Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '09

 
Kategori
Deneme
 

Duyguların formülleri var mı?

Hayatımda en sık duyduğum, en aptalca sözdür: ‘’Anlıyorum.’’

—Hayır anlamıyorsun!

Babam öldüğünde ben üzülürken etrafımdaki herkes bunu söyledi.’Acını anlıyorum’

Bense sordum:

—Senin hiç baban öldü mü?

Evet diyenlerin anladığına inandım, gerisine asla!

Anlamanın yolu bilmekten geçer, evet. Matematiği anlamak formüllerle mümkündür, ama duyguların formülleri var mıdır?

Mutluluk=Aile+Şükür diyebilir miyiz mesela? Herkese uyarlayabilir miyiz bu formülü?

Milyarlarca insanın parmak izleri gibi farklı farklıdır hissettikleri ve beklentileri de. Mutsuz bir insanın hâlini ancak acı çekmiş olanlar anlayabilir.

Yeni âşık olmuş, mutluluktan ayakları yere basmayan birine acılarınızı anlatmayı deneyin bir. Dudaklarına nakşolmuş gülümsemeyi bastırmaya çalışarak dinleyecektir sizi, aklı âşığında…

Hayatında hiç aç kalmamış tuzu kurular nasıl anlayabilir ki midesi açlıktan kuru bir deri torbaya dönen kişiyi?

Afrika’dan gelen bir çocuğun, hayatında ilk kez gördüğü bir duş kabininde tazyikle bolca akan suyun giderden öylece akıp gittiğini görünce, panikle, gideri elleriyle tıkamaya çalışmasını anlayabilir mi, hayatı boyunca hep böyle duş almış bir Avrupalı?

Ancak mutsuzluğun haritası işlendiyse içine bir nakış gibi, o zaman anlarsın kardeşinin acısının izlediği yolları.

Romatizmalı elleriyle hayata sıkı sıkı tutunan; şekeri, tansiyonu ve kolesterolü için her gün avuç dolusu ilaç yuttuğu halde dünyaya kazık kakmaya çalışan bir ihtiyar bile senden daha iştahlıysa yaşamak için, mutsuzluktan ölmeyi özlemeni anlamaz. Sana pek çok öğüt verirler bir de:

‘Bak! Ne güzel eşin, çocukların ve bir işin var. Aç açıkta değilsin. Şükret! Şımarıklık seninki.’

Çıldırırsın, beyhude anlatmaya çabalarsın. Mutluluğu formülize edenlere ne anlatabilirsin ki? Anlamazlar. Uğraşma!

Kafasını suyun altına sokmadan yüzen biri suyun dibini göremez. Sen de tarif edemezsin. Bir dalgıç gibi beline (ayaklarına) bağlanmış ağırlıklarınla(prangalarınla) oksijenin bitene kadar suyun dibinde yürürsün. Derin karanlıkları bilirsin. Sığ sularda yüzenlere tarif etsen de derinlikleri, delirmiş bu derler, hiçbir yer o kadar karanlık olamaz!

Dostum sen en iyisi acılarını yalnızca mutsuzluğu bilenlerle paylaş. Diğerleriyle birlikteyken sığ sularda yüz. Hak etmedikleri, taşıyamayacakları yükler yükleme o aymazların omuzlarına. Dünya üzerinde yapayalnız hissederek, hep kendindeki arızayı, eksikliği araştırarak, neden böyle olduğuna bir açıklama arayarak geçireceksin belki ömrünü, ruhdaşlarını arayacaksın. Kolay olmayacak. İnsanların gözlerine baktığında, sadece senin bildiğin kadim bir dille anlatacak bu gözler sana acılarını, anlayacaksın.

 
Toplam blog
: 4
: 427
Kayıt tarihi
: 30.09.09
 
 

Dünyaya felsefe ve edebiyatla ilgilenmek için gelmiş; bir aristokrat olarak doğmalıymış. Ama öyle..