Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlüğün bayramı yeni başladı:)

Görünen, normal insanların bayramı bitti. Şimdi benim ve benim gibilerin bayramı başladı. Ta ki diğer normal bayrama kadar... Garip insanlar, sekiz dokuz gün "bayram" yapıp sonra her şeyi unutup, işlerine güçlerine devam ediyorlar. Bir birlerine "her günün bayram havasında geçsin" diye mesaj atmayıda ihmal etmiyorlar... Mesaj dedim de aklıma geldi, cep telefonu operatörleri yine karlarını katlamışlardır...

İyi bayramlar e-günlüğüm; Bir haftayı bayram yapamadan geçirmek ne kadar kötü anlatamam. Neyse ki bu gün bitti. Trafik kazaları bilançosu, her bayram olduğu gibi yine çok kötü. Kurban kesilen koyun bilançosundan kimsenin haberi yok. Koyunların gazetesi olsa onlarda, "bu kurban bayramı süresince, şu kadar arkadaşımızı insanoğlu, kendi düşünceleri uğruna katletti" diye yazarlardı ama henüz, böyle bir teknolojiye sahip değiller. Umarım ileride sanayileri gelişir de başarırlar. Hem sadece koyun değil ki. Keçi, inek, öküz, boşa, deve, manda, ne bulsa kesiyor insanlar. Sıkı mı bir aslan veya kaplan kessenize..

Merhaba e-günlüğüm; "2007 verilerine göre, kullanım sıklığına göre yüzde 16, 5 ile ilk sırada antibiyotikler yer alıyor. Gereksiz ilaç kullanımı Türkiye’ye yıllık 1 milyar dolar maliyet getirmektedir." (ntvmsnbc) Lafa bak "gereksiz ilaç kullanımı" gerekli ilaç kullanımı diye bir şey mi var? Alın alın. Bu antibiyotik üreten firmaların en iyi ürettiği diğer ilaçlar da, mantar ve böbrek hastalıkları ilaçlarıdır. Çünkü antibiyotikleri kullananlarda bir süre sonra bu hastalıkları oluşuyor. Kullanmaya devam ettikçe bu yelpaze genişliyor ve bilumum hastalıklarla mücadele etmeye başlıyorsun. Ama nedense her hastalık için illaki antibiyotik ve ağrı kesici yazıyorlar. Anlamışsam kızılderili olayım. Bildiğim en iyi ilaç, sarımsak, soğan, limon ve sirkedir...
Bu gün en çok okunan haberlerin başında "barda silahlı çatışmanın nedeni 750 bin dolar" haberi var. Yine hayretle karşılıyor ve yorum yapmıyorum.

Boss'u bu gün, yine dükkana getirdim. Hava güzel olduğu zaman üst katta ki pit bull sahibi, köpeğine eğitim yaptırmak için beni arıyor, ben de Boss'u alıp dükkana getiriyorum. Yoksa mahalle ayağa kalkıyor.

Valideyi aradım, sesi iyi geliyordu. Bu gün gelecekler. Sanırım yarın ziyaretine giderim.

Ben biliyordum bu gün çok hareketli olacağını. Başımı kaşıyamadım öğlene kadar. (sırtımı kaşıdım) İnsanlar yediler etleri, kavurmaları, sakatatları, başladılar su içmeye. Bir terledim ki anlatamam. Dünden siparişim vardı, bir de kamyon boşalttık peşinden, iki terledim ki anlatamam... Olsun o kadar. Bütün hafta oturduk, dinlendik. Şimdi iş yapma zamanı. Para kazanıp dünya turuna çıkacağız. Bakacağız dünya yerinde duruyor mu?

Keyfim mi? Yok be, kaçtığı günden beri haber alamıyoruz kendisinden. Gazeteye ilan vereyim mi diye düşünüyorum. Şöyle yazayım; "kaçtığı günden beri haber alınamayan keyfimi, görenlerin insaniyet namına şu telefon numarasına haber vermeleri rica olunur..." Eh fena olmadı. Belki gören olmuştur. Üstüne üstlük bozulan sinirlerim de zor düzeleceğe benzer. Takılırım ben olanlara, olaylara... Kurarım kafamda düşünülmeden sarfedilmiş cümleleri. Hak edip etmediğimi, doğru olup olmadığını... Empati yaparım, ölçerim, biçerim, tartarım tek tek harflerin üzerinde geze geze... Haksız isem, sinirim çabuk geçer, ama haklı isem, sinirimin geçmesi için çok prosedür uygulanması gerek...

Bu ne hareketlilik ya! Her yerime ağrılar girdi. Ne öğle yemeği, ne de akşam yemeği yiyemedim doğru dürüst. Linda'da bana bol bol küfür etmiştir. Benim yemeklerim aksayınca doğal olarak onun yemeği de aksıyor. Neyse en sonunda sağ salim yemeklerimizi yedik. Zaten "her yer karanlık bir nur o mevki" oldu.

Evet değerli günlük, gittim. Yarın yine haftanın son yazışmasında buluşacağız. (ne buluşması?)
Hoşçakal, günlük kal...


Biliyor musun: İnsanlar sabah kalktıklarında ortalama 1 cm daha uzun olurlar ve günün ilerleyen saatlerinde kıkırdaklar sıkışarak boyumuz kısalır mış...
Çirkin söz: "Bir kadın ya sever, ya nefret eder. Ortası yoktur..." Pubillius Syrus (bu amca öylelerine rastlamış anlaşılan)
Güzel söz: "Eğitim, her zaman sahibini peşinden takip eden bir servettir..." Çinli amcaların Ata sözü

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..