Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Mustafa Çifci Aşk Yazarı

http://blog.milliyet.com.tr/mustafacifci

24 Eylül '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Duygu Depremi

Duygu Depremi
 

Duygu Depremi


Bizler çileli bir yaşama yabancı değiliz.

Ayrılıklar ve hüzünler hep bizimle. Kötü olayları kaderin bir oyunudur, diye Kabul ettiğimiz yaşamlarla doluyor insanların hayatları.

Birçok kişinin çektiği acıları, yaşadığı hüzünleri çoğumuz yaşıyoruz.

Birçok insan gibi bizlerde koca şehrin sokaklarında kendi mutsuz dünyamızda kayboluyoruz.

Kimi zaman insanın elleri üşür yalnızlıktan, yüreği burkulur, durgunluk çöker içine. Kimi zaman karamsarlık dolu dünyadan, insanı yaşama bağlayabilecek,  “Seni seviyorum” sözlerinden daha etkili ne var ki dünyada? Seni seviyorum sözü bile sımsıcak lığıyla sarsar insanı. Sanki mutluluğun sihirli gücü olan sevgi bizi köşe başında bekliyordur, “Seni seviyorum” sözlerinde.

Yaşamı çok sevince farkına varabiliyoruz yaşamın güzelliklerinin.

Bir şeyin güzelliğini koruyabilmekte kolay değil. Öyle ki, yıllarca birlikte yaşamış olup bir zaman sonra birbirini görmeye bile tahammül edemeyen insanlar var. İnsanların öykülerini dinledikçe, gündelik olaylarda hayatın zorluklarını, direnme gücünü görmemek elde değil. Meğerki insanın yüreği ne kadar da güçlü, dayanılması çok zor olan her şeye dayanıyor.

Yaşamda hep göz ardı edilen, başa gelmeden önce önlem alınmayan, hep ertelenen özlemlerle dolu hayat.

En büyük yenilikleri insanlar yaptı ama yine en büyük acıları insanlar yaşattı birbirine. Doğru dürüst ne mutluluğu bulabildik ne de anlaşmanın yolunu.

Sanki hep farklı dünyalardan yaşadık. Oysa bir tek gökyüzü var, bir tek güneş var bizi ısıtan, bir tek ay var geceleri süsleyen. Bir tek sevgi yolu var. Ve hepimizin son yolculuğu kara topraklar.

Kimi zaman gecenin dördünde, pencereden yıldızları izleyince uzun yolculuklara çıkası geliyor insanın.

Unutamadığımız, hasret kaldığımız, benliğimizden silip atamadığımız kırıntılarla dolu yüreğimiz. Hayallerimize koşar adım gitmeyi gösteren hep içimizdeki o tatlı ses ise hiç susmak bilmiyor. Hepimize durup düşünmeyi, yaşamı kapalı gözlerle değil, olduğu gibi görebilmeyi, gerçek mutluluğun paylaşımdan geldiği, başkalarının yüreğine bir damla umut olabilmeyi, yüzlere gülücük olabilmeyi sağlayan yine içimizdeki o sesten başkası değil.

Doyduk acı çekmeye.

Yorulduk.

Ezildik.

Hak etmediğimiz oyunları yine birbirimize biz oynadık.

Sarsıntılar yüreğimizde bizim.

Aşka düşmekte sarsıntısı bol bir başka dünyanın içine girmektir. Ve bu dünyada, kimi zaman durgunluk olsa da çoğu zaman fırtınalı bir yol vardır. Tıpkı sarsıntılar gibi hep koşmaktır.

Yürek sarsıntısıdır bunun diğer bir adı.

Duygu depremidir.

Gökyüzünden ay ışığını alıp yere çarpmaktır kimi zaman bu duygunun adı.

Bazen de o saydam, o duru, o doyumsuz yarı aydınlıkta uzun bir yolculuğa çıkmaktır bu duygunun adı.

Yıldız yolculuğudur bunun diğer bir adı da.

Yolumuz açık olsun.

Ve yıldızımız bol.

Çevrenize baktığınızda birçok kişinin gözünüzde saygı değer bir yerinin olduğunu görürsünüz ya da hak etmediği mevkilere siz kendiniz getirirsiniz, hakkını vermezsiniz. Çok iyi bir eğitim almış, çok iyi bir işte çalışıyor olabilir. Her gün takım elbiselerinin içinde temiz temiz işine gidip gelen gördüğünüzde merhaba dediniz insanlar… Ama bütün gördüklerinizin yanında birde göremediğiniz yanları vardır. Birçoğu yalnızdır mesela. Korkaktırlar. Hep göz önünde olmaktan mutlu olurlar sadece. Hep takdir edilmek istenen, hep kendilerinin örnek olduğunu düşünen insanlardır bunlar.

Ellerinin kirlenmesinden korkup hep sakınan dokunmaktan çekinen insanlardır bunlar. Yüreğiyle gülmeyen, yüzleri hep sahte tebessümün kırıntılarıyla buruşan insanlardır bunlar.

Bu da duygunun depremsizlik halidir…


Yazar: Mustafa Çifci- Aşk Yazarı www.mustafacifci.com

Kaynak: Bu eser Mustafa Çifci’nin “Akıp Giden Hayat” adlı kitaptan alınmıştır. Her hakkı saklıdır. Yazarın yazılı izni alınmadan kopya edilmesi, çoğaltılması, dağıtılması, özet olarak belli bir bölümün başka yerlerde yayınlanması 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasası hükümlerince yasaktır. 

 
Toplam blog
: 297
: 523
Kayıt tarihi
: 16.04.13
 
 

Yazılarında insanı derinden etkileyen yoğun bir duygusallık, hüzün, karamsarlık ve yalnızlık vard..