Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlüğümde dün gece ve bugün

Sabah şeriflerin hayırlı olsun sevgilie-günlüğüm.
"e-günlüğümün cumhuriyet kaygısı yok" başlıklı dün kü yazımı abonelerimden bir kaç kişi okumuş, sana teşekkür ediyorlar:)

Bu sabah kalktığım da bahçe de kumruları gördüm. Yavru kumru uçar gibi yapmaya başlamış. En azından kedilerden kaçabiliyor. Sanırım bana teşekkür etmek için bütün aile toplanmış:) Çok sevimliler hiç kaçmıyorlar. Onlara biraz buğday, mercimek, nohut attım ve hepsi üşüştüler. Daha sonra fazla vakit kaybetmeden köpeklerimi çıkardım ve doğru iş başına. Benim ufalığı da her gün evden işe, işten eve taşıyorum. Adı linda, ispanyol cooker kendileri. Dişi ve çok cilveli:)

Evet "kısa kes dün gece neler oldu anlat" dediğini duyar gibiyim. Baştan söyleyeyim hiç bir şey olmadı. (senin tahmin ettiğin anlam da) Belalı ile cadde de buluştuk, bir cafe ye oturduk (havelka) başladık sohbet etmeye. Sohbet konusu, kendi anlatımı ile, o'nun yalnızlığı ve çaresizliği idi. Açıkça benden hoşlandığını söyledi ve ben de ondan hoşlandığımı söyledim ancak şartların müsait olmadığını da anlattım. Uzun uzun anlatmayacağım. Saat 00:10 da kalktık ve beni evine davet etti. Nesli tükenenlerden olduğumu anlasın diye gittim. Kahve içtik sohbet ettik ve hamle yaptı. I ıh olmaz...

Dekolte kıyafet destekli cilveler, kadınsı tavırlar, dudak büzmeler ardı ardına geliyor ama, nafile. Yer ve zaman uygun değil. Hadi arkadaşımı aldatsam kendimi aldatamam. Belalı delirmek üzere. Bir anda değişti ve sakin, yumuşak bir tavır almaya başladı. Tam bu sırada "ben izninle kalkmalıyım" dedim. O uysal tavır gitti, yerini kızgın bir yüz ifadesi aldı ve ısrarla oturmamı, hatta orada kalmamı teklif etti. Ben eve gittiğim zaman açıklama yapamayacak duruma getirelecek adammıyım:) Ani bir hamle ile kalktım ve çekiştirmelerine karşı kapıya doğru yürümeye başladım. Kapıya geldiğim de gözleri yaşar da ama anlam veremiyordum. Vedalaştım, muck ve çıkıp gittim.
Eve geldiğim de olayı bütün boyutları ile arkadaşıma anlattım ama pek inanmış görünmedi. Biraz güven meselesi. İnanmak zorun da. Ben masumum ve sanırım masum kalırım. İşte sana dün gece olanlar sevgili günlük. Henüz olay sonuçlanmış gibi görünse de ne olacağı belli değil.

Bu arada meraklıların çoğalıyor sevgili günlük. Bazı abonelerim senin olduğun sitenin adresini alıp okumaya başladılar:) Fikirlerim yüzünden bir de abone kaybetmiyeyim...

Neyse, boşver belki de daha fazla abone yaparım belli mi olur. Her olgunun bir de diğer yönü vardır.

Bugün yine trafik sakin ama canavar çok fazla. Kesin inandım, ehliyet verenlerin ehliyet kursu almaları gerek. Arabakullananlara bakınca aklıma başka bir şey gelmiyor. Bu insanlar bu kadar kötü araba kullanıyor ise, acaba onlara kullanmayı öğretenler ne durum da? Tıpkı freud'un "bütün pisikologların, pisikologa ihtiyacı vardır" dediği gibi, bütün sürücü aday eğitmenlerinin, sürücü eğitimine ihtiyaçları var.

Sevgili e-günlüğüm hava sabah biraz serin di ama şu an da çok güzel ve güneşli bir hava var. Akşam yine bahçe de rakı içebilir miyim acaba:)
Bugünlük bu kadar yeter e-günlüğüm. Yarın yine görüşürüz.
Hoşçakal

Biliyor musun? Bir kilo limon da, bir kilo çilekden daha fazla şeker vardır. (Hatta yarım limonda da bir avuç kesme şeker kadar şeker vardır. Hem de doğal olduğu için hiç bir zararı yoktur.)
Güzel söz: "İnsanın bilgisi ile gücü arasın da, sıkı bir bağlılık vardır." FRANCIS BACON

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..