Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlüğe yazma dedim:))

Yazma, yazma diyorum sana, yazma şu yazıyı, yayınlanmaz, reddedilir, sinirlenirsin sonra. Gel şöyle kenara, sana ne sen mi kurtaracaksın dünyayı, senin aklın kadar aklı olan yok mu, Yazma dedim sana Aaaah. (E-günlükle tartışırken yumruk yedim ve bayıldım.)

Ben anlamam yazarım. Kimseyi öldürmem, tecavüz etmem, yazarım.
Kuvvet Komutanları'yla birlikte basın toplantısı düzenleyen Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ "İrtica Eylem Planı" belgesinin "bir kağıt parçası olduğunu" söyledi. Başbuğ, "Artık TSK'nın üzerinden elinizi çekin" dedi. Sn. İlker başbuğ aynı konuşmasında "Bunu ortaya çıkarılmasını istiyoruz. İstihbarat ve ve yargı, bu kağıt parçasını hazırlayanları bulmalı" diyor... (ntvmsnbc)

Merhaba e-günlüğüm; (ayıldım) yazıyı o "garip" gazete de yazan ve ben, yayınlayan kişi ile aynı kişi olduğunu bildiğimizi söylemeyiz. Asla "o kağıt parçasını yazan yayınlayan kişidir ve gazetecilik, habercilik yasasının arkasına sığınmaktadır." demem. ("haber kaynağını gizli tutma hakkı yasası") Hatta bu işler organizedir, hükümetin orduyu ve mensuplarını yıldırma politikası ile bağlantılıdır hiç demem. Benim de haber kaynaklarım var. Ben de kimin ne yaptığını biliyorum. Bütün gün piyasa da insanlarla derin ilişkiler halindeyim. (derin devlet gibi) Çok üst mevkilerde olanlara siparişlerini götürüyor ve sohbetler ediyorum. Anlattıkları karşısında "hayretlere düştüğüm oluyor" demeyeceğim çünkü hiç şaşırmıyorum. Hükümetler hep böyledir.

Tamam bir şey daha yazıp kesiyorum. Bana gelen üç milyon yüz bin dört elli altı imzalı belgeye göre bir tek askeri kurumlar ve anayasa mahkemesi kalmış fethedilmedik. Önümüzde ki beş sene onun için mücadele edeceklermiş... Kimler mi? Bilmiyorum onu belgede yazmamışlar. Hiç üstüme gelmeyin haber kaynağını açıklamam. Fazla üstüme gelirseniz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne giderim. Tamam kestim.

Hayır kesmiyorum. Yeni kabul edilen meclis düzenlemesi bunun ilk adımı sayılabilir. "Meclis'te yapılan düzenlemeyle Ağır Ceza Mahkemesi konusuna giren bir suç işleyen askerler, artık sivil mahkemelerde yargılanacak." (ntvmsnbc) Düşün bakalım bu düzenlemenin sonu nerelere gidiyor? Hadi düşün düşün beyin jimnastiği yapmış olursun...

Yolda giderken aniden arabanızın ön veya arka camı patlayabilir. Bu gün öyle oldu. Cadde'de bir aboneye giderken yanımda ki arabadan bir çatırtı ile etrafa cam parçaları sıçradı. Gayri ihtiyari durdum. O da durdu. "Kim attı lan arabamın camına bu taşı" diye sinirle bir haykırdı bitirim amca. Taşı atanı yakalarsa fena yapacak gibi bir hali vardı. Yan taraftan orta yaşlı bir abi gülümseyerek koşar adımlarla geldi ve (olayın şahidi olduğu belliydi) "Kimse atmadı beyefendi, yukarıdan bir karga attı" dedi. Kargaları iyi tanırım, hemen yukarı baktım, orta yaşlı adam doğru söylüyordu. Taşı atan karga yukarıda bize bakarak bekliyordu. Sanırım o taş ona lazımdı ve bir yere götürecekti. Götürmeden önce de biraz ufaltmak istediği için asfalta bırakmış olacak ama, taş asfalta düşmedi. Taş yerine bir arabanın camı ufalanmıştı... Mağdur adam önce pek inanamadı ama yapacak bir şeyi yoktu, diğer adama inanmak zorundaydı. Söylene söylene, sinirle, karşısında dişine göre bir rakip bulamamanın bıraktığı eziklikle uzaklaştı... Eminim karga o taşı istediği boyuta getirinceye kadar aynı işlemi defalarca deneyecektir...
Dün akşam oğlum annesine gitti. Joker'de olmayınca yine sadık arkadaşlarım ile (bahçede ki Boss dışında diğer canlılar) sohbet edip alkollü meyve suyumu içtim.
Sabah her zaman ki gibi erkenden Linda ile gelip dükkanı açtık, cihazları açtık, dışarıya masayı kurdum. (yazın dışarıya masa kuruyoruz, gelen misafirleri dışarıda ağırlıyoruz) Sanki içime doğmuş gibi siparişler erkenden başladı. Terledim soğudum, terledim kurudum, terledim yıkandım... (iyi anlatabildim mi?) Öğle yemeğimi arabada yedim.(yukarıda yazdığım "karga" olayına şahit oldum) Çok sağlıksız oldu ama nasılsa sürekli olmuyor. Böyle giderse bir masa da arabaya kuracağım. Bir ara gelip Linda'yı öğlen ihtiyaçları için (çişşşş) dışarı çıkardım. Servislere devam.

Değerli e-günlüğüm; akşama doğru biraz rahatladım ve yemeğimi zamanında yiyebildim. Şimdi de veda edip gidiyorum. Sabah kalkıyoruz maykıl, akşam yatıyoruz maykıl. Devlet adamları bile medyada bu kadar yer tutmuyor. (çünkü onların ölümleri para kazandırmıyor.)

Hadi yeni bir konu açmayayım yine. Seni göndereyim gümrük hattına gideyim. Pazartesi yazışırız e-günlüğüm. Hoşçakal.

Biliyor musun: Toptan ve perakende ürün satan şirketler, verimsiz tedarik zinciri yüzünden yılda 40 milyar dolar kaybediyorlarmış... (kimden çıkarıyorlar acaba?)
Çirkin söz: ''Sadece kafamı dinlemek için ayrıldım" Doğa Rutkay'dan ayrılan Şahn Gökbakar'ın açıklaması. (ayrılmak için ne sebep ama...)
Güzel söz: "Kendi yaptığımız yasalara içimizde ki akıl boyun eğer, içimizde ki ruh değil..." Halil Cibran

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..