Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlüğün kaşı yarıldı (minicik)

Günaydın e-günlüğüm; Dün akşam seni gönderdikten sonra dükkanın demir kapısı kafama çarptı. Ters mi söyledim? Hayır doğru söyledim. Benim gözlerim var, görebiliyorum ama kapının gözleri yok ve göremiyor. Yani o bana çarptı... Neyse sonuç olarak kaşım, yarık yerinden yarıldı. (gençlik çağlarında yarılmıştı ve dikiş attırmamıştım, izi vardı) Alel acele kanını durdurdum ve bant yapıştırıp servise gittim. Bu gibi şeyleri hiç sevmiyorum. Günün anlam ve manasını taşımayan gündem oluşturuyor. "aaa geçmiş lsun kaşınıza ne oldu?" tarzında milyonlarca soruyu cevaplamak zorunda kalıyorum. Hatta bazı arkadaşlara gittiğimde daha onlar sormadan "kapı çarptı hafif kanadı ben de bant koydum" diye geçiştiriyorum. Ülkede bir sürü sorun varken ne sorarsınız kaşımı? Zaten iki seçenek vardır, ya biri ile kavga etmişimdir (herkes öyle sanıyor), ya da bir yer bana çarpmıştır... (ben çarpmam)

E-günlüğüm kaç, kaç, kriz geliyor. Krize dünden razı olan sektörler ve kişiler yaratmaya, hissettirmeye başladı. İş yerlerini kapatanlar ve personelinin işine son verenler çoğaldı. Bir çok okumuş, öğretimli arkadaşım şimdiden işsiz kaldılar bile. Böyle giderse bende kendi işime son verip, daha ucuza çalışan birini bulacağım. (çok masraflıyım, rakı, sigara içiyorum. Çok para harcıyorum)

Artık bu değerli bilim adamlarımızın ve kadınlarımızın araştırmalarına dikkatle eğilirken (ah! eğilince belim ağrıdı) bir başlık atmayı düşündüm. İlgilenen, başlığa bakmadan okur, ilgilenmeyen, başlığı görünce o paragrafı geçer ve değerli zamanını benim abuk subuk yazdıklarımla harcamamış olur. Nasıl güzel fikir değil mi? Zaten yakında her konuya başlık atmayı düşünüyorum. Örneğin, "evde", "bahçede" "iş yerinde", "caddede", "yatakta" gibi (cık, sonuncusu olmadı)

Dün gece kaşımın kanını durdurduktan sonra traş, banyo falan derken saat 20:30 oldu ve Boss vızırdamaya başladı. Hemen üzerime sıkı bir şeyler alıp dışarı çıktım ve Boss'u saldım. (artık uzun süre gezdirmem, dışarıda tehlikeler var) Bu arada masayı kurup, rakımı almayı da unutmadım. Boss hanımefendi ihtiyaçlarını giderdikten sonra biraz oynayıp yerlerimizi aldık ve gecenin büyüsü ile zaman geçirdik.

Sabah erkenden yine işe geldim (tatile gidecek halim yok ya) periyordik işlerimin ardından facebook sayfama yazımı oturttum. "Murat broker ların eylemlerini candan (candan kim?) destekliyor" diye yazdım. İMKB uzaktan kumandalı sisteme geçtiğinde herkes alkışlamıştı (ben hariç) Olacakları önceden tahmin edip bir kaç arkadaşıma söylediğimde "yok olmaz öyle şey" demişlerdi. Oldu işte. Hepinize sepet havası. Gelin yanımda çalışın. Bu iş hamallık işi, elektronik veya uzaktan kumandalı olmuyor. Ömür boyu iş garantisi var. (katlanabilirseniz) İyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta İş var... (para konusu tartışılır)

Bilimsel (mi): Fransız bilimcik (artık bunlara "bilim adamı" demeyeceğim) adamları, yüksek kalori alımında dahi metabolizmayı yağ yakması için “aldatan” bir ilaç geliştirdi. (ntvmsnbc) Her zaman ki gibi deney yine fareler üzerinde gerçekleştirilmiş. Okuyunca kilo sorunu olanlar için iyi bir haber gibi görünüyor... Peki, diyelim ki başarılı oldu. Daha sonra ilaç görevini tamamlayıp kesildiğin de, bilimcik adamlarının henüz işleyişini anlayamadığı metabolizma, kendine gelip, "ulan sen misin beni aldatan, ben şimdi sana gösteririm" deyip daha kötü sonuçlar yaratamaz mı? Hem zaten ağrı kesiciler, mide ilaçları, sakinleştiriciler, ateş düşürücüler, aynı sistemle çalışmıyor mu? Sonuç: ağrı kesici alıyorsun, ağrı kesiliyor. Etkisi geçiyor, ağrı devam ediyor. Bir daha alıyorsun metabolizma kökten bozuluyor... Böbrekler de taş oluşuyor, onlar da prostat sorunu yaratıyor, sonra prostat bezleri ayvayı yiyor. Ayva sert olduğundan prostat kanserine yol açıyor. Tedavi süresince prostat iyileşirken, diğer damarlarda sorun başlıyor, ta ki beyinde ki nöronlar ne yapacağını şaşırıncaya kadar... Gerisini yazmayayım...

İşler bu gün çok yavaş gidiyor. Oturmaktan belim ağrıdı. (Başbakanın belinde de sorun varmış, hemen MR çektirmiş.) Hemen gidip ağrı kesici alayım (nah alırım) Belimi dinliyorum ve onun söylediklerine uyuyorum, ağrı geçiyor. Şimdilik belimi dinlemek için yazmaya ara veriyorum.

Evet e-günlüğüm; belimi dinledim ve "fazla hızlı hareketlerden kaçın" dedi. Ben de gün içinde daha yavaş hareket ettim.

Akşam kahvaltımızı yaptık. (çorba, dolma ve çukulatalı simit) Boss'un da canı sıkılmış iş yerine geldi ama yemek yemedi, bizi seyretti. (linda ve beni) Sonra onu yerine götürüp zincire vurdum.

Şimdi gidiyorum e-günlük, bu gece gençlerle bahçe buluşmamız var. Yarın nasılsa yazacağım. Hoşçakal

Biliyor musun: Çarpışmanın etkilerini araştıran bir grup, deneylerinde maymunları kullanırlar. Maymunlar araçlara bağlanır; her bir maymun 19 kez çarpışmaya uğratılır. Araştırmanın sonunda, maymunlann çarpışmadan hemen önce panik ve korku içinde olduğu, ayrıca çarpışmanın şiddeti arttıkça sinir sistemine olan hasarın da arttığı saptanır.
Çirkin söz: "Benden sonra tufan"
Güzel söz: "Her şey bir güzelliğe sahiptir, ama bunu herkes görmez..." Konfiçyus

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..