Duyuları kullanabilmek

Dün televizyon kanalları arasında dolaşırken, genç bir şarkıcının duygusal şarkısı eşliğinde sağır dilsiz işaretleri ile anlatım yapan bir hanımın görüntüsüne takıldım.

Şarkı bittikten sonra, bu şarkıcının daha önceki yaşadığı ülkelerdeki televizyonlar da sürekli sağır-dilsizlere yönelik anlatımlı sunumların yapıldığını, kendisinin de bundan etkilenip, çıkardığı yeni cd’ nin tanıtımında böyle bir sosyal etkinlik yapmak istediğini öğrendim. Üstelik programa katılan, işaret dili ile anlatım yapan hanım, sağır-dilsizlere yönelik tiyatroları olduğunu, en son ‘Yedi Kocalı Hürmüz’ün gösterimini yaptıklarını söyledi.

Oldukça etkilendim, çoğumuz normal tiyatro gösterilerini takip etmezken, insanlar ne güzel emekler harcıyordu.

Bir yandan da aklıma Helen Keller’in yaşamı geldi, bir kez daha yaşama böylesine bağlı insanlara hayranlığım arttı. Sağlıklı çalışan duyularımıza ne kadar şükrediyoruz? Onları ne kadar etkin kullanabiliyoruz? Kendimize ve çevremize ne kadar yararlı olabiliyoruz.? Blog ortamındaki çoğu insanın en azından buradaki ortak paylaşımında, yaşadıklarını değerlendirip, düşünüp, hissederek sağlıklı çalışan duyularını kullanabildiklerini düşünüyorum. Helen Keller’in yaşam hikayesinden özete yer veriyorum, daha geniş bilgi almak isteyenler adresi de inceleyebilirler.

Sağlıklı günlerde olabilmek dileğiyle:)

Helen Keller (1880- 1968), Amerikalı pedagog. Bebeklik çağından itibaren kör-sağır ve dilsiz olması, onu pek çok meslektaşından ayıran önemli özelliğidir. Özrüne rağmen başardıkları, onu efsanevi bir kişilik haline getirmiştir. Beş lisan bilen, bisiklet, kano ve yelkenli ile gezintiye çıkan, yüzen, satranç oynayan Helen Keller, yazdığı makaleler ve bir dizi kitapla kendisini özürlülere yardımcı olmaya adamıştır. Başta Amerikan Görme Engelliler Vakfı olmak üzere çok sayıda organizasyonda görev almış ve görevleri nedeniyle dünyanın pek çok yerine seyahat etmiştir.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Helen_Keller