Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlüğün abuk yorumları...

Bu gün alışveriş yapacağım, altmış beş bin mağaza aralarında anlaşıp ucuzluk yapıyormuş. Ucuzluk olunca alışveriş yapmak gerek... Ne diyorsunuz siz ya! İnsanlar ne zamandan beri ihtiyacı olduğu için veya gereksinim duyduğu için değil de, ucuzluk olduğu için alışveriş yapıyor? Zaten bir tişört'ü marka değilse yirmi liraya, marka ise elli liraya satıyorlar. Tişörtün maliyeti iki lira, yüzde yetmiş indirim yapsa yine ucuzlatmış olmuyorlar. Aylık kirası on bin, yirmi bin dolar olan dükkanların kirasını bizden çıkarmaya çalışıyorlar... Siz istediğiniz ucuzluğu yapın, ben ihtiyacım olunca gelir alırım...

Merhaba e-günlüğüm; en son beş sene önce giyim alışverişi yapmıştım ve her şeyden beşer tane almıştım. Halen onlarla idare ediyorum. Zaten moda bana uyar, tarzım bellidir, sürekli yeni çıkanı deneme huyum yoktur, beden değişme sorunumda olmadığı için (17 yaşımdan beri aynı beden) sık sık alışveriş yapmam gerekmiyor... Bir yapıyorum, pir yapıyorum.

Bütün insanlar borçlu. Merak ediyordum bu kadar borçlanacak ne var, nasıl borçlanıyorlar diye. Kendim kredi kartı kullanmadığım için hiç aklıma gelmemişti. Tabi ya! On ik ay, yirmi dört ay vadeler, hatta ödemeye dört ay sonra başlamalar. Piyasa şartları güzelken kimin aklına gelirdi, ileride kriz olacak, işler yavaşlayacak, işten çıkarmalar başlayacak... İşverenin umrunda mı senin uzun vadeli kredi kart borcun. Oysa insanlar doğal olarak işlerine ve işverenlerine güvenip maaşları oranında borçlanmışlar. Şimdi hepsi iğne (yoksa çivi miydi?) üzerinde oturuyor. Öğretmenlerimizin bile %70'i borçluymuş...

"53 balina intihar etmiş. (ederken de "batsın bu dünya, artık yaşamak istemiyorum" diye bağırmışlar) Avustralya’nın Tazmanya adasında kıyıya vuran 64 balinadan 53’ü kurtarılamadı. Çevreciler ve yetkililer, saatler süren çabaların ardından 11 balinayı denize döndürmeyi başardı." (ntvmsnbc)

Bu balinalar, yunuslar intihar etmiyor. "intihar" kavramı onlar da ne zamandır kullanılır oldu bilmem. İki seçenek var: Birincisi denizde (yaşadıkları yerlerde) onları rahatsız eden bir şey var ve ondan kurtulmak için karaya çıkmak istiyorlar, ikincisi kara da onlar için çok gerekli, hayati bir şey var ve onu elde etmek için yine karaya çıkmak istiyorlar. Böyle giderse zaman içinde evrim geçirecek ve hem karada hem de denizde yaşayan memeliler sınıfına girecekler.... "Bir ihtimal daha var oda ölmek mi dersin" uygulaması çerçevesinde bir mesaj veriyorlar. "Ey insanlar bizimle ve doğa ile uğraşmaktan vazgeçin, yardım adı alrtında araştırma ve uğraşlarınızdan vazgeçin, elimizden gelse hepinizi bir kaşık okyanusta boğacağız..." diyor olabilirler...

Kendini bile anlayamayan, birbiri ile iletişim kuramayan bir canlıdan, diğer canlılara ne hayır gelir ki? (hangi canlı bu acaba?)

IBM’in liderlik ettiği nörologlar, bilgisayar bilimciler ve ilişkili bilim insanlarından oluşan ekip, insan beynini taklit ederek öğrenme yeteneklerine sahip olacak bir bilgisayar geliştirmeye çalışacaklarmış... Uyarıyorum! İnsan beynini örnek alırsanız başarısız olursunuz. İnsan beyni öğrenmeyi unutalı uzun zaman oldu, artık sadece şartlanmaya yöneldi ve şartlanıyor, öğrenemiyor... Diyelim ki başardınız; O zaman başta otistikler ve mongollar olmak üzere tüm insanlığın bu buluşa ihtiyacı olacak. Yeniden öğrenmeyi öğrenmek için... Özellikle buluşu yapanlar için...

Değerli günlüğüm; yine çok yorum yaptın bu gün. Unutma bu bir gazete sütunu değil, bir günlük... Tamam anladım, ileride bu haberlerin sonuçlarını veya iddia edilenlerin tersi olduğun da takip edip, "ben demiştim" demek için yazıyorsun... Peki sen bilirsin...

Dün gece hava pek soğuk değildi (brrr) ve bahçe programımı başarı ile tamamladım.

Sabah işe geldim ve dayanışıyorum. Neden mi? Bugün "kadına yönelik şiddete karşı uluslararası dayanışma günü" Yine ayrımcılık var. Şiddet denince akla kadına karşı şiddet geliyor. Çocuklara karşı, birbirimize karşı, hayvanlara, ormanlara, bitkilere karşı şiddetten bahseden yok. Hele devletlerin vatandaşlarına uyguladığı aşırı şiddetin hiç sözü edilmiyor. Edilmesin, bir gün o konular da moda olur ve yazarız... Yarın da "devlete ödenmesi gereken fatura ve zam şiddeti dayanışma günü" olsun...

Bu gün işlerin zayıf olduğu belli oluyor değil mi e-günlüğüm. Sürekli bir haber bulup ona çatıyorum. Dün kü hareketliliğin ardından bu gün işlerin zayıf olması dinlenmem için bana doğanın dinamiklerinin verdiği bir lütuf. Değerlendiriyorum.

Bu hafta kapı kapı aboneleri dolaşıp tv de ve gazetelerde ki "damacanalar bakteri yuvası" haberinin gerçeğini anlatıyorum. Henüz abone kaybım olmadı ama, bu olmayacak anlamına gelmiyor. Demek ki şimdilik güvenilirliğim sağlam. Bu konuyu yarın yazmayı düşünüyorum. Yarın bir de küçük yaşta evlenen kızlarımız için uzun bir yazı yazmayı (beş satır falan) düşünüyorum... (yok beş satır az olur, yedi sekiz satır olsun)

Ay saat geçmek bilmiyor yazdıkça yazıyorum. Yeter!!!

Evet değerli e-günlüğüm, yazmaya ara verip yemeğimi yedim. Çok oturduk bugün çoook. Demek ki yarın işler iyi olacak...

Ben seni yarın ararım, yine yazışırız. Hoşçakal

Biliyor musun: Kan sudan altı kez daha koyu imiş... (boza kaç kat koyu?)

Çirkin söz: "Uçaklar hoş oyuncaklar ama, askeri hiç bir değeri yok." Mareşal Ferdinand Foch (1. dünya savaşı Fransız orduları Baş Komutanı 1911)

Güzel söz: "Aşırı kalabalık tavuk kümesi, normalden az yumurta üretir..." Çin atasözü

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..