Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlüğüm övünüyor:)

Tam otuz yıl oldu. On sekiz yaşında iken üç firmayı boykota başladım. Bu gün hesap ettim. Her birinden günde en az bir liralık alışveriş yapmam gerekiyordu ve yapmadığım için tek başıma şirketlerin her birine verdiğim zarar 10.950 lira. (zararlarını anlattığımda almayanları saymıyorum, dolaylı zarar çok fazla) Bir de bunun otuz senelik faizini hesaplarsak, bir kişinin bile bir firmaya neler yapabildiği ortaya çıkıyor. Bu paraları biriktirdim ve şimdi küçük bir servetim var. Ayrıca at yarışı, milli piyango, toto, loto gibi aptalca harcamalarım olmadı. Şimdi büyük ikramiye bende... Erich from "dinle küçük adam" adlı eserinde insanların kişi olarak bile neler yapabileceklerini bilmediklerini ve kendilerini küçümsediklerini, oysa isterlerse her şeyi yönlendirebileceklerini, yönetebileceklerini anlatır. "Başkalarının başarıları ile övünmek yerine kendi özelliklerimizi ve yeteneklerimizi geliştirmeliyiz, kendimizle övünmeliyiz " der. Ben de bu kitabı o yaşlarda okuyup etkilenmiştim. Gerçekten de haklıymış. (kendimle övünüyorum)

Merhaba e-günlüğüm; Bu gün kendimle övünme günüm. Yarın yine normale dönerim.
Amerika krizi halen atlatamamış, dış piyasalarda marka imajı zedelenmiş. IMF yi çağırsınlar, yardımcı olur. Hatta orada çok tanıdığım var. Benim adımı versinler, o zaman daha da çabuk atlatırlar krizi. Bu kıyağımı da unutmasınlar. (ABD'ye yardımcı olabildiğim için kendimle övünüyorum...)

Dün gece de soğuk falan dinlemeden bahçede oturdum. Boss'u ve Linda'yı kıskanıyorum. Onlar üşümüyorsa bende üşümem diye düşünüyorum. Onların deri altında yağları varsa benim hem deri altı kaslarım, hem de de giyeceklerim var. Hatta soğuk içeceklerle içimi iyice ısıtabiliyorum. Biraz boğazlarım ağrıyor, o kadar. (gülme) (Yine de günlerdir soğuğa direndiğim için kendimle ve vücudumla övünüyorum...)

Genç bayan arkadaşım bende idi. Bilgi alışverişi yaptık. Genç erkek arkadaşlarım gibi o da bilgilenmek ve hayata daha kolay bakmak, sorunlarla daha kolay başedebilmek istiyor. (bizlerin de istediği bu değil mi?) İşin tek zorluğu benim dışarıda misafir kabul etmem. Herkes üşüyor, ben de tık yok. Ona rağmen genç bayan arkadaşım büyük direnç gösterdi ve bol bol bilgi alışverişi yaptık. (bilgi alışverişi diyorum çünkü, farkında olmasalarda bende onlardan çok şey öğreniyorum)(Onlara çok yardımcı olduğumu düşünüyor ve iyi niyetlerimden dolayı kendimle övünüyorum...)

Değerli e-günlüğüm. Şimdi iş yerindeyim ve taptaze çıtır bir bilgisayardan (nazar değmesin) sana yazmaktayım. Az kalsın üzerine kuma alacaktım. (bir arkadaşım tavsiye etmişti) Ama ben ne yaptım. Elimdeki hatunu, şey pardon bilgisayarı, yeni baştan yarattım ve taptaze bir çıtır haline geldi. Şimdi ilişkilerimiz çok iyi. Lale gibi geçinip duruyoruz. (yoksa gül müydü?) Sen sen ol, elindekini iyi değerlendir e-günlük cüğüm. Yeni hatuna, şey pardon, yeni bir bilgisayar, yeni bir insan gibi, alışkanlıkları var ve anlaşmak uzun zaman alıyor. O benim alışkanlıklarımı, ben onun alışkanlıklarını bilmiyorum. Öğreninceye kadar canımız çıkıyor ve bazan ilişkiler kopabiliyor, yani bilgisayar arızalanabiliyor. (Dediğim gibi en iyisini yaptım. Kendimle övünüyorum...)

Annem iyice iyileşiyor. Ablama sürekli aksilik yapıyormuş. Eski toprak tabi. Erkek sözü dinler. Ben gidince ne desem yapıyor. Onlar başka dünyaların kadınları. Aaaah Ah. Kime anlatayım, duyan var mıdır? Ara sıra üzüntülü günlerimiz olsa da hep iyi bir evlat olduğumu düşünüyorum. (iyi bir evlat olduğum için kendimle övünüyorum)

İşler normal seyrinde gidiyor. İlişkiler normal, sağlık normal, bel ağrılarım normal. Ayaktayım, kafam çalışıyor, (veya ben öyle sanıyorum) Kimseye muhtaç değili, huzurluyum, (belki rakı dandır ama, akşam yatağa yatınca çok rahat uyuyorum) Sağlığımı, huzurumu ve mutluluğumu sürekli koruyup yenilemeye çalışıyorum. (bu yüzden kendimle övünüyorum.)

Elmar hemen her gün yardıma geliyor. İstese saçma sapan mekanlara gidebilir, saçma sapan işler yapabilir. Beni çok sevdiğini söylüyor. Yanımda çok rahat mış. Nedense gençler (oğlum da) yanımda çok rahatlar. Onlarla her şeyi paylaşabilmek güzel. Onları sıkmamak, rahat olmalarını sağlamak beni de mutlu ediyor. (Gençlere ve oğluma bu güveni verebildiğim için kendimle övünüyorum)

Değerli e-günlüğüm; yine gün bitmek üzere. Linda ve ben her gün yaptıklarımızı yaptık ve sana yazmaya devam ediyorum. Bir azdan akşam servislerimiz başlayacak. ( köpeklerim le dostluğumu sürdürdüğüm, işlerimi aksatmadığım ve düzenli olarak sana yazabildiğim için kendimle övünüyorum...)

Sevgili e-günlüğüm; Yarın yine yazışırız, sana hoşçakal diyebildiğim ve tekrar döndüğüm için...... (çok güldüm ve güldün)

Daha insanın kendisi ile övünecek o kadar çok şey var ki; yeter ki başkalarını övmekten, başkalarının yaptıklarından kendine pay çıkarmaktan vazgeçsin... (diyorum)

Biliyor musun? Filler günde, ortalama 2 saat uyurlar mış... (kendisi bilir)
Güzel söz: "Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar insanın içinden gelir ve her zaman oradadırlar... Sigmund FREUD (onun öğretileri ile hayattayım:)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..