- Kategori
- Psikoloji
- Okunma Sayısı
- 509
Duygularımızın efendisi olabilir miyiz?

www.milliyet.com.tr
İnsan olarak olaylar ve sonuçlar karşısında seviniyor, üzülüyor, kızıyor ya da şaşırıyor; yani bir şekilde duygularımızı dışa vuruyoruz. Şüphesiz düşünme ve anlama yeteneğimiz kadar bizi, doğada bulunan diğer canlılardan ayıran, hatta onlardan üstün bile kılan yönlerimiz, kendi duygularımız; sevinç, üzüntü, şaşkınlık ve kızgınlıklarımız olmuştur çoğu zaman.
Ama olaylar ve sonuçlar, bize ne yönde etki ederse etsin; bu etki karşısında kendimize hükmedebilmeyi ve duygularımızın efendisi olmayı başarabilmeliyiz.
Uluslar arası düzeyde oynanan her futbol karşılaşmasında alınan galibiyetlerin sonrasında, ülke çapında yaşanan sevinç gösterileri ve toplumsal coşkuları hepiniz bilirsiniz. Sadece sporda ve futbolda değil, toplumda mutluluk ve coşku kaynağı olan nice olaylarda da neredeyse benzer görüntülere rastlanmakta.
Ve yakın bir zamana kadar bu toplumsal sevinç gösterilerinde, ne yazık ki kimi zaman istenmeyen olaylarla da karşılaşılıyordu. Kazanılan bir maçın sonrası veya bir genci askere uğurlama vesilesiyle yapılan toplu kutlamalar sırasında, kimi zaman bilinçsizce sıkılan silahlar, atılan kurşunlar; ya başka insanların yaralanmalarına neden oluyor, ya da ölümlere yol açıp, tarifi olmayan acıların hanelere girmesine zemin hazırlıyordu.
Fenerbahçe, İngiltere’nin yıldızlar topluluğu takımı Chelsea’yi, İstanbul’da 2–1 mağlup ederek; rövanş karşılaşması öncesinde avantaj sağladı. Neyse ki dünkü gazetelerin hiçbirinde, maç sonrası eğlencelerinin rutin manşetlerine; yaralanmalar ve ölümlere rastlanmadı. Maç sonrası kutlamalarının bu defaki sükûnetinin temeli; her halde arttırılan cezalar ve artık toplumumuzun da bilinçlenmesi olmalı.
Aslında ne toplum hayatının işleyişini daha düzenli bir kalıba sokan yazısız toplum kuralları, ne de yaptırım gücü yüksek kanunlar… İnsanlar ilk önce kendi iç muhasebelerini yapıp, toplum içinde bulundukları hareketlerin ve kimi zaman yaptıkları çılgınlık ve taşkınlıkların sonuçlarının hangi noktalara varabileceğini pekâlâ kestirebilirler. Örneğin bir yakınının düğününde sevinçten havaya ateş etmek isteyen birinin, silahından çıkan kurşunun havada sekip, kimi yaralayacağını veya öldüreceğini hesap ettiği gibi…
Görüldüğü gibi toplumumuzda, mutluluk ve coşku vesilesi olarak kabul edebileceğimiz anlar bir hayli fazla. Ama kendimizde olmalıyız ilk önce. Yeri gelir, toplumda duygularımız hükmeder bize. Çok sonralar geriye dönüp, yaptıklarımızın pişmanlığını duymamak için; efendisi olmak lazım duyguların.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Eğitimsiz cahil bir toplum olduğumuzun en önemli kanıtı bu işte. Sevinmeyi bile beceremiyoruz...Sevgiler, kendine iyi bak.
Esma KAHRAMAN 25.04.2008 3:01- Cevap :
- Esma Hanım; yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sevgiler... 25.04.2008 10:31