra pidelerin üstüne yoğurtlu sarımsak döküp en son hazırladığım kıymalı harcı da yoğurdun üstüne serdikten sonra afiyetle sevdiklerime sunuyorum inanın sofradaki her yemeği gölgede bırakıyor deneyin derim.

Harikaymış, hem de çok kolay. Duygu Hanım gençlere başarılı olmaları için ne yapmalarını önerirsiniz?

-Başarının sırrının üretmeyi sevmek, dinamizm ve kesinlikle vazgeçmemek ve hayal etmek olduğunu düşünüyorum. Gençlerin hayalini kurdukları her neyse ona ulaşmak için mücadele etmekten ve emek vermekten vazgeçmemelerini tavsiye ediyorum. Emek verdiğiniz her şey başarı olarak size er ya da geç başarı olarak size dönecektir. Başarı merhamet, sevgi, adalet ve iyilikle buluşunca harika bir hayat hikayesine dönüşür.

Aslında bana göre işini iyi yapan, yaptığı işleri iyilikleriyle birleştiren temiz bir yüreğe sahip olan herkes vazgeçmedikçe mutlaka başarıyı kucaklayacaktır. Tabii günümüz şartlarında temiz bir kalbi korumak en büyük başarı…

Size ve okurlarınıza benim hikayeme zaman ayırdığınız için sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.

Duygu Hanım çok teşekkür ediyorum. Başarı öykünüzün gençlere de örnek olmasını diliyorum. Yolunuz açık ve aydınlık olsun.

Cengiz Hortoğlu

 

 

 

 
Toplam blog
: 924
: 4123
Kayıt tarihi
: 20.11.10
 
 

CENGİZ HORTOĞLU Cengiz Hortoğlu Gaziantep'te doğdu. İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdi. Serbest a..