Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlüğün ömrü çok uzadı:)

Ömrünüzü beş yıl uzatır,
Stresi azaltır,
Ciğerlere iyi gelir,
Dişleri güçlendirir,
Kırışıklıklara karşı bire birdir. mutluluk hormonu salgılarını artırır,
Bağışıklık sistemini güçlendirir,
Yüzdeki 30 farklı kası aktifleştirerek cildin gerginleşmesi ve güzelleşmesini sağlar.
Bu bilgiler Uluslararası Öpüşme Günü nedeniyle açıklama yapan, ABD’nin Los Angeles kentindeki Cinsel Davranış Kurumu uzmanlarından... Bütün bunları öpüşmek yapıyor muş. Boşuna demiyorum "ben ölümsüzüm" diye. Hadi ne duruyoruz öpüşelim... Yüzde ki otuz farklı kası çalıştırdığına göre yüz bölgesinde bir yerden öpüşeceğimiz anlaşılıyor ama nasıl öpüşeceğimiz konusunda açıklayıcı bilgi yapılmamış. Her halde kararı öpüşecek kişiye bırakmışlar. İşte işin zor tarafı burası. Fransız'mı, İtalyan'mı, Rus'mu yoksa Türk öpücüğü mü? Yoksa kumrular, aslanlar, gergedan'ları mı örnek almak lazım?
Merhaba e-günlüğüm; Bu adamlar gerçekten bir şey bilmiyor... Daha ne faydaları var bu öpüşmenin. Kan dolaşımını hızlandırır, tansiyonu düzene sokar, baş ve migren ağrısını geçirir, mutluluk hormonu salgılanmasını sağlar, nefes açar, bütün negatif duyguları yok eder... (nerden bilsinler ki? Hayatları labratuarlarda geçiyor) Öpüşme sonrası ileri gidilirse, faydaları daha da artar. Saymakla bitmez... (on günlük yazsam yetmez.)

Bu bilimsel etkileri yaratıp faydalanmak için sanırım sıkı öpüşmek gerekiyor... Bir de sıkı öpüşecek kişiyi bulmak gerekiyor tabi. Tek başına gerçekleştirilecek bir aktivite olmadığı muhakkak... İşte huzurlu yaşamanın reçetesi bu. Artık gerisi biz insanlara kalmış. Öpüşüp öpüşüp ömrümüzü beş yıl uzatacağız. Daha ne istiyoruz ki?

Dün gece bahçede oğlumla sıkıcı, yaşamsal sohbetler yaptık. Anlatırken ben bile sıkılıyorum, o nasıl sıkılmasın. Beyninde bin bir fırtına eserken "gerçekler" ninni'sini dinlemek hoş olmaz tabi. Bu yüzden kısa kesiyorum ki Aydın havası olsun. O dersini çalışmaya gitti, ben de Boss ve Joker'in oyun oynamalarını gülerek izledim. Nasıl da rahatlatıyorlar beni. Onları izlerken bütün yorgunluğum, bütün ağırlığım gidiyor. Pozitif enerji saçıyorlar.

Onları seyrederken biraz içkiyi fazla kaçırmışım, sabah yine zor kalktım yataktan. İyi ki nine formüllerim var ve hemen kendime geliyorum...

Kahvaltımı yapıp, sabah görevlerimi tamamladım ve bir hışımla çıktım, Linda ile hafif tempo koşarak iş yerine geldim.

Ölü bir gün. Bu kadar dolu gündemi ve haberleri olan bir dünya için berbat bir gün. Hiç yakıştıramadım. O kadar da korkutuyoruz insanları ama hiç umursamıyorlar. Endişe veriyoruz, yarın ölecekmiş gibi para harcasınlar diye, kimsenin umrunda değil. Heeey artık keneler, sinekler bile öldürüyor, bir şeyler yapın, alışveriş yapın, para harcayın, su için, susuz ölmek çok kötüdür. Hiç bir şey yapamıyorsanız öpüşün... Endişe ve korkuya bağışıklık kazandılar galiba. Yeni ve değişik korkutucu haberler üretmek lazım. Hmmm anladım, hafta sonunu bekliyorlar. Cuma akşamından yollara düşüp çılgınlar gibi eğlenecekler...

Bayılıyorum şu taksi şöförlerine. "Caaart" diye (sanki bir yeri yırtılıyormuş gibi oldu) yolun ortasında durup, dörtlüleri yakıp müşteri alıyor, sonra da "caaart" diye (ne diye?) yolun ortasında durup müşteri indiriyorlar. Çok güzel ve doğru bir hareket olduğu için artık sadece taksi şöförleri değil, tarla şöförleri de yapıyor. Tabi yolun kenarına çekmek için, direksiyon çevireceksin, aynalara bakacaksın, bir sürü zaman ve yakıt harcayacaksın... En iyisi trafikte kimse yokmuş gibi varsayıp durmak. Acelesi olan, bekleyen önemli değil. Trafiğin sıkışması hiç önemi değil, zaten sıkışık. Ben de bundan sonra öyle yapayım diyorum... Hatta park ederkende özellikle otopark önlerini seçeceğim.

İş yerimin karşısında ki apartmana yeni bir köpek taşındı, şey pardon köpekli insanlar taşındı. Köpek balkonda ve sürekli havlıyor. Alışığız nasılsa önemli değil. Önemli olan, köpeğin havlayarak bir şeyler anlatmaya çalışması. Cinsi chow chow (bilerek aldıklarını sanmıyorum, eminim "çok sevimli" diye almışlardır) + bin yıl öncesine dayanan geçmişleri vardır ve "çin aslanı" olarak bilinir. Soğuk ülke hayvanıdır (tüylerinden belli olduğu üzere) Kızak çekmekte, avcılıkta ve özellikle savaşlarda kullanılır dı... Çok sadık ve koruyucudur. (bütün köpekler gibi) Büyüdüğü zaman sinirli olduğundan (özellikle sıcak mevsimlerde) özel olarak, tasmalı yürüyüş ve söz dinleme eğitimi verilmelidir. Şimdi iki bayan, gündüz evde yalnız bıraktıkları bu köpeğe nasıl bakacaklar merak ediyorum. (yok bana bakma yardımcı olamam)

Evet değerli e-günlüğüm; "Öğle yemeği, akşam yemeği, köpekler" derken yine günün sonuna geldik. Bu gün yemekte zeytinyağlı barbunya ve sebzeli kek var dı. Hepsini bir güzel köy ekmeği ile yedim bitirdim, gidiyorum. Sen de gittiğin yerde yersin artık... Yarın yazışacağız mutlaka. Hoşçakal

Biliyor musun: Bir japon kadın ortalama 84 yıl, bir Bostswana'lı kadın 39 yıl yaşıyor muş...
Çirkin söz: ''Sınırlarımızda hayvan barınağı istemiyoruz. Köpekleri çok sevdiğini beyan edenler, lütfen kendi sınırlarına taşısınlar...." Ümraniye Belediye Başkanlığı (sizin gibi insanları asıl bir yerlere taşımalı)
Güzel söz: "Altın prangalar, demir olanlardan çok daha kötüdür..." Gandi

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..