Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '09

 
Kategori
Deneme
 

Duz bir patikada tek basina yurumek

Duz bir patikada tek basina yurumek
 

Pek cok oyku yazilir; pek cok masal anlatilir; siirler yazilir yasanilan her sey adina. En cok da ask uzerine yazilir. Ask uzerine anlatilanlarin en cogu da nefret ve isyan uzerine kurgulanir. Hep ofkemizi, olmamisliklarimizi, ozlemlerimizi yazariz yani. En cok bunlar okunur. Insanlar hep olmamisi tekrar tekrar yasamayi seviyor. Insanlar mutsuzlukla mutlu oluyor belki de.

Bir ihtimal daha var elbet; mutluluk oyle bir sey ki, yasaninca insanin icini oylesine dolduruyor ki insane yasadigindan kopup bir ara verip yazamiyor. O kadar kiskanilasi bir duygu ki kimse okumak istemiyor; herkes sadece yasamak istiyor mutlulugu.

Yapilacak onca isin, yasanacak onca duygunun, hayatla edilecek onca kavganin ya da hayata karsi verilecek onca mucadelenin arasinda biraz soluklanip yazmak istedim. Oyle cok yazmak istedim ki, tek amacim parmaklarimin klavyelerle bulusup sozcukleri savurmasiydi ekrana. Aklimda bir konu yoktu; yazmak icin beynimin bir nedeni de. Sanirim o nedenle en klise olani ile basladim ve daha klise olani ile bitirdim. Ne diyebilirdim ki, yazmaktan baska ne diyebilirdim ki.

Simdi de kendime bir soru sormak aklima geldi. Bir seyi bu kadar severken neden baska seylerle ugrasiyordum hayatta. O baska seyleri de mi o kadar seviyordum; yoksa Alper’in Ada’sini ozlemesi gibi bir ozlem miydi benimkisi. Sahip olunamayana duyulan bir maymun istahi yani. Insani anlamak icin basladigim meslegim beni insani anlamaktan cok otelere surukledigi icin mi kendinden sogutuyordu git gide.

Esas mesele buyumek miydi? Yani buyurken bir turlu buyumeyi becerememek mi? Buyumek masallari geride birakmak mi? Hayalleri, tutkulari, asklari romanlarin icine gommek mi? Buyumek en cok kendine guvenmeyi ogrenmek mi? Annen olmaksizin hayatla kendi basina basa cikabilmek mi? Buyumek kabul ederken ayni zamanda pes etmek mi?

Herkes kendi deneyimlerince binlerce farkli turde cevaplar verir bu sorulara. Ben yirmi sekiz yildir hayal kurmaya, ve o hayallerin bir gun gercek olacagina inanmaya devam ediyorum. Benim asklarim filmlerdeki gibi, tutkularim da oyle. Icimdeki insane sevgisi, sevkat de oyle. Hani dunyalara karsi duracak cinsten, hani oyle arabesk bazen de iste. Hayati yazilarinda buyulendirmek kolaydir. Tum guzel romanlarin, tum etkileyici filmlerin sirri burdadir bence; hayatin buyusunu sunar size. Hakikatte zor olansa, yasarken hayatin sihrini kacirmamaktir.

Soylemesi cok basit ama yasamasi o kadar zor ki. Tum dunyaya meydan okumak gerekir. Kalbinizi kiran bir sevgiliye, size gulup gecen bir dosta, sizi anlamayan bir anneye mesela meydan okumalisiniz icabinda. Zor olan esas sey herseye ragmen inat edip inanmayi surdurmektir.

Cok deger verdigim bir hocam bana soyle demisti: “ Herkesin yurudugu tasli bozuk bir yolda yurumektense, duz bir patikada tek basina ilerlemek daha dogru olur”.

 
Toplam blog
: 28
: 687
Kayıt tarihi
: 09.02.09
 
 

Hikayemin bas kahramani benim. Uzak ulkeler, yepyeni dusler pesinde kosan ve bunu yasam tarzi haline..